2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçimler Öncesi
İLGİNÇ BİLGİLER
2023 Yılında Yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine yaklaşık 18 ay var Tabi ülkemizde bir erken genel seçimi olmaz ise.
Sayılı günler çabuk geçer der bir atasözü. Elbette ömrümüz elverirse 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yaşayarak sonuçları göreceğiz. Seçim günü gelip çatmadan dikkatlerden kaçan seçimle ilgili bazı hususları sizle paylaşmak isterim.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kayıtlarına göre, faaliyette olan 120 partiden 91’inde 14 milyon 777 bin 588 üye yer alıyor. Bu veriler ışığında şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz.’ Bu partilere üye 15 milyon partili var.
AK Parti’nin 11 milyon 064 bin 747, %42.56 Oy’u 21.335.581
CHP’nin 1 milyon 312 bin 891, %22.64 Oy’u 11.348.878
İYİ Parti’nin 512 bin 543, %10. Oy’u 4.990.710 MHP’nin 476 bin 869, %11.10 Oy’u 5.564.514 Demokrat Parti’nin 403 bin 758,
Saadet Partisi’nin 271 bin 456, BBP’nin 80 bin 193, HDP’nin 41 bin 742, %11.10 Oy’u 5.865.977 DSP’nin 30 bin 681, üyesi bulunuyor.
Son dönemde kurulan siyasi partilerden
Yeniden Refah Partisi 165 bin 418, DEVA Partisi 102 bin 896, Gelecek Partisi 45 bin 682, Memleket Partisi 17 bin 884, Türkiye Değişim Partisi 7 bin 521, Zafer Partisi 109, Anavatan Partisinin 24 bin 860, Vatan Partisinin 17 bin 179, Hür Dava Partisinin 9 bin 407 üyesi bulunurken Türkiye İşçi Partisi’nin üye sayısı 6 bin 492, Adalet Partisinin 5 bin 471, Türkiye Komünist Partisinin 4 bin 853, DYP’nin 324 üyeye sahip olduğunu da bir kenara not edelim.
Şimdi bu rakamlar ışığında 11 milyon üyesi olan Ak Parti üyelerinin iki katı oya ancak yaklaşabiliyor.. Ya da oyların yarısı parti üyelerinden geliyor. Herhalde bir evde herkes parti üyesi değil. CHP’nin, 1.3 milyon üyesi var, nerede ise üye sayısının on katı oyu var. İyi Parti de üye sayısının on katı oyu var.
HDP üye sayısının 100 katından daha fazla oya sahip.
Burada bir özgül ağırlık sorunu var. Siyasi partilerin üye profili ise net değil. Yaş, cinsiyet, gelir, öğrenim, kriminal risk, toplumsal itibar, bunları da hesaba kattığımızda, sağlıklı bir siyasi tablo çıkmıyor önümüze. Yukarıdaki bu hesapların içinde, herhangi bir partiye üye ol(a)mayan 5 milyondan fazla memur dahil değil.
2020 yılı itibariyle 121.720 dernek, 5.775 vakıf, 604 sendika, 3.003 oda ve 53.259 kooperatif bulunmaktadır. 184.361 sivil toplum kuruluşu olduğu görülmektedir. 2019’da derneklere üye sayısı 3.732.441. Bu sayı sadece adı dernek olan kuruluşları ifade ediyor. Yani Oda, Vakıf, Sendikaları değil. Vakıfların üye sayısı 1.250.000 civarında. TOBB’a bağlı odaların üye sayısı 1.300.000,
TMMOB’a bağlı odaların üye sayısı 600.000 civarında. Diğer odalar ve meslek birlikleri ile bu sayısı 5 milyona yaklaşıyor. 11 Milyon civarında emekli insanlarımız ise bu rakamların neresinde?
Nasrettin Hoca’nın dediği gibi, “bu ciğerse kedi nerede, kedi ise ciğer nerede?”. Siyasetin kapsama alanı buysa bu memlekette siviller nerede, bunlar sivilse siyaset bunun neresinde.
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 60 milyon seçmenin varlığından söz edildiğine göre, 4 seçmenden biri parti üyesi konumunda. Yani bu açıklama ışığında her hanede bir partili seçmen var gibi bir durum söz konusu. Kim ne derse desin bugün bizim toplum politize yani taraf olmuş durumda.
Bugünkü politik yapımız tek adam, tek parti ve sanki iki ideoloji..
Üzerinden yürüyor. Yine toplumsal yapımızı sosyolojik ve politik olarak incelediğimizde günümüzdeki tüm sendikaların, Sivil Toplum Kuruluşlarının büyük bir çoğunluğunun siyasi bir partimize göbeğinden bağlı olduğunu görüyoruz. Sendika Liderlerinin ve bazı STK’ yöneticilerinin büyük bir bölümünün siyasete sıçramak için bir tramplen tahtası gibi bu kurumları kullandığını görüyoruz. Aslında Teorik olarak toplum sivil/siyasal diye iki bölüme ayrılır. Yasama, yürütme ve yargı yönetim erkini oluşturur.
Yine Haziran 2023’te yapılması planlanan seçimde, oy kullanacak ‘Z kuşağı’ seçmen oranı %16 olacak.
Bu profilden nasıl bir sonuç çıkacağını bugünden kimse öngöremiyor.
