USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÇÖZÜM SÜRECİ?

05-02-2013
          Hükümetin başlattım dediği süreç,şimdiye kadar mevcut sorunun çözümüne yönelik en inandırıcı girişim olarak değerlendirilebilir.        İstatistikler ürkütücü.         Bu güne kadar Türkiye?nin sorununa 35 bin üzerinde insan kurban verildi.        Kimi şehit düştü, kimi ölü ele geçirildi ya da etkisiz hale getirildi.        Ama bunların hepsi bu vatanın, bu toprakların çocukları.         Her sönen can bir ananın yüreğini dağladı.         Şehit düşenlerin anaları Türkçe, kimi zaman Arapça,kimi zaman da Kürtçe ağıtlar yaktı.Etkisiz hale getirilenlerin anaları da ağıtlarında aynı ezgi, aynı acı vardı.         Ve Türkiye sorunu için 30  yılda  5 yüz milyar dolar harcama yapıldı.Tanklarımız,uçaklarımız, gençlerimiz kimi zaman dağlarımıza, ormanlarımıza; kimi zaman da sınır ötesine bomba,kurşun,mermi yağdırdı.Ve şimdiye kadar ortaya çıkan tablo sorunun silahla çözülemeyeceği gerçeğini ortaya koydu.       Olağanüstü hal ilan edilmesi, ceza evlerinde  uygulanan şiddet, işkenceler,köylerin boşaltılması sorunun çözümünden ziyade sorunu çözümsüzlüğe sürükledi.       Habur süreci başlarken, bölge insanı umutlanmıştı. Ama birileri çomak soktu olmadı.       Başbakanın son demeçleri,olaya yaklaşımı bölge insanını yeniden umutlandırdı. Sorunun çözümünden rahatsız olanlar yine devrede.Ama bu sefer sanki herkes kendine gelmiş gibi. Aynı çatı altında binlerce yıldır kardeşçe yaşayan tarafların aktörleri söylemlerinde,hareketlerinde daha bir dikkatli davranmaya başladı.       Sorun Kürt sorunu olarak algılanmamalı. Bu Türkiye sorunu olarak düşünülerek masaya yatırılmalı.         Mevcut iktidar düşünce ve söylemlerinde samimi ise, çözümün mümkün olacağına inananlardanım.Ve bu noktada herkese kendi çapında görevler düşüyor.Bu güne kadar süregelen hamasi uçuk söylemlerden silah tacirlerinden başka kimin yararı oldu ki?        İçişleri Bakanlığına yeni atanan Muammer Güler?in Mardin?de verdiği mesajları da çözüm süreci için anlamlıydı. Huzur ve barış ortamı olmadan, barış güvercinlerinin çok anlamlı olmayacağını, barış ortamının sağlanması için de herkesin  düşüncesini ortaya koyması gerektiğini ve barış sürecine katkı sağlamasını istedi.         Çözüm sürecinin, sağlıklı bir şekilde  sürdürülmesini istiyorsak,bir çok konuda daha dikkatli olmamız gerekiyor.       Evrensel yaşam felsefe ve düşüncesine, kafatasçı hareket ve söylemlerin düşüreceği gölgenin, ülkenin geleceğine vereceği zararı hesaba katmak, en fazla bu ülkeyi sevenlerin dikkate alması gerekmiyor mu?       Mevcut iktidarın Türkiye?nin temel ve önemli sorunu haline gelen Kürt sorununu çözmek için başlattığı barış sürecini bölgede yaşayan bir vatandaş olarak ve bu bölgede sorunları gözlemleyen bir gazeteci olarak önemli ve anlamlı buluyorum.     Barış ortamında yaşamak bizim de hakkımız  olmalı.