Mardin sorunları ile ilgili en fazla yazıp çizdiğim konu ; Mardin Turizmi ve bağlı olarak Dara Ören Yeridir.
Mardin'in mevcut turizm konseptinden vazgeçip; mimari özelliği, tarihi yapıt zenginliği ve sahip olduğu kültürel miras nedeniyle daha fazla katma değer sağlayacak ve yılın oniki ayına yayılacak şekilde bir turizm hareketliliği arayışı içinde olması gerektiğini her fırsatta dillendirmeye çalıştım.
İnanç turizmi gibi,
Kültür turizmi gibi,
Kongre turizmi gibi...
DARA için de isteklerimi inatla sürdürdüm.
Mevcut yapısıyla yetinmemek gerektiğini, sadece Mardin'in değil, Türkiye'nin turizm potansiyelini daha yükseklere taşıyacak bir değer olduğunu, küçük küçük kazı çalışmalarıyla gerçek değerinin su yüzüne çıkmayacağını, bir devlet politikası olarak ele alınması gerektiğini, ciddi ödeneklerin ayrılması sonucu yapılacak çalışmalarla çok büyük bir hazineye sahip olunabileceğini söyleyip durdum.
Dara'nın gerçek kimliğine kavuşmasının tek yolunun, ören yerinin bulunduğu Oğuz köyünün başka yerlere taşınmasından ve Dara'nın koruma altına alınmasından geçtiğini bugün hâlâ vurguluyorum.
Bu konuda herhangi bir adım nedense atılamadı.
Küçük küçük dokunuşlarla bugüne gelindi.
Siyasetin yeterli desteğini alamadığı için, bu konuda üst düzey bir çalışmaya giremeyen Vali Demirtaş'ın, yeterli olmasa da ciddi çalışmalar içinde olduğunu görmekteyiz.
Dargeçit'teki Boncuklu Tarla ile birlikte Dara Ören Yeri için ; gelecek misafirlerin ihtiyacını karşılayabileceği, soluklanabileceği Misafir Karşılama Merkezi projesini geliştirdi.
Ancak ;
İhalesi Ekim 2022'de Çevre Şehircilik ve İklimlendirme Bakanlığınca yapılan Dara Misafir Karşılama Merkezi henüz inşaat halinde olmasına rağmen, oluşturulan bilgi kirliliğiyle eleştiri odağına dönüştü.
Araştırılıp soruşturulmadan yapılan habere göre; 1. Derece Sit Alanı olan Dara Ören Yerinde, tarihi dokuya uymayacak şekilde BETONARME Karşılama Merkezi inşaatı yapılmakta, çevre düzenlemesinde de yine aykırı bir biçimde parke taşları kullanılmakta.
Konuyu duyduğu şekliyle değerlendiren bazı STK ve bazı kişilerin haklı olarak tepkilerini ortaya koyduklarını görüyoruz.
Ardarda açıklamalar ve tepkiler oluştu.
Konu duyulduğu şekliyle TBMM'ne bile taşındı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un cevaplandırmasınin istendiği soru önergesi verildi.
Aynı zamanda Mardin Kent Konseyi mensubu olarak ta yaptığım araştırmalar sonucu tepkilerin bilgi kirliliğinden kaynaklandığı anlaşıldı.
Beton olarak inşa edilmekte olduğu iddia edilen bina , proje üzerinde yapılan revizyonlar ile birlikte hem Şanlıurfa, hem Mardin Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarının onaylariyla; 526 metre karelik kapalı alan olarak, temel hariç çelik konsütrükasyon ve dış cephesi Mardin taşıyla kaplanacak biçimde tasarlanmış, çevre düzenlemesi kapsamında yürüme yollarının Kayraktaş kaplama ve ahşap kaplama yapılacağı, içinde engelli otoparkın da olacağı biri 52 araçlık açık diğeri 40 araçlık kapalı ve 10 otobüslük bazalt taşı kaplanmış otopark düşünülmüştür.
Görüldüğü gibi, araştırılmadan yapılmış bir haber ve bu habere dayanarak tepkiler oluşmuş, buna karşılık araştırılıp gerçeğin kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duyulmuş.
Şimdi birkaç "keşkeyle" yazıyı bağlamaya çalışayım :
* KEŞKE araştırma zahmetinde bulunup haberi doğru haliyle verebilseydik.
* KEŞKE tepki gösterenler de araştırma gereği duyup öylesine tavır koysaydı.
* Konuyu TBMM'ye taşıyan Milletvekili verdiği soru önergesinde sorduğu "Unesco Listesine girmesi beklenen Dara Antik Kent'e dair alınan kararlar ve yapılan/yapılmayan çalışmalarla antik kent risk altında mıdır?" ile "Yeni alanların açığa çıkarılması için gerekli çalışmalar neden ertelenmektedir?" gibi iki yerinde soru ile birlikte, bilgi kirliliğine dayalı "Kentin tarihi dokusuyla bağdaşmayan çalışmaların ve inşa edilen yapıların denetlenmesi için herhangi bir planlamanız var mı?" sorusuna KEŞKE yer vermeseydi.
