
"Her sabah yüzünü güneşle yıkayan çiçekler bilir, gülüşüne kar suyu içiren bu delinin seni nasıl sevdiğini..."
Hummalı bir telaş
Güllerini dağıttı paranoyak mevsimin
Gözlerimin patikasını seller
Hüzün ertesi takvimlere yeller vuruyor
Son bir şans için zamanımın kalmadığını
Islak romanlarda cirit atan
Bitirim kahramanlara inanmadığını
Biliyorum.
Ah sen!
Ahh.. Sen!...
İçimdeki Cehennemi yakıp durmasana
Yek paye halim hal değil, bakmasana!
Karaktersiz soru ve cevapların arasında
Çocuk gibi ağlattın yine
Ah sen!
Ahh..Sen!
Ciğerimin köşesini dağlattın yine
Burnumun direğini sızlattın yine
--
Bir duble Kasım sancısı
Vuruyor Ekimin ağzının ortasına
Hangi bulut paniklemez ki kuşum
Yerlerde sürünen yağmurlarına
Toprağına sevdalı damlalar bilir
Milyonlarca nefesi sana bağışladığımı
Tek bir nefesin hatırı varsa
Anla, anlatabildiğim kadar beni
Kavruk bir sancının firarındayım
Topla toplaya bildiğin kadar
Hücremde yeşeren menevişleri
--
Elimde bir demet ısırgan otuyla
Sana çıkma ihtimali olan sokakların
Çıkmazına giriyorum hep
Yüzümde kıpraşan gülücükler mahpus
Ah kuşum!
Ahh... Can kuşum
Ortasında kalakaldım
Bu sarp ve dikenli yokuşun
--
Bağrı yanık sözler savurduğuma bakma
Aşkın sahibi şahit sana soluksuz kaldığıma
Zaman kıskacında bir tuhaf yalpalandıkça
İki cümlenin arasına sıkışır
Dünlerim
Bu günlerim
Gülüşlerim
Dalında çürüdü gitti intihar çiçeklerim
Saymakla bitmez ki kuşum
yüzüme konaklayan çizgilerim
Ah sen!
Ahh.. Sen!
Çocuk gibi ağlattın yine
Ciğerimin köşesini dağlattın yine
Burnumun direğini sızlattın yine
Not:Şiirin sesli halini aşağıdaki linki tıklayarak dinleyebilirsiniz