USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Gönül Yarası, Mardin Kalesi..

24-06-2023
Yazının okunduğunda anlam kazanacağına inandığım iki sözcüğün tanımını yapayım istiyorum :
" Olmuş ve olması mümkün olan olayların anlatım şekline HİKAYE denir "
" Olmamış ve olması mümkün olmayan olayların anlatım şekline MASAL denir "
Ortaokul sıralarında öğrendiğimiz tanımlar bunlar.
X X X
Mardin'in ve sorunlarının görüşüldüğü, konuşulduğu, tartışıldığı her platformda öncelikli konu, Mardin Kalesi'nin turizme kazandırılması konusu olmuştur.
Konu açıldı mı; talepler ve yapıldığı iddia edilen girişimler sıralanır durur.
# Vatandaşlar, bu konuda yeterli düzeyde bir çalışmanın yapılmadığından şikayetçi olur.
Kale'nin restorasyonun tamamlanıp oluşturulacak tesisler ile birlikte teleferik bağlantısının yapılarak, bir an önce halka açılmasını ve turizme kazandırılmasını ister.
Bu konuda anlatacak hikayesi olmayanlar ; büyük pişkinlikler içinde, kullandığı cicili bicili sözlerle, araya plan ve proje değimlerini de katarak ne çok şeyler yapıldığını içeren masalları anlatmaya başlar.
# Resititüsyon,
Röleve,
Restorasyon projeleri bile çizilmiş.
# İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Demir ve AB'den sağlanan projeler Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunca onaylanmış, inşaat ve yapım aşamasına gelindiğinde ödenek bile sağlanmış.
# Ne var ki; kaya düşmeleri engellenmesinin öncelikli olması nedeniyle ödenek oraya aktarılmış.
# Arkeolojik değerlerin çıkması için başlatılan kazı çalışmaları ciddi manada maliyet gerektiğinden durdurulmuş.
Bunun dışında bir STK, Mardin Kalesi'nin Mardin Belediyesi'ne devri konusunda çalışmalar yürütmeye başlamış.
Ve buna benzer daha niceleri....
Rahmetli Adile Naşit'in her gece TV'de kuzucuklarına anlattığı masallar kadar etkileyici ve sürükleyici.
Bu konuda yerel siyasetçi ve milletvekillerinin sesi soluğu çıkmazken , üst düzey yöneticilerin ;
" Talimat verildi, Mardin Kalesi turizme açılıyor "
" Kazı çalışmalarını hemen başlatıyoruz "
" Plan-Bütçe Komisyonundan geçti . Ödenek sorunumuz yok " gibi hamaset dolu açıklamaları her seçim öncesi yüksek sesle dillendirmeleri.
Gelinen nokta ortada.
Kaya düşmelerini engelleyici, sağlamlaştırma amaçlı çelik kafes yapımının dışında yapılmış hiçbir şey yok.
Biraz heyecan verici ve narkotik değer taşıyan bütün bu söylemlerin gerçekleşmesi zaten beklenmezdi.
Amaçlanan doğrultuda Mardin Kalesi'nin halka açılması ve turizme kazandırılması için öncelikli olarak bürokratik engel sorununun giderilmesi gerek çünkü.
Bürokratik engellerin kaldırılıp, Kale'nin Milli Savunma Bakanlığından Kültür ve Turizm Bakanlığına devri gerçekleşmeden ; atılan her adım beyhude, yapılan her açıklama laf-ı güzardır.
Aslında bu engelin kalkması için koşullar da hazırlanmış ve bu işin önü açılmış olmasına rağmen, gerekli girişimi yapacak kimseyi bulamamışız.
Masalları bir yana bırakıp, bu konudaki hikayelere bir göz atalım.
TBMM Genel Kuruluna verilen ve Mardin Kalesi'nin de halka açılmasının önünü açacak olan "Askeri Yasak Bölge ve Güvenlik Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa tasarısı; 22. Dönem, 4. Yasama Yılı, 10. Birleşiminde 20 Ekim 2005 tarihinde görüşülerek kabul edildi.
Buna göre ;
18.12.1981 tarih 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler Kanununun 5. maddesine ek bir fıkra ile ;
"KARA HUDUTLARI BOYUNCA TESİS EDİLEN ASKERİ YASAK BÖLGELERİN SINIRLARI, KAMU YARARI BULUNMASI KAYDIYLA MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR-TURİZM VE SPOR AMAÇLI FAALİYETLER İÇİN GENEL KURMAY BAŞKANLIĞININ TEKLİFİ ÜZERİNE BAKANLAR KURULU KARARIYLA BAZI BÖLGELERDE KALDIRILABİLİR" kararıyla Mardin Kalesi'nin halka açılmasının önü açılmış oluyor.
2005 yılında kabul edilerek yürürlüğe girmiş bu yasa sonrası, geçen yaklaşık 19 yıl içinde hangi milletvekilimiz gereğinin yapılması için hangi girişimde bulunmuştur ?
Mardin'in yıllardan beridir beklediği ve Mardin turizmine büyük bir katma değer kazandıracak bu konu, yaratılmış bu imkana rağmen neden ciddiye alınmamıştır ?
Mardin Kalesi ile ilgili bir başka hikaye de bir bürokratik skandal.
Zamanın Vali'sinin hazırlanması için üst düzey bir yöneticiye verdiği Dünya Bankası'nın Mardin Kalesi'nin islahı için yapacağı hibe programı ile ilgili dosyanın sümen altında unutulup son başvuru tarihinin geçirilmesi ve ciddi bir hibe yardımından yararlanamama hikayesi.
Masal ve hikaye arasında her zaman için bir ince çizgi vardır ve o çizgi her daim korunmalıdır diye düşünüyorum.