USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Türkiye Konuşuyor: Mardin’den Yükselen Sesler

30-04-2025

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen “Türkiye Konuşuyor” buluşmasında dile getirilen başlıklar, sadece bir bölgenin değil, tüm ülkenin geleceğine ışık tutacak nitelikteydi. Mardin’den yükselen sesler, yerelden evrensele uzanan bir vizyonun habercisiydi.

Buluşmada; Mardin Valisi Tuncay Akkoyun, il genelindeki gelişmeleri anlattı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Ahmet Selim Köroğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı ve Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Oğan Türkiye’nin genel gelişimini değerlendirdi.

Sivil toplum Kuruluş Temsilcileri ise; Mardin’de görülen eksiklik ve aksaklıkları dile getirdi.

Öncelikle Mardin Kalesi’nin turizme açılması konusu dikkat çekiciydi. Yüzyıllardır Mezopotamya’ya hükmeden bu görkemli yapının hâlâ ziyarete kapalı olması, bölge halkında ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. İnsanlar, bu tarihi mirasın sadece uzaktan seyredilmesini değil, onu yaşayarak tanımayı istiyor. Bu talep, yalnızca kaleye yönelik değil; çevresindeki betonarme yapıların yıkılarak, tarihi dokunun özgün hâline kavuşturulması da halkın ortak beklentisi.

Kentte yaşanan bir başka kronik sorun ise çevre yolunun hâlâ yapılmamış olması. Türkiye’nin çevre yolu olmayan tek ili olan Mardin’de, ağır tonajlı araçlar şehrin kalbinden geçiyor. Bu durum sadece trafik ve gürültü problemi yaratmıyor; aynı zamanda  yaşam kalitesini düşürüyor. Mardin gibi kadim bir şehirde bu tabloyu izah etmek artık mümkün değil. Bu çağrının karar vericilere ulaşması kaçınılmaz bir ihtiyaç.

Buluşmada öne çıkan diğer başlıklardan biri de “Terörsüz Türkiye” girişimiydi. Bölge insanı artık şiddetin gölgesinde değil, huzurun ve üretimin ışığında yaşamak istiyor. Ancak bu sürecin başarıya ulaşması için yalnızca merkezi kararlar değil, yerelin sesi ve hassasiyetleri de dikkate alınmalı. Ayağı yere basan, toplumu bütünleyen ve herkesi kapsayan bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu açıkça dile getirildi.

Elektrik meselesi ise hâlâ sıcaklığını koruyor. Kaçak kullanım sadece bir hukuk sorunu değil; aynı zamanda bir altyapı ve adalet sorunu. Mezopotamya Ovası’na GAP sularının ulaştırılması, yalnızca tarımsal verimi artırmakla kalmayacak, elektrik ihtiyacını da azaltarak sorunun köklü çözümüne katkı sağlayacak.

Habur Sınır Kapısı’nda yaşanan sıkıntılar da katılımcıların gündemindeydi. Irak Merkezi Hükümeti’nin uygulamaları, özellikle taşımacılar açısından ciddi engeller oluşturuyor. Bu sorunların giderilmesi hem bölge ekonomisi hem de Türkiye’nin ihracat gücü açısından büyük önem taşıyor.

Son olarak, aile kavramı üzerine yapılan vurgu dikkat çekiciydi. Aidiyet duygusunun yeniden yeşermesi için aile tanımının, destek mekanizmalarının ve toplumsal politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiği ifade edildi. Toplumun temel taşı olan ailenin güçlendirilmesi, sadece bireyleri değil, ülkenin geleceğini de korumaktır.

Kısacası, Mardin’den yükselen bu sesler sadece yerel değil, ulusal bir çağrıdır. Bu çağrıyı duymak, anlamak ve harekete geçmek hepimizin ortak sorumluluğudur