
Bazı adamlar vardır...
Bir kereye mahsus görünürler kapıdan. Eğer kalbiniz ayıksa farkında olursunuz, inceden işler ruhunuz....
Biliyorum belki toplasam, seni en fazla bir kaç defa daha görürüm...
Ya sonra...
Ansızın selamsız başlayan, benim gece nöbetlerine kaldığımı bildiğin saatlerde, sadece bir şiiri paylaşıp gidişlerin, senin kardeşliğin değil mi?
Adam...
Seninle oturup her konuştuğumuz cümle, belini kırmak değil lafın...
Bel kemiğini inşa etmek dostluğumuzun...
Sana ilham verecek cümlelerim yok belki..
Kah şansı konuştuk kah feleğin yamuk hallerini, her defa konuştuk..
Bunun benim için anlamı var, oldukça da büyük ama tarifi yok...
Biliyorum ki her daim dilimde dost kelimesinin eş anlamı olarak yer edinecek adın..
Ve ben şimdilerde sadece sana vesile oldukları için bile minnettar olmaya devam edeceğim her kişi ile...
Belki bir gün kızının ismini dövme yaptırdığın resmi yine ilk benimle paylaşırsın..
Sağ ol, var ol değil sadece benim ki..
Ol yeter hep...
Tarihi ve saatiyle...
Kemal Hocam´ın Şiiri...
Sonra mevsimler geçti
Geçmez sandığım ne varsa geçti
Sevdiğim şarkılar
İçtiğim rakılar
Vapura izlediğim martılar
Masmavi gökten uzun beyaz
Bir bulut gibi geçti
Üç beş ak saçlarımda
Siyahi bıraktık gri geçti
Beklediğim gemi
Limanımdan uzak geçti
Herkes gökte bir gökkuşağı seçti
Benim göğümden yağmur bulutları geçti
Bir insan kendine mahpus olur mu ?
Duvarıma çizdiğim çizgiler hududu geçti
Ve ömrümüzün güzel bahçesinden
Hoyrat sürüler geçti...