
yorgun kentin ışıkları bir bir söndü
canı çekildi tüm renklerin
siyaha efsunlandı saatler
hızlı adımlarla ilerliyor zaman
gecenin heybesinde hüzün var yine
biliyorum
sıtmalı saatler beni beklemekte
ruhum üryan, akıl ise örtülmekte
gel gitler başlıyor anıların caddelerinde
sanırım kayıp oldum ben
adresim nere?
kulak çınlaması mı bu
yoksa sessizliğin iniltisi mi bilinmez
soğuk bir ürperme var tenimde
biliyorum
sıtmalı vakitler beni beklemekte
çoğu kez prematüre doğdu dilimde sözler
hiç büyütemedim kelimelerimi bu yüzden
iç çekişle savurduğum ahlar yakarken içimi
uzun soluklu bekleyişlerdi kesen nefesimi
şöyle göğsümü gere gere haykırarak
?seni seviyorum? diyemedim ben
şimdi kasvetli gecelerde
sabah muştusu bekliyor yüreğim
yalnızlık ise toz duman
gözlerimden savrulan
çorak gönlümün hüzün tepelerine
yağıyor yağmurlar
bilir misin
zemheridir Yalnızlıklar
her seher vakti kırağılar düşer
kalbimin yamaçlarına
hummalı bir hastalığın
pençesine tutulmuşçasına
üşütür ruhumun çıplak tenini
bilmeler yorar aklımı
bildiklerim yorar beni
küflü geçmişin kesif kokusu acıtır canımı
her iç çekiş
kopmuş bir tesbih tanesine döner
yalnızlıklar kenti yüreğimde.