USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Mardin ve Arapça

26-09-2019

      Kimselerin fikir ve düşüncelerini beyan etmekte zorlandığı günümüzde ; teknolojinin yaşamımıza armağan ettiği son nimetlerinden biri olan, adına sosyal medya da dediğimiz internet yayinciliginda çok güzel şeyler oluyor. Arada bir olmamasi gereken düzeyde aykırı mudahelelere rağmen ilkeli, sevyeli ve donanımlı paylaşım ve yorumların yer aldığı kişisel ve grup hesapları zevkle takip ediliyor.

     Bunlardan biri " Mardin Tarihi ve Müziği " grubu. Halen ABD´de yaşamakta olan, oradaki seçkin üniversitelerde akademisyenlik yapmış, ortaokul arkadaşım sevgili Mehmet Nezir Uca, İngiltere´de akademik çalışmalarını sürdüren ve Mardin ile ilgili her konuda araştırma yapan Neil Eldem, Bulgaristan´da yaşayan değerli entellektuel kardeşim Mehmet Cansi ve değişik illerden Mardin´li arkadaşımızın değerli paylaşım ve yorumlarıyla büyük beğeni toplayan bir grup. Grup üyelerinin tümünü verdikleri katkılar için kutlarken; karşı fikirlere saygı gösterme erdeminden uzak, sadece kendi dogrularina inanmış ve dayatmaya çalışmakta olan bazı arkadaşlara da bir çift sözümüz var : Fikir ve düşüncelerin hepsi saygindir, düşünceler özgürlükçü ve medeni ortamda tartisildikca değer kazanir. Tartışırken de empati yaparak ve saygı duyarak yapılacak değerlendirmeler sonucu gerçek kendiliğinden ortaya cikacaktir. Bunun için sadece biraz tahammül ve hoşgörü .....

     Bahse konu grubun son günlerdeki paylaşım ve yorumları arapça uzerinde yoğunlaşıyor. Grup üyelerinin büyük bölümü Mardin´de Arapça´nın konumu ile ilgili bilgi ve birikimlerini dile getiriyor. Bazı arkadaşlar bunu yaparken; Mardin´de konusulmakta olan dili
gerçek arapça gibi kabullenip anadil anlayışıyla degerlendirerek paylaşımlar yapıyor. Süryanice ve Arapça´nın aynı kökenden, Sami dilinden geldiğini belirtenler, Amerika Misyonerler Kulübünün 1904 genelgesinde Mardin´in arapça konustugunu, anadil arapça olduğu için eğitim dilinin de arapça olduğunu ve aynı kulübün 1934 yilindaki genelgesinde bu kez eğitim dilinin Türkçe oldugu belirttiğini söyleyenler, Bükreş Universitesi Arapça Bölüm Başkanı Prof. George Grigore´nin yaptığı arastirmada Mardin arapcasinin çok geniş bir dil olduğu saptamasina yer verenler ve bazı kişilerin arapça, turkce ve mihallemiceden oluşan bir sözlüğün çalışması içinde olduğunu soyleyenler bu iddialarıyla Mardin arapcasina bayağı bir misyon yukluyor,.

     Oysa alfabesi, grameri, lehçesi olmayan bir dili; dünyanın en geniş alfabesine, en zor gramerine sahip bir dille yani kelime haznesi arapça, turkce, farsca ve osmanlicadan oluşan Mardin arapcasini dünyada kabul görmüş gerçek arapcayla bir tutmak doğru bir yaklaşım değil diye dusunuyorum. Mevcut latin alfabesinin bazı harflerine gırtlak sesi kazandırmak için Q , W , X gibi ilaveler yapmakla da bir alfabe olusamayacagina inananlardanim. Yazım dili olmayan bir dilin, en zor yazım dillerinden biri olarak kabul edilmiş bir dil olarak kabul edilmesini biz Mardin´liler gözden gecirmeliyiz.

     Mevcut haliyle arapcadan çok MARDİNLİCE diyebileceğimiz bu yerel dilin yıllardan beri şimdi Artuklu dediğimiz merkezde ve Yeşilli, Ömerli, Savur ile Midyat´ta kullanılıyor olması BAJARİ nitelendirmesiyle bir başka yanlışı da beraberinde getiriyor. Mardin´de birçok etnik kökenden insanlar yaşamış ve halen yaşıyor olmasına rağmen; sadece bu dili kullaniyor diye Arap kökenli olarak kabul ediliyor. Oysa Mardin´de Arap kökenli vatandaşların dışında ; aynı dili kullanmakta olan İrak, İran, Çerkez ve hatta Hint kökenli vatandaşlarımız uzun yıllar yaşamış ve halen yaşamaya devam ediyor.

     Yanlış anlama ve değerlendirmelerin önünü kesmek için Arap kökenli oldugumu , halen Suriye , İran ve Arap Emirliginde geniş akraba kitlelerinin bulundugunu ifade etmek istiyorum .