USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Dünyada İlk ve Tek "Gündüz Kondu Kent"

04-12-2022
Bir yanlışı görüp aynısını tekrarlamak,
* Kendisinin eleştirdiği halde daha sonra kendisi yaptığında eleştirenlere tepki göstermek,
* Araba kullanırken telefonla görüşene kızıp, araba kullanırken mesajlaşmak,
* Aynı yanlışı devam ettirmesine rağmen; bir önceki yönetimi hatalı , kendi yaptığını doğru bulmak,
* Konuyu fazla dağıtmamak adına; kendisine yapılan en ufak bir eleştiriden kızıp davacı olanların, yüksek dozda hakaretlerini sürdürmesi gibi davranışı bir yana bırakarak konuya girmekte fayda var.
Bana göre bu anlayış tarzı ; bilimsel bir araştırma konusu olarak ele alınmalı, bu şekildeki bir anlayış ve düşünce tarzının dünya insanlarının tümünde mevcut olup olmadığı veya Türkiye'ye hatta Mardin'e özgü genetik bir özellik mi olduğu belirtilmeli. Ama her halükârda Mardin'de çok sık görülen bir özellik olduğunun altını çizmeli.
Genetik yapısıyla oynamadan eski kimliğiyle korumayı başarabilseydik, bugün çok değişik konumda olabilecek bir değere sahip olan Eski Mardin dediğimiz antik kent ile , daha uygun bir yaşam biçiminin sağlanması amacıyla yeni bir yerleşim alanı olarak düşünülen Yenişehir bölgesinde oluşturulan aykırı ve çarpık yapılaşma konularına ayırmak istedim bu yazıyı.
Eski yerleşim alanındaki konut katliamı 1973 yılında başladı.
O tarih sonrasi; tarihi değeri önemsemeden, bilinçsizce tadilat ve betonarme eklentilerin yapımı biribirini takip etti.
Her vurulan kazma ve balyozun ; koca bir tarihin, bu tarihin beraberinde getirdiği hazinenin kafasına indirilmiş olduğu bilincinde olmadan,
Sanat eseri kadar değerli bir taş binanın avlusunda veya damında yaptırılacak iğrenç bir eklenti için kullanılan her bir tuğlanın, o tuğlaya dökülen bir mala betonun ; o muazzam yapıtın altına konmuş bir dinamit olduğu düşünülmeden ,
Kimi ahbap-çavuş ilişkileriyle,
Kimi siyasi nüfuz kullanılarak,
Kimi çıkar sağlanarak yapılan bina katliamları şehri tanınmaz bir hale getirdi.
Bütün bunlar yapılırken ; her gelen yönetimin bir önceki yönetimi eleştirip suçladığı, fakat kendisinin de aynı davranışı fazlasıyla sürdürdüğü görüldü.
Gelenin gideni eleştirip suçlamasıyla güzelim binaların devasa zararlar görmesiyle bu günlere gelindi.
Seneler içinde ; kırsaldan kent merkezine geçişin hız kazanmasıyla, ciddi bir konut ihtiyacı doğdu.
Yeni bir yerleşim alanı gerekiyor, konut sorunu ivedilikle çözümlenmeliydi.
Sahiplerince yara almış eski şehir kaderine terkedilip, beraberinde yeni bir yaşam biçimi getirecek olan yeni bir şehirin kuruluş aşamasına geçildi.
Yeni yapılaşma için coğrafi konumu uygundu ama; halk hazır değildi, bürokratik eksiklikler vardı ve en önemlisi konuya vakıf bir yönetim ve bu yönetime baģli yeterli teknik ekip yoktu.
Tamamen öngörüsüz bir mantıkla Yenişehir kuruluyordu Mardin'de.
Altyapı denen entegre organizasyon düşünülmeden ; su, elektrik, iletişim ve kanalizasyon gibi zaruri ihtiyaçlar gözardı edilerek inşaata başlandı.
Gerçek manada bir Şehir Imar Planı olmadan, nizam-intizamdan uzak yapılar yükselmeye başladı.
Önce bazı grupların oluşturduğu kooperatifler, kişilerin kendi imkanlarıyla yapmaya başladığı binalar sonrası , yap-sat modeliyle konut ihtiyacı yavaş yavaş giderilmeye başlanmıştı ama; altyapı sorunu giderilemiyor , geçici çözümlerle çareler aranıyordu.
