Orhan MİROĞLU-2

Sedat Eriş
Sedat Eriş
Orhan MİROĞLU-2
10-04-2021

Mahmut ÖVÜR ile on yıllarca önce İstanbul’da kahvaltıda bir araya gelmiş, daha sonra onun yıllarca çalıştığı Sabah Gazetesine gitmiştik. Mahmut ÖVÜR ile tanışmamdan sonra kendisinin siyasetin nabzını çok iyi tuttuğunu, Başta Ak Parti olmak üzere ülke siyasetinde aktör rolüne soyunan tüm partileri ve liderleri yakından tanıyan duayen bir gazeteci olduğunu o yıllarda hemen fark etmiştim. Mahmut ÖVÜR’ ün köşesinde Orhan MİROĞLUNUN adını zikredip bu olayı kamuoyu ile paylaşırken kullandığı sevgili Orhan MİROĞLU demesi çok ilginç ve çarpıcıydı. Mahmut ÖVÜR durup dururken bu küçük anıyı boşuna yazmadı. Mahmut ÖVÜR’ ün yazısının dibini çok dikkatli incelemek gerekir zira kendisi ile alakalı hep şu kanaatim vardı. ‘ÖVÜR bir olayı, konuyu kaleme almışsa asla nedensiz değildir ’Bu görüşümden yola çıkarak Orhan MİROĞLU ismi üzerinde yoğunlaşmaya başladım.

Aslında Orhan Miroğlu ismi bana yabancı değildi. Kendisinin gazetelerdeki makalelerini, yazdığı eserlerinden birkaçını okumuştum. Miroğlu benim için politik bir kimlikten daha çok entelektüel bir kimlikti. Yazım tekniği olarak çok farklı bir üslubu vardı Miroğlu’nun. Onun yazıları incelendiğinde sanki karşısındaymışsınız ve sizinle konuşur gibi bir teknikle yazılarını yazarken kaleme aldığı metinlerde bir sohbet havası hissederdiniz. Bu nedenle ben kendisini hep Güneydoğunun Yaşar Kemalidir diye bir tanım yapardım.

ORHAN Miroğlu’nun sadece siyasi hayatı değil Özel hayatı da çok ilginç ve etkileyicidir. Gençlik ve olgunluk çağında çok acılar çekmiştir Miroğlu.

İnsan yaşamında iki tür acı vardır: Bedenin çektiği acılar; Ruhsal kederler. Bütün başarılarımı, gençliğimde çektiğim “Acı” ile çilelere borçluyum der Napolyon. Ünlü düşünür Seneca ise: “-Hafif acılar konuşabilir, ama derin acılar dilsizdir! Demektedir.

Evet, Birbirlerine benzeyen büyük acıların, birbirleriyle ortak bir kaderi vardır: Hapisler, Ölümden döndüğü suikastlar ve bir babanın en büyük acısı olan evladını kaybetmesi Miroğlu’nun hayat öyküsünden benim bilebildiğim birkaç hüzünlü kesit.

Genel olarak bütün acılar, insanları olgunlaştırır. Acı çekmemiş insanlar hem biraz tort, batıcı, kaba olurlar; hem de hiç halden anlamaz bir eksikli yanları vardır. Büyük acılar, kimi insanları yıkar, kimilerini daha güçlü kılar. Orhan Miroğlu’nu gerek kalem, gerek zihin olarak güçlü kılan onun yaşamına sığdırdığı acı, hüzün ve kederlerdir diye düşünürüm.

Miroğlu ile yüz yüze görüşmedim. Sadece bir kez 35 yıllık dostum, Ağabeyim merhum Ferit ÖZDEMİR’ in emaneti olarak kabullendiğim kadim dostum, kader birlikteliği yaptığım Batman Milletvekilliğini iki dönem yapmış Faris ÖZDEMİR ağabeyin vasıtasıyla bir kez telefonda konuşmuş Miroğlu ile ilgili kanaatlerim daha bir yerine oturmuştu.

Tevazu kar, nazik, alçak gönüllü hoşsohbet bir insan olduğunu bildiğim Orhan Miroğlu gerek bölge sorunlarına duyarlılığı gerek ülke genelindeki mesellere bakış açısı zengin bir aydındır. Siyasi şov yapmayan, sade, düz kişiliği yüzünden çoğu insanın Orhan Miroğlu’nu tam anlayamadığını sanıyorum.

Politik ayak oyunlarını bilmez, tribünlere oynamaz Orhan Miroğlu.

HDP’ in kapatılma sürecinin yoğun tartışıldığı, Başkan Erdoğan ile Bölge halkının arasındaki gönül bağının derin sarsıntılar yaşadığı ve Ak Partinin oy kayıplarının artmaya başladığı bugünlerde Miroğlu’nun Ak Parti MKYK görev alması kendisinden 2023 seçimlerinde partisinin önemli bir beklentisinin olduğuna işaret ediyor.

Orhan Miroğlu’nun siyaseten işi çok zor ama olgun kişiliği, aydın kimliği ve hepsinden önemlisi insani değerlerinin gücüyle kendisinden istenen ve beklenen misyon ve vizyonunu yerine getireceğini sanıyorum.

 

 

 

ÖNCEKİ YAZILARI