MY NAME İS LATİF SAKIZ VE BEN BİR TERÖRİST DEĞİLİM!

Latif Sakız

4 yıl önce

Yesinler sizin tarih seviciliğinizi ! Yok bilmem kaç bin yıllık şehir , medeniyetler beşiği , hoşgörü diyarı , diller-dinler şehri...Yeter artık da! Bize kuru söz gerekmiyor.Bu sayılan değer ve çeşitliliği ne kadar muhafaza ediyoruz, bunların kaybolmaması adına kaç kurum ,kuruluş , aktivist ne kadar çalışma yapıyor ve proje üretiyor , geleceğe taşıma adına ;şimdinin çocukları yarının büyükleri olacak nesillere aktarmak için kim ne proje uyguluyor bana onlarla gelin.

Sen ne yapıyorsun diye soran olabilir ve gayet de haklı bir geri dönüm ! Sadece son çalışmamızı nakledeyim.2019 Aralık ayında okul öncesi evlatlarımıza tarih bilinci ve bu tarihi eserleri koruma bilinci aktarabilme adına Mardin Artuklu Üniversitesi Arkeoloji Topluluğu ile Mardin Fotoğraf ve Sanat Derneği işbirliğiyle "Çocuk Kasiflerle Geçmişe Yolculuk" projesinde onlarca evladımıza faydalı olmaya çalıştık.

Geçmişten günümüze ne yaptığımı ve daha fazlasını merak eden olursa arşivimi açmaya hazırım !

Yeni projelerimi öğrenmek ve destek olmak isteyenlere her daim kapım açık.

Değerli okuyucularım

Dünyanın önemli bir salgın tehdidiyle karşı karşıya olduğu bu elim dönemde, evlerimizi tanıma fırsatı bulduk.Ailemizle bir nebze daha fazla hasbihal fırsatı bulduk.Ve uzun süren bu süreçte kendi kendimizle muhasebe etme fırsatına da sahip olduk.Dini , ekonomik ,siyasi vb...muhasebeler olmazsa olmazlarımızdan oldu.Bunlar bir yanda dursun kentimiz-kendimiz ile kentlimiz ile ilgili fikir fırtınası yaptık mı diye sorun kendinize !

Bizler bulunduğumuz şehirlerde ve kalabalığında kaybolurken , kaybolmama adına ve dahi bu kente faide dokunduracak neler yaptık diye sorduk mu kendimize ?

Gelecekte evladınız bu şehir için ne yaptın diye sorduğunda ona cevap verememenin burukluğu içinize sinmeyecekse kimlikte yazan doğum yerinizden başka bir farkı olmayacak !

Mardinliyim, Mardin'i seviyorum, tarih kokan bir şehirde yaşıyorum demekle ne yazık ki "OLMUYOR!"

Geçtiğimiz şu süreçte çok da geç kalmış sayılmayız. Yineleyerek belirtmek isterim sorunlarımız fazla ve bu sorunların çözümü düşündüğünüz kadar zor değil.Sekiz yüz bin nüfusun yüzde birini harekete geçirirsek ,daha güzel ve korunaklı yarınlara ulaşabiliriz.

Sahipsiz şehir nidaları ile inleyen sokakların gerçek sahipleri ne siyasi kimliğe bürünenler , ne karar alıcılar , ne de paralı kodamanlardır.Şehrin gerçek sahipleri karar verici olan sizlersiniz , bizleriz!

Üzerinize yüzyıllardır serptiğiniz ölü toprağını silkin ve ivedilikle varlığınızı hissettirin. Umudunuzu baki tutun! Her halükarda görev ve sorumluluklarınızın olduğunu akıllardan çıkarmayın!

Yukarıda sayılanlar bizim "millet" olarak yaklaşımlarımız , peki "vekil"lerin yaklaşımları !

