USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Akılla Alay Etmek

26-02-2021

Gündemdeki gelişmelerden rahatsız olup vatandaşın homurdanmasını hissedenler , dikkatleri dağıtmak için değişik konulara gireyim derken daha kötü durumlara düşmekten kurtulamıyor.

Verilen ev ödevini yerine getirmiş çalışkan öğrenci edasıyla katıldıkları televizyon kanallarındaki programlarda , basın toplantılarında, cadde-sokak kendilerine uzatılan mikrofonlarda ağızlarından dökülen incilerle insanların akıllarıyla alay etmeyi sürdürenler almış başını gidiyor .

Secim zamanı vatandaşın karşısına dikilip ; yanıp tutuştuğu hizmet aşkıyla oy isterken bütün sorunlara vakıf olduğunu, tümünü çözmek için vekaletlerine talip olup yetki talep edenlerin oynadığı oyunun son perdesi halini almış " akılla alay etmek "....

Nasıl bir duygudur arkadaş?

Dertleriyle hemhal olduğunu, içinde yaşadıkları zorlu yasam şartlarını çok iyi bildiğini söyleyip ; lâcivertleri giyerek kürsüde namus şeref sözü vermesinin ardından sahip olduğu güç zehirlenmesiyle vekili olduğu milletle kafayı bulmak bu kadar mı basit ?

Bazen ; normal birinin böyle bir hata içinde olamayacağını ; zeka düzeyine bağlı bir algılama sorunu yasamakta olanların ancak bunu yapabileceklerini de düşünmüyor değilim.

Sıkça rastladığımız bu " şahsıyla müsemma "

fantezilerin sonuncusu " her asgari ücretlinin kapısının önünde bir araba var " yakıştırması oldu .

Arkadaş demek istiyor ki ; ocak ayı açlık sınırının 2.652 tl. olduğu ve asgari ücretlinin 2.324 tl. aldığı bu ülkede ; emeklinin de , asgari ücretle çalışanın da bir geçim sıkıntısı yoktur , refah düzeyi yüksektir, Eline gecen parayla birikim yapabilmekte , araba sahibi bile olabilmekte .

Şimdi siz karar verin .

Vekil milletinin aklıyla dalga mi geçiyor ?

Yoksa zekaya dayalı idrak algılaması mi yaşıyor?

X X X

Oldukça varlıklı Kayserili bir işadamı liseyi bitirmiş tek oğlunu yüksek öğrenim için Avrupa’ya göndermiş. Oylunun en iyi okullarda eğitimini tamamlayıp yurda dönmesi için gereğini fazlasıyla yapıyor . Çocuğun her isteği yerine geliyor .

" Baba şunu alacağım 3 bin dolar "

" Bunu yapacağım 2 bin dolar "

" Şu kitap , bu defter 2 bin dolar "

" Baba okul harcı 4 bin dolar "

Çocuk ne istiyorsa anında....

Seneler sonra ; oğlunun artık son sınıfta olduğunu, kısa bir süre sonra mezun olup buradaki işlerin başına geçmesi gerektiğini düşünür ve bayramda birkaç günlüğüne gelmesini ister .

Bayramda gelen çocuğu alıp fabrikaları gezdirir ; artık kendisinin yaşlandığını, mezun olduktan sonra islerin başına geçeceğini hatırlatarak fabrikaları da özelliklerini sayarak tek gösterir.

- " Oğlum bu en son sistem gelişmiş, dünyada eşi bir - iki ülkede bulunabilen bir sucuk üretme fabrikası. İneği şuradan makinaya bırakıyorsun, hiç el değmeden karşıdan sucuk olarak alıyorsun "

Çocuk çok sakın ve ukalaca :

- " Baba bu da bi şey mi ? Bizim orda öyle fabrikalar gördüm ki ; sucuğu koyuyorsun karşıdan inek olarak alıyorsun "

Bu cevabi alan baba ; çocuğun eğitim falan görmediğini, okuyor diye kendini senelerce aldattığını anlar ve oğluna su cevabı verir :

- " Oğlum onu ben de biliyorum . O senin annenin fabrikası . Salamları - sucukları yer , senin gibi inekleri çıkarır " ....

Fıkra bu ya ....

Kıssadan hisse ....

X X X

Vekili olduğu milletle bu tarz konuşmalar sadece bu değil .

Yirmi sene öncesine kadar Türkiye’de bardak bulunmadığını söyleyip ; o zamana kadar suyu avuçlarımızla içtiğimizi , bazen de Fred Çakmaktaş'ın taşına benzer ağaçtan veya tenekeden yapılmış şeylerle su içtiğimizi hatırlatanları mı istersiniz ?

Türkiye’de mevcut asgari ücretin birçok ülkeden yüksek olduğunu söyleyenleri mi ?

Türkiye’de özgürlük ve demokrasi sorunu bulunmadığını, bu konuda yüksek sıralarda olduğumuzu söylerken gülümseyenleri mi istersiniz ?

Çöp konteynerinden yiyecek seçmeye çalışanların saklambaç oynamakta olduklarını sanıp " yoksulluk diye bir sorunumuz yok " diyebilen ilgili bakanın ifadelerini mi ?

Ülkede fabrikadan çok cezaevi inşa edildiğini görmezden gelip , yine de lebalep dolu olan cezaevlerine rağmen " fikir özgürlüğü en üst düzeydedir. Tutuklu ve hükümlü gazetecilerin çoğu gazeteci değildir " diyenleri mi ?....

Acaba diyorum ; o sucukların bayiliği bazı illerde de var mı? ....