USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kuruluşa mı İsim Verilmeli? İsim mi Kuruluşa Verilmeli?

19-12-2022
lk bakışta başlığının anlaşılması zor gibi gelecek olan yazının içeriğine başlamadan iki hususun altını çizmek isterim.
Özellikle, yazılmak istenenlerin ; değerli bilim adamı Prof.Dr.Aziz Sancar adının Mardin Havaalanına verilmiş olmasıyla ilgili değil.
Önceden yazmayı tasarladığım bu yazıda bu hususun da yer alacak olması tamamen tesadüfe dayalı.
Bir başka husus ta; sulandırılmaya ve proveke edilmeye uygun olduğu için, cumhuriyet kazanımlarının bertaraf edilerek ; sarık-cübbe ve kılıç-kalkan-cariyelerle anılmışlarin isimlerinin verilmesi konusuna hiç girmeyeceğim.
X X X
Egoizm duygusu, daha açık bir ifadeyle bencilik duygusu Mardin'de hakim olduğu kadar başka bir ilde hakim değildir.
Yıllar yılıdır hakim kılınmış bu duygu kendini ; toplumda sürekli anılma, kendinden söz ettirme ve belli bir yer edinme refleksiyle kendini göstermekte.
Tamamen özgüven eksikliğinden kaynaklı bu ihtiyacı kendinde bulanlar, bu egolarını çok unvanlı kartvizit kullanmak suretiyle kapatmaya çalışmakta.
Onurlandırılma ve ödüllendirilme istekleri hep ön plandadır.
Görevleri ve konumları gereği etik olmamasına rağmen; "plaketini almak üzere" anonsuyla ve alkışlar arasında sahneye davet edilme hevesindedir bu gibi insanlar.
Görev süresi devam etmekte olanların, görevleriyle ilgili ödüllendirilmelerin pek doğru olmayacağıni düşünmeden.
Oysa unutulmaması gereken kurallar var bu hususta.
Konumu ne olursa olsun, görevini başarıyla yürütmüş olduğu gerekçesiyle bir kamu görevlisinin çeşitli şekillerde ödüllendirilmesi doğru değildir, o kişinin hakkı da değildir.
Zira görevini başarılı bir şekilde icra etmek için oradadır.
Başarılı bir şekilde icra etmek zorundadır.
Böyle olunca; görevini yapmış diye ödüllendirilmiş olması tamamen usulsüzdür.
Bir öğretmen örneğin.
Asli görevinin dışında, ekstradan başarılı çalışmaları varsa eğer ödüle layık görülebilir.
Cumartesi-pazar dinlemeden, mesaisi dışında, hatta tatil aylarında bile talebeleriyle ilgilenmiş, kurslar vermiş ve o talebeler üstün başarı sağlamışsa eğer ödül haketmiştir.
Başarili vali, başarılı kaymakamın alacağı en büyük ödül; halkının kendisine olan teveccühüdür.
Görevindeki başarısının veya başarısızlığının karşılığını bağlı bulunduğu bakanlık değerlendirir.
Valilik yapmışsın.
Görev süresinde plaketler verdirmişsin kendine, adını yollara-okullara yazdırmışsın , çekip gittiğinde ne okulda adın kalır ne yolda.
Egonu bastırmak için değer mi bu ihtiras?
Bir yerlere isim verdirme konusu da tam yol ileri.Dur-durak bitmiyor.
Neye göre, hangi kriterler gereği?
Belli bir kuralı yok mu bu işin ?
Belirleme mercii neresi ?
Tabii ki ; mesleki, akademik, sosyal konumu, liyakat, başarı itibariyle hakkeden şahsiyetlerin adının yaşatılması sorumluluk gereğidir. Ancak bu sorumluluğun yerine getirilmesi belli bir uygunluk gerektirir.
Belki anlaşılması zor gelmiştir ama; bu hususta dikkat edilmesi gereken, yazının başlığını oluşturan ifadenin içindedir :
KURULUŞA MI İSİM VERİLMELİ,
İSİM MI KURULUŞA VERILMELI.
Bu kurala riayet edilerek yapılacağı zaman isim verme veya isim verilme hususunda pek aksaklık olmaz.
Burada unutulmaması gereken ;
* İsim verilecek kuruluşun bu isme ihtiyacı olup olmadığı,
* İsmi verilecek kişinin o kuruluşa uygun olup olmadığı,
* İsim verilecek kuruluşun o isme yeterli olup olmadığı,
* ve en önemlisi, verilecek ismin kuruluşun tabelasında nasıl duracağı.
Altı çizilecek bir başka husus ta ; bol keseden dağıtılan isimlerdir.
Yanlış anlamalar oluşmasın diye, öncelikle ifade edeyim ki; ismi bir ve hatta birkaç yere verilmiş olan saygın şahsiyetlerin kişiliklerine bir itirazım yok. Ancak uygulamanın kendisine karşıyım.
İsim verilebilecek ve isim verilemeyecek yerler var olmasına rağmen, yapılmış isimlendirmelerin çoğu pek doğru değil ve o isimler o yerlerde pek şık durmuyor.
* Bazı vakıf Üniversitelerine kişi ismi verilmiştir ama o üniversiteye bağlı fakültelerin hiç biri birilerinin adını taşımaz,
* Kayseri Üniversitesine bağlı fakülte ve idari binaların tümü devlet tarafından yaptırilmamış, hayırsever kişilerce yaptırılmış olduğu halde; hiçbirine hayırseverlerin adı verilmiş değil.
Konuyu genel hatlarıyla ortaya koyduktan sonra; Değerli Şahsiyet Aziz Sancar'ın adının "kabul edenler, kabul etmeyenler, kabul edilmistir" şeklindeki mini referandumla Mardin Havaalanina verilişinden sonra , Sayın Sancar'ın adının verilmesi özel durumuna geçelim.
Edindiğim bilgilere göre; tıp doktoru olan Sayın Hocamızın adı bazı kuruluşlarla birlikte , başka şeylere de verilmiş durumda.
Bana göre ; o okuldan mezun olmuştur diye adının Mardin Lisesine verilmesi, Mardin Havaalanının Aziz Sancar Havaalanına dönüştürülmesi çok şık bir uygulama olmamış.
Aziz Sancar adının yaşatılmasi için yapilmasi gereken; her yil tekrarlanacak sekilde; devlet destekli, yüksek düzeyde bir
" ULUSLARARASI AZİZ SANCAR TIP ÇALISTAYI" olacaktir.
Belki eksik, belki fazla, uygunluğu tartışılır biçimde düşünülmüş , tamamen iyi niyetli girişimlerin yanında; ahlaksızca, edepsizce yapılmış, tahkir edici, aşağılık bir düşünce ürünü olarak nitelendirebilecegim bir isim verme olayının bilgisini edindim.
Bahse konu haber şöyle:
Uluslararası bir botanik firmasının yaptığı açıklamaya göre; tehlike altında bulunan 12 bin bitki türü için dünyadaki tek yetişme alanı Mardin eşiğidir. 12 bin bitki türü arasinda Sütotu olarak bildiğimiz ve literaturde Polygola adı taşıyan bitki çeşidinin adı "aziz sancarii" olarak değiştirilmiştir.
Ucuz söylemler ve sözde sahiplenme refleksiyle; Aziz Sancar'ın adını yaşatma ve onure etme amaçlı ismini bir yerlere uygun olarak görenler bu aşağılık davranış karşısında nasıl bir tutum sergiler bilemem...