Yıllarca parlamenter sistemle yönetilen ülkede, zaman zaman bazı aksamalar yaşansa da, belli bir hükümet modeliyle yasama ve yürütme faaliyetleri devam etti.
Parlamento seçimleri sonrası ; genellikle en fazla milletvekili çıkaran partinin Genel Başkanına, Cumhurbaşkanı tarafından hükümeti kurma yetkisi verilir.
Parlamento içindeki milletvekilleri arasından seçilip oluşturulan Bakanlar Kurulu listesi Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulur.
Kabul görmesi halinde, listedeki isimlerden oluşan bakanlarla yeni hükümet kurulmuş olurdu.
Bakanlık sayısı zaman zaman değiştiği gibi ; bazı dönemlerde bazı bakanlıklar birleştirilip tek çatı altında toplanmış, bazı hallerde bir bakanlığın iki ayrı bakanlığa dönüştürüldüğü de vaki olmuştur.
Her bakanlık bünyesinde belli bir hiyerarşik çizgi içinde müsteşarlar ve müsteşar yardımcıları görev alır ; müsteşarlar gerekli durumlarda bakan adına imza yetkisine bile sahipti.
Bakanlar ; kendi bakanlıkları ile ilgili açıklamalarda bulunabilirken, her Bakanlar Kurulu toplantısının ardından alınan kararlar, bir basın toplantısıyla hükümet sözcüsü tarafından açıklanırdı.
Henüz tam anlamıyla tanımlanamamış yeni yönetim biçimine geçildiği ve yetkilerin tek mercide toplandığı günden bu yana; bakanlık uygulamalarında da büyük değişikliklere gidilmiş, tamamı parlamento dışından seçilen bakanlar ; bakan adı altında atanmış memur hüviyetinde görevlerini ifa etme uğraşı içinde.
Kırmızı plakalı araçları, koruma görevlileri ve dolgun maaşları var olmasına rağmen ; bir bakanda olması gereken yetkileri kullanma özerklikleri yok.
Tüm bakanlıklardaki gelişmeleri açıklama hakkı tek kişi tarafından kullanıldığı için, bakanlıkları ile ilgili açıklamaları yapma hakkına bile sahip değiller.
Ancak yeni model bakanlar, üç önemli noktayı büyük bir özveriyle eksiksiz yerine getirmeyi beceriyor :
# Bir şeyleri açıklama izninin verilmesi halinde ; konuşmasının başında, orta yerinde ve sonunda kendilerine ezberletilmiş "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ve destekleriyle..." ifadesini mutlaka kullanmak,
# Bakanlar Kurulu toplantısının yapıldığı oval masada yerini almak,
# Cumhurbaşkanı'nın konuşma yaptığı salonun ilk sırasında ; söz dinleyen, uysal ilkokul öğrencisi gibi iki eli dizlerinin üstüne konmuş şekilde oturup, konuşmayı dikkatlice dinliyor görüntüsü vermek...
Bakanlıklarda müsteşarlık kadrosunun kaldırıldığı yeni yönetim biçiminde, Bakan Yardımcılığı kadrosu ihdas edildi.
17 bakanlığın her biri için 4 yardımcıdan toplam 68 bakan yardımcısı.
"Bakan'ın kendisi ne iş yapıyor da, yardımcıya ihtiyacı olsun" diye bir soruyu ben sormadan sizin soracağınızı tahmin ediyorum.
Eski milletvekilleri, yandaş akademisyen, belirli iş çevrelerinden iş insanları ile ahbap/çavuş ilişkilerinin var olduğu bir takım insandan oluşturulmuş bakan yardımcılığı kadrosu, bir nevi arpalık şeklinde düşünülebileceği gibi ; bölgesel parti çalışmalarını güçlendirmek için oluşturulmuş bir oluşum olarak değerlendirilmeli.
68 Bakan Yardımcısı ;
yakın oldukları yörelere sık sık yapacağı ziyaretlerle, nüfuzunu kullanmak suretiyle parti yönetiminin il yöneticileriyle olan ilişkilerini konsolize ederek sıcak tutmaya çalışmak,
parti yöneticilerini yanına alıp vatandaşlarla yaptığı temaslarla yine bakanlık nüfuzu kullanıp partinin varlığını hissettirmek ve "devletin sıcak eli" havasını yaratmak görevlerini eksiksiz yerine getiriyor.
Mardin'in özelinde baktığımızda ; yıllar önce Mardin'de Vali Yardımcılığı yapan bir önceki dönem İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy'un Mardin'e rekor düzeyde ziyaret gerçekleştirdiğini, her seferinde yanına İl Başkanı'nı alıp imzaladığı Valilik Ziyaretçi Defterine attığı imzaların sayısından anlayabiliyoruz.
Ve de bunlar ; ekonomik çıkmaz içinde bulunulan ve dolayısıyla tasarruf tedbirlerinin sık sık söylendiği bu günlerde, bu gerçek görmezden gelinerek büyük harcamalarla yapılıyor.
