USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Geçmişten Günümüze TRT

30-05-2022
Şimdiki durumuyla ; sesini duymaktan, görüntüsünü görmekten usandığımız kişileri sabah-akşam ekranından karşımıza çıkaran televizyonlar henüz yokken radyomuz vardı gönülleri ferah tutan, severek dinlediğimiz.
60'lı yılların başından bahsediyorum.
Sabah ; " Günaydın sayın dinleyiciler. Burası Türkiye Radyoları Ankara Radyosu " anonsuyla başlayan ve gece 24'e kadar kesintisiz yayın yapan radyomuz....
Günlük program akışını bile ezberlediğimiz, dolu dolu yayınıyla günümüzü neşeyle geçiren radyomuz...
Aralıklarla verdiği " ara haberleri " günde iki kez saat 13 ve 20'deki " ana haberleri " Yurttan Sesler" müzik programı, belli başlı romanlardan uyarlanan ve genç kızların hergün merakla beklediği " Arkası Yarın " canlandirması, haftanın belirli günlerindeki "Radyo Tiyatrosu" , " Beraber ve Solo Şarkılar "
ile " Zeki Müren, Arif Sami Toker, Yaşar Özel, Mustafa Sağyaşar, Aleattin Yavaşça, Perihan Altındağ Sözeri, Nesrin Sipahi, Neşe Can, Behiye Aksoy ve coğaltabilecegimiz değerli ses sanatçısının yer aldığı " Bir Solist " müzik programı, Nezahat Bayram, Muazzez Turing, Yıldız Ayhan, Ahmet Sezgin ve Ümit Tokcan'ın yer aldığı Türk Halk Müziği programı , "Çocuklara Masallar " ve hafta sonlarının vazgeçilmez naklen maç yayınları ile hâlâ unutulmayan radyomuz...
Her evde bulunmayan, ancak hali vakti yerinde ailelerin sahip olabildiği Philips, Gründing, Sanyo marka radyo bulunan evlerde ; halk arasında "AJANS" diye tabir edilen Akşam Haberlerini dinlemek için toplanılirdı. Günlük gazetelerin iki gün sonra ulaşabildiği şehirlerde olup biteni öğrenmenin tek adresiydi radyomuz...
Hafta sonlarında Halit Kıvanç ve Orhan Ayhan'ın naklen sunduğu derbi maçlarının akışını, " hakem düdüğüne bakıp saatini çaldı "diyebilecek kadar heyecanlanmış olan spikeri kahvehanelerdeki radyo başında oluşan izdihamda dinleme fırsatını sağlayan radyomuz...
Bu radyodaki tüm programları , özellikle müzik programlarını beğeni ile dinleyen dinleyicilerin dinlemek istemediği tek ses ; en son 1960'ın 27 Mayıs sabahında duyduğu Hasan Mutlucan'ın davudi sesiydi.
Teknoloji ilerledi seneler sonra.
Sadece dinlemek yetmez oldu insanlara. Anlatırken, konuşurken, oynarken, sarkı-türkü söylerken görüntü de arar oldu ve televizyonla tanıştı insanımız.
Renkli oluşu söz konusu değildi. Siyah-Beyaz izlemeye razıydı, dinlediğinin görüntülü olması da yeterliydi.
Derken ; televizyon yayını da başladı. Tek kanaldan ve siyah-beyaz.
Sabah saat 7'de İstiklal Marşı eşliğinde göndere çekilmekte olan bayrağın görüntüsüyle başlayan yayın akışı gece 24'te bu kez bayrağın gönderden indirilmesi görüntüsüyle son bulurdu.
Güne bakış haber programı ve hava durumunun ardından; insanları ekran başına kitleyen programlar izlerdi biribirini.
Çocuklar için çizgi filmler, uyku saatinde masallar; yetişkinler için yerli ve yabancı filmlerden oluşan " TV'de Sinema' da " çeşit çeşit filmler.
Horoz Nuri- Bedia tiplemesindeki Vahi Öz ile Mualla Sürer, Turist Ömer'le Sadri Alışık, Şepkemin Altındayım repliğinin sahibi Öztürk Serengil, salon filmlerinin vazgeçilmezleri Göksel Arsoy, Ediz Hun, Kartal Tibet, Cüneyt Arkın, Filiz Akın, Belgin Doruk, Hülya Koçyiğit ve Türkan Şoray, büyük karakterler Ayhan Işık, Fikret Hakan, Orhan Günşiray, kötü adamlar Ahmet Tarik Tekçe, Bilal İnci, Hayatı Hamzaoğlu, Nuri Alço, babacan tipler Hulusi Kentmen, Kadir Savun, Ali Şen, Nubar Terziyan, Sami Hazinses ve niceleri eksik olmadı. Çok kişiyi güldüren, bazı kişileri düşündüren, ağlayan genç kızlara mendil yetistirmeyen filmlerle hep karşımızda oldu.
