Dünden devam
24 Haziran Erken Seçiminin Diğer Seçimlerden Farkı.
Demokratik sistemler Denge-Denetim sistemi üzerinde yürümek zorundadır. Demokrasiyle yönetilen sistemlerin ana merkezinde seçim vardır ve seçme-seçilme hakkı kutsaldır ve bu kutsal hakta Denge ?Denetim üzerine oturmalıdır.
24 Haziranda yapılması karara bağlanan baskın seçimin nasıl bir denge-denetim üzerine oturacağı ise gizemini koruyor.
Bu noktadan hareket ederek 24 Haziran seçiminin diğer seçimlerden farkına bakalım;
1-24 Haziran seçiminin diğer seçimlerden en büyük farkı, bu seçim, ülkemizdeki sistemin ve Milletin kaderini doğrudan etkileyecek; ülkemiz Cumhuriyetin ilanından beri yönetildiği parlamenter sistemden Başkanlık sistemine geçecek.
2-24 Haziran Erken seçiminin ülkemizde yapılan diğer seçimlerden temel farkı bu seçim takviminin çok dar olmasıdır.
Yaklaşık 60 günlük biz zaman diliminde partilerin hem Cumhurbaşkanı adayını hem de Milletvekili aday listelerini oluşturmasında büyük bir sıkıntı ve kaos yaşanacak.
24 Haziran seçiminde Millet 600 yeni Milletvekilini seçerken ülkeyi 5 yıl yönetecek yeni Cumhuru ve onun kadrosunu da seçerken önüne konulan tercih seçenekleri üzerinde uzun boyutlu düşünme fırsatını bulamayacak.
Seçim propaganda çalışmalarının mübarek ramazan ayına denk gelmesi ise seçmenin dikkat ve ilgisini ne kadar çekecek sorusu bir başka şüpheli durum.
Seçime katılımın düşük seviyede olması ise demokrasimiz açısından iyi olmayacak.
3- YSK her ne kadar seçime karşı hazırlıklıyız ve bir sorun yok açıklamasını yapsa dahi Cumhur reisliğe aday olmak için 100 bin imza konusunda ciddi bazı kaygılar var.
100 bin imzayla Cumhur reis adayı olmak isteyenler bu imza kampanyasını nasıl başlatacak.
Bu imzalar YSK sistemine nasıl ve ne şekilde işlenecek.
Biliniyor ki 100 bin imza vereceklerin TC kimlik bilgileri, ad, soyad gibi kişisel bilgilerin YSK sistemine işlenmesi yasal bir zorunluluk.
Böylesi bir işlemin internet üzerinden yapılacağı biliniyor.
Sorun bu imzaların doğruluğunun incelenmesinde yaşanabilir. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener aday olacağını açıkladı.
Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek´te 100 bin imza ile aday olacağını deklere etti.
Saadet Partisi 100 bin imza toplamasının kendisi için bir sorun teşkil etmeyeceğini açıkladı.
Nerden bakılırsa bakılsın 300 bin imzanın YSK kayıtlarına girmesinde ciddi bir sıkışma olacak.
Siyasi partiler dışında kişisel olarak 100 bin imza toplayan herkesin Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olabilme şartı dileriz büyük bir belirsizlik ve tartışma ortamı yaratmaz.
4- 24 Haziran seçimi sonrasında ülkemiz rejim bakımından bambaşka bir yöne çevrilecek.
Başbakanlık makamı ortadan kalkacak. Yine Bakanlar Kurulu diye bildiğimiz yönetim biçimi tarihe karışacak.
24 Haziran erken seçimlerinde oy kullanacak seçmen sadece Cumhurbaşkanını seçmeyecek.
Onun yönetim kadrosunu yani Başkan Yardımcılarını da seçecek.
Bu noktada Cumhurbaşkanı adayları kendi kadrolarını Milletvekili listelerine koymayacak. Zira Milletvekili olanlar Cumhurbaşkanlığı kadrolarında yer alamıyor. Hakeza Cumhur reis kadrosunda yer alanlarda Milletvekili olamayacak.
Siyasette ün yapmış birçok isim Milletvekili listelerinde yer almadığında seçmenin neden sorusunun cevabı bu yasal zorunlulukta gizli.
Cumhurbaşkanı adayları kadrolarına alacakları seçkin isimleri Milletvekili yapmayıp kendilerine saklayacaklar.
Yine ünlü bazı siyasilerin ne Cumhurbaşkanı kadrosunda nede Milletvekili listelerinde görmezsek bilinmeli ki bu isimler İstanbul-Ankara-İzmir Belediye başkan adayı olarak bir yerde tutulacak.
5- 24 Haziran erken seçimine girecek partiler seçim beyannamesi hazırlayıp YSK´ya verecek. Yapılacak ittifaklar 24 Haziran seçimlerinden öncede denendi ama önümüzdeki seçimde ittifaklar yasal bir zeminde yürüyecek. Bu noktada partiler Seçim öncesi ittifak kurdukları partilerle ortak ilkeleri beyannamelerine koymazsa seçmenin karar verme sürecinde bir sıkıntı oluşur. Hangi parti hangi gündemle seçmenin karşısına çıkacak sorusuna şu cevabı vermek mümkün. Seçime katılacak partiler bir önceki seçimde yayınladıkları seçim beyannamesine benzer konuları işlemek zorunda kalacak.
Seçime katılacak siyasi partilerden öyle olağandışı söylem beklemek ise hayalcilikle eş değerdedir.
Devamı yarın...
