USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hayvan Hakları mı Dediniz!

18-10-2022
Türk Sinemasının yüz akı Yılmaz Güney'in her biri oscarlık olan filmlerinden bir tanesinin bir sahnesinde ; çöp karıştıran birkaç yoksul insanın fotoğrafını çekmekte olan turistlerin ne yapmakta olduklarını soran çocuğa Yılmaz Güney şu cevabı vermişti:
"YOKSULLUĞUMUZUN FOTOĞRAFINI ÇEKİYORLAR"
Unutulmuyorsun Çirkin Kral,
Işıklarda uyu....
Benzer sahnelere çok sık rastlanmakta Mardin'de.
Ama film sahnelerinde değil.
Mardin'in ara sokaklarında,
Bazen o zalim merdiven basamaklarında,
Bazen tarihi bir binanın önünde.
Çöp karıştıran yoksulların değil,
Çöp toplama görevini ifa eden eşeklerin
yürekleri sızlatan halinin fotoğrafını çekmekte turistler.
Bu kez yoksulluğumuzun değil,
sorumsuzluğumuzun,
vicdan ve insaf eksikliğimizin fotoğraflarını çekiyor turistler.
Turistlere bu malzemeyi hazırlayıp sunan
yöneticilerimiz akla gelmekte bu arada.
Mardin'in tanıtımı için sözde uğraş vermekte olan bazı işgüzarlarların tanıtımlarında figüran olarak bu zavallı eşekleri kullanmaları hatırlanmakta.
Hayvan haklarından habersiz insanlar...
Çevre kirliliğini gidereyim derken,
görüntü kirliliği yaratmaktan çekinmeyeler...
Hizmet getireyim derken, hezimet yaratanlar...
Vicdanları sızlatanlar.
Tanıtım yapmayı düşünüp, kötü tanıtım yaptıklarının farkında olmayanlar.
Evet....
Bazı yöneticilerin "kadrolu eşekler" diye böbürlenerek tarif ettiği, yıllar yılıdır çöp toplama işinde kullanılan belediyenin çilekeş çalışanları eşeklerden bahsediyorum.
Bazılarının konu mankeni gibi kullanıp fotoğraf malzemesi yapılan eşeklerden...
Kimi yerlerde ; hayvan hakları duygusuna hayvan sevgisi katarak, abartılı bir hayvan dostluğu yaşanırken; Mardin'de eşeklere yönelik davranış biçiminin sözle anlatımı çok zor.
Özel bakıcıları, kuaförleri , uykusuyla yürüyüşüyle beslenmesiyle ilgili yakın alaka gören kedi ve köpeklere uygulanan hayvan hakları anlayışının yanında; karanlık ve her türlü temizlikten uzak tavlalarda barınan, gün boyu ağır çöp yükünün altında sokak sokak merdiven tırmandırılan, zaman zaman tökezleyip çöken, çöktüğünde veya yürüyemediğinde sert bir tekme veya özel hazırlanmış sopanın ucundaki çivi ile kıçı kevgire dönen ve "ço mirét" komutuyla dinlenme hakkı elinden alınmış, çöp taşıyan eşeğin hayvan haklarından nasıl söz edilebilir ki ?...
Hayvan Hakları Fedarasyonu (HAYTAP)'ın da vâkıf olduğu olumsuz koşullara rağmen; değişik gözlüklerle baktığı anlaşılan değişik dönemlerdeki Belediye yönetimleri "kadrolu eşeklerinin" yaşam koşullarını ballandıra ballandıra açıklamış kimi zaman :
* Yaşadıkları ortam oldukça sağlıklı,
* Sık sık veteriner kontrolleri yapılıyor,
* Bakım ve beslenmelerine özel ilgi gösteriliyor,
* Kış günlerinde kaldıkları tavla elektrikli sobalarla ısıtılıyor,
* Veteriner talimatıyla, kaldıkları tavlaya konan müzik setleriyle klasik müzik dinletilerek yorgunlukları giderilip stres atmaları sağlanıyor,
* 5-6 yaşlarında alınan eşekler, hakları kollanarak 8-11 yıl sonra emekli ediliyor.
Hayvan Haklarına azami riayet edildiğinin belirtildiği açıklamaların birinde ; emekliliği gelmiş 3 eşeğe emeklilikleri nedeniyle tören düzenlenmış, allandırılıp pullandırılan eşeklere tabaklarla havuç, marol ve salatalık ikramı yapılmış.
Zaman zaman Insanların aklıyla alay edercesine yapılan bu açıklamalar iyi hoş ta; birinde bir yanlışlık yapıldığını belirtmek durumundayım :
Eşeklerin yorgunluğunu atmaları ve stresten kurtulmaları için veterinerin önerisiyle tavlaya müzik seti konup müzik dinletisi yapılması olağanüstü olumlu(!) bir yaklaşım. Ancak klasik müziğin tercih edilerek; Bach, Mozart ve Beethoven gibi sanatciların yerine Orhan Gencebay'ın, Kibariye'nin, Nihat Doğan'ın, Sibel Can'ın, Yavuz Bingöl'ün sesinden arabesk parçaların dinletilmesi, çivilerle yara dolmuş kıçlarının ağrısına daha iyi gelir.
Hem " yerli ve milli " bir uygulama olmuş olur.
Hasılı kelâm....
İHA'larla, SİHA'larla, elektrikle çalışan arabalarla, uzay mekiğiyle, uluslararası düzeyde kabul görmüş teknolojik atılımların yanında ; bizim karakaçanlarin azad edilebilmesi için daracık ara sokaklarımızın çöpünü toplayabilecek akülü bir araba veya daha değişik nitelikte bir araç bulunamaz mı?