En son Ağustos 2017 yılında yazdım. Uzun bir ara yazmadım. Yazmak için mutlu, umutlu ve huzurlu olmak gerek herhalde. Bu saydıklarım şimdi kaç kişide var ki? Hepimizin de aslında aradığı bunlar değil mi? Belki de benim bahanem bu. Çok kötü zamanlar yaşayan ve bu yaşama rağmen çok iyi eserler verenler var. Çok karamsar bir giriş yaptığımın farkındayım. Lakin ülkemin neyinden bahsedeyim neyini yazayım bilmiyorum ki. En iyisi yine memleketimden, Mardin´den bahsedelim.
2016 yılı Bahar aylarında tayini çıktı Mardin iline. Herkes, daha önce gelenler gibi toplumdan uzak, makamına kapanmış, sabah aracı ile işine giden, akşam evine dönen, bu gidiş gelişlerde özel geçiş hakkı kullanan, dert dinlemeyen aksine dert biriktiren, gülümsemeyen aksine sürekli asık suratlı, zenginin sofrasında oturan aksine garibanı hiç görmeyen, fabrikaları ziyaret eden ama esnafı dinlemeyen biri olarak beklerken O, sayılanların aksi bir adam çıktı. Gel zaman git zaman Devlet ona başka bir görev daha verdi Mardin ilinde. Artık yükü ağırdı. Kendisine verilen ikinci görevin demokratik ya da hukuka uygun olup olmadığını tartışmayacağım. O tek başına ayrı bir yazının konusu olabilir. Lakin şuan dediğim adama verilen ikinci görevin ifasıdır yazının konusunu oluşturan.
15 Temmuz hain darbe girişimi etkisi kalktıktan sonra ülkede yaşanan gerek siyasi, gerekse de ekonomik krizlerin hiçbirini Mardin´e yaşatmadı. Sanki bir Mardinliydi. Değildi ama. Herhalde Mardin aşığıydı. Her ne ise O, Mardin sevdi adamı, O sevdi Mardin´i. Mardin gerçek anlamda modern bir büyükşehir olmaya başladı. Şehrin girişleri ve çıkışları, şehrin merkezi, ilçelerin tamamı hizmet almaya başladı. Mardin´i yeşillendiriyoruz dedi. Aşkın taşa işlendiği şehre, kendisi yeşili tarihe yani Artuklu´ya işledi. Çok da yakıştı. Akın akın Mardin´e gelmeye başladı turistler. Kan ağlayan, rafları tozlanan esnaf ne oluyor diye irkildi. İnanamadı. Adam durmuyordu ki, durmadan Mardin´i tanıtıyordu. Durmadan herkesi Mardin´e davet ediyordu. Eee haklıydı adam. Mardin güzelleşti. Herkes görsün istiyordu. Eee biz de sonra hak verdik. Biz de insan davet etmeye başladık. Bir süre sonra davet etmeyi bıraktık. Zira o denli akın akın insan geliyordu ki artık davetlileri yatıracağımız yer kalmadı. Normal zamanlarda yani O adamın olmadığı dönemlerde yaz aylarında insan uğramaz şehrimize. Ama özellikle 2018 yazı hiç boş kalmadı Mardin. Mardin´in 40-45 derece olan yaz sıcağında insanlar yine gelmeye devam etti. Şehrimin sokaklarında insanlar özgürce türkü söylemeye başladı. Kimi Kürtçe, kimi Türkçe, kimi Süryanice, kimi Arapça? Cıvıl cıvıl oldu sokaklarımız. Sonradan yapma Alaçatı ne ki, tarih kokan renkli sokaklar gördü insanlar. Gelenler Mardin´i dört dilde gezdi, gördü ve yaşadı.
Sonra Mardin´in ismen Yenişehir olarak adlandırılan ama aslında çarpık, düzensiz diyebileceğimiz yerine büyük bir projeyi (Battı-Çıktı Projesi) hayata geçirmeye karar verdi. Vurdu ilk kazmayı. Kazmayı vurması ile başladı kuyu kazmalar. Mardin´in ismi ile hiç uyumlu olmayan Yenişehir bölgesinde trafik çilesi başlayacağı beklenirken herkes trafiğin akışkanlığına hayret etmeye başladı. Hayret edenler tabi vatandaş, kuyu kazanlar değil. Bu kuyu kazanlar ?battı ama bir daha çıkmaz? derken O adam gece-gündüz 24 saat hiç durmadan vurdu kazmayı. Kazmanın ucu kırıldıkça vazgeçmedi vurmaktan. Vurdukça derine indi, indikçe bitmeye yaklaştı. Sonunda kendisinin halka verdiği süreye yakın bir zamanda bitirdi projeyi. Halk alkışladı kendisini, daha çok sevdi. Ey kuyu kazan Efendiler, siz de alkışlayın bu koca yürekli yaman adamı. Kötü bir şey yapmadı. Mardin´e eser bıraktı. Memleketimize, memleketinize. Yapmaya da devam ediyor. Çalışana hendek olmayın, destek olun. Onun başarısı sizin başarınızdır. Siz anlatamıyorsunuz diye gece gündüz çalışan yaman adamı harcamaya çalışmayın. O adam bu şehirden giderken korkmayın siz, yanında götüreceği tek bir eser yok ama size bırakacağı bir sürü eseri oldu.
Yaman adamın hiç mi eksiği olmadı? Tabi ki de oldu. Artuklu ilçesini turiste boğarken Mardin´in diğer ilçelerini biraz ihmal etti. Midyat da Artuklu kadar değerli. Midyat unutuldu biraz. Dargeçit, Savur sokaklarında gezerken az gördük kendisini. Derik zeytinini tanıtırken ya da Kızıltepe ?Mezopotamya Ovasında buğday başakları arasında da keşke görseydik kendisini. Nusaybin kaçakçılar pasajından alışveriş yaptığını duyduk ama pasajda dert dinlerken ki resmini de görseydik keşke. Keşke kaşıkla Mazıdağı yoğurdunu, tabağa konulmadan direk kovadan yerken de görseydik. Bunlar da danışmanların eksiği olsun.
Mart 2019´da yerel seçimler yapılacak. Mardin Büyükşehir Belediye Başkan adayı neden O yaman adam olmasın? Bir yeri sevmek için, bir yere hizmet etmek için, bir yere kurban olmak için, bir yere eser bırakmak için, bir yere gelecek kurmak için, bir yere sevdalı olmak için illa da o yerden yani Mardin´den olmak gerekmiyor. Yaman öyle bir adam. Gönlümüzden geçen adaylardan bir tanesi de sensin yaman adam. Dileriz senin de gönlünden geçiyor. Rabbim yar ve yardımcın olsun.