Bu sabah yine hastalıklı söylemlerin, tedirginliğin, hayretin, tiksintinin içine uyandık.
Ne vakit bundan daha kötüsü olmaz artık dediysek ciddi anlamda daha beterine de rastladık.
Neler oluyor peki?
Bu hastalıklı ruhlar, zihinleri çürümüş, insanlıktan nasibini almamış bu yaratıklar –insan diyemiyorum gerçek manada insan olanlara hakarettir çünkü- mayası bozuklar ve vicdanı çürükler nasıl peyda oldular bu kadar.
Nasıl müsaade edildi bu kıvama gelmelerine? Hangi şeytani akıl tarafından şekillendiriliyor bunların hamurları?
Twitter’ da “12 Nisan dünya tecavüz ve katliam günü” adı altında kadınlar tehdit ediliyor, adamlıktan nasibini almamış erkekler birbirlerine nasıl tecavüz ve işkence edileceğini öğretiyorlar. Öldürmenin zevkli olduğunu konuşuyorlar.
Bu nasıl bir hastalık, bu kadar kötülük ve iğrençlik nasıl oluşuyor aklım almıyor!
Vurmak, kırmak, öldürmek, tecavüz etmek gibi söylemler yasak olmalı bu ülkede. Sadece bu ülkede de değil tüm evrende yasaklanmalı.
Toplumun yarısını oluşturan kadın, diğer yarısını doğuran eğiten ve büyüten yine kadın. Dini, dili, ırkı, mezhebi, kadının emanet oluşunu, her şeyi ama her şeyi geçtim bunu her şeye sığdırsanız insanlığa, vicdana sığmaz.
Dikkatimi çeken bir konu daha var ki bu olayı daha da çirkinleştiriyor. “açık giyindiğine pişman edeceğiz” gibi söylemler çok fazla. Açık, kapalı, Müslüman, Hristiyan, Mecusi, Alevi, Hindu, Budist ve daha nicesi hiçbir toplum ve hiçbir insan eziyete, tacize, tecavüze, öldürülmeye layık değildir. Bir kimsenin seçimi başka hiç kimseyi ilgilendirmez – Başkasının özgürlük alanını ihlal etmediği ve zararı dokunmadığı sürece tabii-
Kötülüğe meyleden, bunu aşikâr eden, insanları galeyana getiren, sosyal hayatına müdahale eden kadın veya erkek fark etmez kim olursa olsun cezalandırılmalı.
Daha öncede söylemiştim, şimdide söylüyorum aile eğitimleri arttırılmalı. Kötülüğü, çirkinliği, şiddeti normalleştirmeye çalışan, kişiler cezalandırılmalı!
Son olarak şunu da söylemek istiyorum. Eğer kötülük, şiddet, taciz, tecavüz, kutuplaşma, çirkinlik artmışsa bu en çok bizim suçumuz. Biz olmayı, bir olmayı beceremediğimizden oluyor tüm bunlar. Susmayalım, kutuplaşmayalım, biz olalım, bir olalım ki toplum yeniden iyilik, güzellik ve merhametle bezensin…