USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Çocuk Olamayanlara.!

25-11-2017

Günün birinde yine rüzgar beni uzak bir diyara sürükledi. İsmini bile bilmediğim bir yer Pakistan´da bir şehir. Adım atar atmaz derin bir düşünce dehlizinde buldum kendimi. neredeyim? burası neresi?            Çoğu zaman hayatın gelgitlerine kapılıp unutuyoruz. Sonra öyle bir an geliyor ki; bir tokat çarpıyor ve kendinize getiriyor sizi, işte öyle bir andı. Çok uzak yoksul bir şehirde, umarsızca gürültüyle geçen arabaların arasında, savaştan dün çıkmış gibi yıkık dökük bir şehirde bir çocuk. kara elmas gibi ışıldayan iri gözleriyle, başında yazgısına denk karalıkta bir tülbent, elinde yapmadan kırmızı bir gül ile.

           Her yaşın bir zorluğu var derler ya bence en zoru çocuk olamamak. sanki dünyaya sabit bir yaşta  gelmiş gibi, dünya ya fırlatılmış gibi.. Hiçbir oyuncak tatmin etmez çocuk olamayanları, içlerinde hep derin bir öfke gizlidir, kimse bilmez anlayamaz bu geçmişin eksikliğidir. Hiçbir bayramın çocuğu değildir onlar.. çocuklara atfedilen hiçbir şeyi sahiplenmezler çünkü..

          Çocuk  deyip geçmeyeceksin, hatta en çok çocuk diye üstüne düşeceksin. O gözlerde ne mi gördüm; gelecekten hep bir kaçış,kendine yakın başkasına hep uzak, kimseyi asla göremez son durak, her taşın altından kendini çıkaranlar.. yalnızlık.. hatta öyle bir yalnızlık ki ölse cenaze namazını kendi kılacak.

      Sonrası mı? sonrası derin bir boşluk.. haline şükretmişlik.  Hepsi bu.  geride kalabalığın arasında kaybolmuş yapma çiçeğiyle bir çocuk! yazması biraz bozulmuş. Gözleri alev gibi..