Sürdürülmekte olan çarpık yapılaşmayı önleme amaçlı 1989 yılı sonrası yapılan yeni Şehir Imar Planında; binaların kat sayısı itibariyle değişik bölgeler oluşturuldu. Konut alanları, ticari alanlar, sosyal alanlar ile yeşil alanlar belirlendi.
Bu düşünceyle daha sağlıklı bir yapılaşmanın önü açılmış olurken, çıkar ve ahbap-çavuş ilişkileri, adam kayırmacılık ve siyasi nüfuz kullanılmak suretiyle ; daha önceki yönetimlere suçlama getirenlerin göz yumması ve izniyle sağlıklı bir yapılaşmanın önü kesilmiş oluyordu.
Arsa tevhitleri yaparak, yeşil alanlara imar izni vererek, konut alanı ve ticari alan gözetmeksizin , hatta kat sayısına bile riayet edilmeden yükseliyordu binalar.
Plânda yol olarak gözüken yerlere tecavüz edilerek, çekme payı gibi bazı teknik hesaplamalar kâle alınmadan...
Bazı bölgelerde yollara öylesine acımasız tecavüz edilmiş ki; o bölgede kaldırım kalmamış gibi.
Bazı yerlerde ise; atılan 3-4 kolon ve üstüne kondurulan bir saçakla, kaldırım tamamen binanın kullanım alanına girmiş.
Yapılan bu imar ihlâlleri saymakla bitmez aslında.
Kızıltepe istikametinde mevcut arazilerin büyük bir kısmının ekili arazi olması hesabıyla, yapılaşma Diyarbakır ve Midyat yolu istikametinde yoğunluk kazanmış durumda iken; ihlâller konusunda son zamanlarda en fazla konuşulan ve dikkat çeken iki husus ;
* Yenişehir bölgesinde, hemen hemen her binaya sonradan yapılan eklentiler,
* Yine Yenişehir'de, birçok binanın alt tarafındaki dükkanların olmaması gereken iş kolları olarak kullanılması.
Her apartmanda projede bulunmasına rağmen ve yasa gereği zorunlu olan sığınak ve otopark ünitelerinin, ticari amaç güdülerek değişik iş kollarına satılması veya kiralanması yetmezmiş gibi; binanın önüne arkasına , sağına soluna projeye aykırı eklentiler yapılmakta, hak ihlâlleriyle birlikte görüntü kirliliği yaratmakta.
Bugüne kadar yapılması gereken İmar Yönetim Planının olmaması nedeniyle, neyin nerede yapılabileceği belirtilmediğinden çeşitli yanlışlıkların yapılmasına devam ediliyor.
Otoparkı bulunmayan özel hastaneye çalışma izninin verilmesi, daha uygun yerler bulunduğu halde ; kentin nefes alınabileceği yerlerden biri olan parkın içinde cami için yer tahsisinin yapılmış olmasınin yaninda; kentin birçok bolgesindeki binalara ait dükkanlarin oto yikama-yağlama, kaporta onarımı, oto elektrik, lastikçi, hurdacı, marangoz atölyesi, pvc montaj, mermerci gibi iş kollarına kiraya verilmesi keza görüntü, gürültü ve çevre kirliliği yaratmakta.
Çocuklar için yapılan oyun parklarının yanıbaşında bulunan mermer kesim atölyesinin saçtığı mermer tozlarının yaratacağı sağlık sorunu nasıl görmezden gelinebilmiş?
Yine bazı bölgelerde; birçok apartmanın önünde arkasında büyüklü küçüklü tandırlar,
Koyun-keçi-ineklerin barındırıldığı ağıllar ve oraların yaydığı kokular, yeni yerleşim alanı olarak seçilen bölgede yaşamakta olanların payına düşen olmamalıydı.
Sözün özü;
Dar gelirli insanların yaşadığı bölgelerde; kısıtlı imkanlarla başını sokabileceği nitelikte, denetimden uzak, kimselerin görmeyeceği şekilde, gizlice yaptırdığı eve yerleşim alanı litereratüründe "gecekondu" , böylesine evlerin bulunduģu yere de "gecekondu bölgesi" adı verilirken ;
Bizler Mardin'de; çok büyük imkanlarla, herkeslerin gözü önünde, denetim çekincesi olmadan ve hicbir kuşku duymadan, dünyada ilk ve tek "GÜNDÜZKONDU KENTİ" kurma başarısı göstermiş durumda oluyoruz şu anda.
Literatüre girmesini diliyoruz.
Reklamı Geç