İnsan olarak bizler, içinde yaşadığımız yeri niyetlerimizle, düşüncelerimizle, işimizle, varlığımızla, gayretlerimizle, enerjimizle, başkalarıyla olan ilişki ve etkileşimlerle sürekli etkilemekteyiz.
Mesele, ne tür bir etki meydana getirdiğimizdir. Bu etkinin yapıcı olması, gerçek özgürlüğün öğrenilmesine bağlıdır.
Gerçek özgürlük, kendini bilmek, haddini bilmek ve buna göre davranmaktır. Kalbimizi ve zihnimizi buna göre uyumlandırmaktır. Buna göre sorumlu davranmaktır.
İç dünyamızda kendimize; dış dünyada tüm varoluşa sevgi ve şefkat beslediğimizde gerçek özgürlüğe giden HAKİKAT ve HAKKANİYET yolunu keşfetmiş oluruz. Bireysel ve sosyal yaşamda dengeyi, ölçüyü ve uyumu yakalamış oluruz.
Kendimizi büyütmekten daha yüce bir amaç için var olduğumuzu ve o amaca hizmet ettiğimizi bilmek, bize hepimizin ve herkesin aradığı sevinci verir.
Çünkü herkesin hayatta kendine özgü bir işi vardır; herkes, tamamlanması gereken somut bir görevi yerine getirmek zorundadır. Bu çerçevede kimsenin yerine başka biri konulamaz ve hiçbir yaşam tekrarlanmaz. Bu bakımdan herkesin görevi, onu gerçekleştirmek için eline geçen özgül fırsat gibi, benzersizdir.
Bu benzersizlik, değer vermek, yaşamak, yaşatmak, öğrenmek, gelişmek, geliştirmek, sorumlu davranmak, ardından da insani anlamda onur ve miras bırakmak demektir.
Bu benzersizliğin içinde, toplumun ve herkesin ortak yararı için verilmiş olan bazı yetenekleri, imkânları, armağanları keşfetmek, tanımak ve kullanmak, toplumsal yaşamı zenginleştirir. Toplumsal yaşamı dengede tutar. Bu denge, bencil olmayan, anlayış gösteren, diğerkâmlığın gereklerini yerine getiren esnek bir tutumla şekillenir.
Bu düşüncelerle, değerli Mardin halkı başta olmak üzere, bütün İslam Âleminin Kurban Bayramını içtenlikle kutluyorum.
Hayırlara ve yaşamın zenginliğine vesile olsun.