007 Cames Bond, Herkül-Supermen, Bilim Kurgu, Kovboy gibi yabancı filmler eskisi gibi seyirci toplardı.
Yerli ve yabancı diziler.
Carli'nin Melekleri, Uzay Gemisi, Dallas, Küçük Ev, Komiser Kolombo, Mc. Milan ve Karısı gibi hatırlayabildiğim diziler heyecanla beklenen dizilerdi.
Zafer Cilasun ile Jülide Gülizar sundukları Ana Haber Bülteni ile unutulmazlar arasında yerini aldı.
Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği ve Pop müzik ile zirve yapan müzik programlarının yanında, Barış Manco'nun çocuklara yönelik
" Adam Olacak Çocuk " müzik-eğlence programı bugüne kadar konuşulan başarılı programlardan biriydi.
Adile Naşit'in çocuklara uyku saatini hatırlanan "Haydi Uykuya" ve basta Erkan Yolaç'ın " EVET-HAYIR Programı ile çeşitli yarışma programlarının kalitesini , gelişmiş koşullara rağmen bugün göremiyoruz.
Siyaset arenasındaki seviyeli ve donanımlı tartışma programları da ilk kez TRT'nin tek kanalı siyah-beyaz yayın döneminde yapıldı.
Katılımcı siyasi parti lider veya temsilcileri, bu açık oturumlarda hicbir zaman saygı ve nezaket kurallarını aşmadı. Küfür ve hakaret kültüründen çok uzaktaydı hepsi. Bu incelik ve saygı çerçevesinde süren program haklı olarak televizyonun en fazla izlenen programı olmayı başarmıştı.
Hafta sonlarında oynanan derbi maçlarını kahvehanedeki radyodan dinleme döneminden 90 dakikayı canlı olarak izleme şansını yakalayan sporseverlerin de keyfi yerindeydi.
İlerleyen zaman diliminde ; baş döndüren hızla ilerleme kaydeden teknoloji, ekranları renklendirdi. İzleme kalitesinin yükselmesi için gerekli teknolojik gelişmelerde kalite gün be gün artarken; yapımların, yapımcıların, yapım katılımcılarının, yapım anlayışının kalitesi düştü.
* Doğru haberlerin yerini algıya dayalı gerçek dışı haberler aldı.
* Gerek müziğin kendisi, gerekse icra edeni büyük ölçüde zaafa uğradı.
* Eğitici-ögretici, yol gösterici programlar yerini; gereksiz, toplum ahlakına aykırı, keyif vereceğine sıkıntı veren programlara bıraktı.
* Spora da siyaset ve maddi çıkar bulaşınca; o alanda da yozlaşma ve soymaca başladı. Büyük paraların döndüğü maçları yayınlama hakkı ihaleleri nedeniyle, sporsever maç izleme hakkını kaybetti.
* Her geçen gün biraz daha kirlenen siyaset, sevgi-saygı-nezaket-kişi haklarını zaafiyete uğrattığı için; siyasilerde yan yana gelememe ortamını yarattı.
* Televizyonun siyah-beyaz olduğu dönemde;
karşılıklı saygı kuralları içinde yapılan tartışmaları beğeniyle izleyen vatandaş, şimdi çeşitli kaynaklarca beslenen yetersiz, bilgisiz, tek hüneri hakaret ve saygısızlık yapma olan kişilerin katıldığı programları izlemeden televizyonu kapatmayı tercih ediyor.
Ve de öyle bir noktaya gelindi ki ;
Çok önceleri radyoda , daha sonra sahip oldugu kısık olanaklarla gerçek manada yayıncılık yapmaya çalışan televizyondaki haberlerin başında sıralanan " günün haber başlıklarının " yerine; şu andaki televizyonculuk anlayışının yarattığı yeni yayıncılık dönemindeki haberlere ;
* Lokmalarınızı ve porsiyonlarınızı küçültün,
* Paramız var ki ithal ediyoruz,
* Kilo hesabı et alınınca pahalı olur, tüm koyun alın ,
* Karpuzu pahalı bulan evinin önüne karpuz eksin,
* Uzaya göndereceğimiz bir kişi için bugüne kadar 31 bin müracaatçı var,
* Vicdansızlık etmeyin, aç durumda olan yok,
* ......şeklindeki haber başlıklarıyla başlamak gerekecek.