Milletin "vekil" olarak seçtiği siyasetçi bireylerin ,kent ve kentlinin haklarını savunmalarını , sorunların çözümü yönünde hareket etmesi gerektiğini , vekillerin bölgeye faydası olmadığını ,şehirde onlarca köyde, yazın ortasında ,elektrik ve su olmadığını , enerji ve su şirketlerinin bölge halkına fahiş rakamlarla ve dayatma uygulayarak temel gereksinimlerini sunduğunu ; her birimiz dost meclislerinde ,dijital ve basılı medya organlarında haykırırken , toplumun bu çığlığına sayın vekillerin neden kulak kapadığına akıl sır ermiyor!

Hangi siyasi ideoloji olursa olsun vekilin görev ve sorumluluklarının bilincinde olması bunu yerine getirmek için efor sarf etmesi gerekiyor. Hiçbir şey yapamıyorsa (!) kendisini seven halkın içinde görünmesi ,acısıyla kederlenmesi , sevinciyle mutlu olması gerekiyor.

Vekil seçilen bireyler unutmamalıdır ki ,emanet olarak bulundukları mevki devredildiğinde yüzbinlerce insanın vebalini devretmeyecekler. Daha düne kadar halk içinde olan , halkın yanında olan ve "bölgemizin evladı" olarak addedilen sayın vekillerin bu sıfatlarını devam ettirmeleri en büyük arzumdur.

My name is Khan and i'm not terrorist!

Rızvan Khan küçüklüğünü annesiyle ıssız bir yerde geçiren bir müslümandır. Annesi öldükten sonra Amerika'ya küçük kardeşinin yanına gider. Orada tanıştığı ve aşık olduğu Mandira adında dul ve Hindu bir kadın ile evlenir. Rızvan Khan aynı zamanda da Asperger sendromu hastasıdır. Bu hastalık Otizm rahatsızlığının bir çeşididir ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. ABD'de 11 Eylül saldırılarından sonra Mandira'nın oğlu faşist kesimler tarafından döverek öldürülür. Öldürülme sebebi annesi evlendikten sonra Khan soyadını almış olmalarıdır. Bunun üzerine Mandira Rizvan'i terk eder ve ona gitmesini söyler. Rizvan ne zaman geri gelebileceğini sorunca, Mandira ona ABD başkanına gidip, adının Khan olduğunu ama bir terörist olmadığını açıklamasını ve ondan sonra geri gelmesini söyler. Rizvan hastalığı dolayısıyla bunu ciddiye alır ve yolculuğuna başlar. Başkan ile buluşmadan geri dönmeyecektir ve ona diyecektir ki: "Sayın Başkan, benim adım Khan ve ben bir terörist değilim."

Gençlik yıllarımda keyifle ve defaatle izlediğim Bollywood yapımı bir Hint filmi! Şöyle bir tefekkür ettim de herbirimizin bu senaryodan farklı bir durumumuz yok! "Sen Ocu ,sen Bucu , sen Şucu." diye diye ülkede terörist olan sayısı git gide yükseliyor.

Her köşe yazımda , her paylaşımımda kent hakları konusunda kendimi bir kez daha yıpratırken , genel manada gidenin ardından konuşan-yazan bir toplum olmak yerine buradayken ses verin! Şehirden sessiz sedasız ayrılan sayın valinin ardından yazmak- söylenmek asla çözüm getirmeyecektir. İfade özgürlüğünüzü buradayken kullanacaktınız!

Tüm bunları aktarırken şunu da ısrarla belirtmek istiyorum:

My name is Latif SAKIZ and i'm not terrorist!

Benim adım Latif SAKIZ ve ben bir terörist değilim!

Görevi devralacak Sayın Demirtaş geldiği şehirden uzun konvoylarla uğurlanırken , edinimlerini şehrimiz için kullanmasını , Mardin için umut olmasını temenni ediyor, kendisine muvaffakiyet diliyorum.

Maske , sosyal mesafe ve hijyene dikkat edelim!

Sahiplenme bilinci yüksek , gönüllülük esasına dayalı yaklaşım sergilenecek sağlıklı ve sanat dolu bir yaşam-gelecek diliyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI