Aydınlık, çağdaşlık gibi kavramların ne derecede ilkel bir pratiğe dönüştüğü günümüz koşullarında ne derece belirginlik kazandığı ortada.
Toplumu değerlendirirken birazda rasyonel bakmak gerekir ahlaki ve ideolojik yargılamaların bol yapıldığı bir dönem. Bu tarz yaklaşımlarda bizi gerçek anlamda bilgiye götürmüyor. Hele ki zengin ile fakir arasındaki uçurum gittikçe büyüyorsa orta direk çöküyor demek.
Benim bildiğim eğitim öğretim bir şahsiyet kazanma ve bu mezuniyeti koruma güçlendirme geleceğe taşımadır.
En büyük yanılgım bu durumu geç fark etme, eğitimin kişilik noktasında en diplerde seyretmesi, öğrenmenin de dejenerasyona uğramış olmasını geç farkına varmadır.
Eğitim ile öğretim farklı şeylerdir. Öğretim aile içinde geleneksel davranışların, kültürel zenginliklerle harmanlanışıdır. Görerek, dokunarak, yaşayarak deneyleler elde edilen becerileri öğretim kategorisine dahil edebiliriz. Eğitim başka şeydir! aklın eğitimi! Pozitif bilimin beyine farklı yöntemlerle işlenmesidir. Bununla tarihlenen gerçek tutarlı bilgi edinmiş, eğitimli aklın standartı ve kalitesi olur.
Öğretim ve Eğitim birbirlerini tamamlayan, günlük yaşamımıza, ve toplumsal yapı içindeki davranışlarımıza da yön vererek bir yaşam standartı kazandırır.
İnsan yaşamını ve toplum düzenini etkileyen kavramlar arasında “aydın”, “aydınlık”, “aydınlanma” ya bakacak olursak, farklı görüşlerle karşılaşırız.
“Aydın” ideolojik bir söylem mi? Yoksa bilgili, davranışları ile etrafına örnek olan kişilere yakıştırılan söz mü? Ya da entelektüel kişilerin toplum içindeki görüntüsü mü?
Geçmişin derinliklerinden gelen, metafizik kanunlarını hiçe sayan, pozitif bilimin ışığında aydınlanmak, her türlü girişim ve mücadelenin üstünde bir anlayıştır.
İlk bakışta karşı çıkan, çıkarların esiri olmuş düşüncenin esiri olanların tepkileri karşında üzüntü duymanın ötesine daralma havaleleri geçirilebilir.
Gün gelecek, doğru düşünmenin, doğru bilgilenmenin ve doğru hareket etmenin haklı gururu ile yaşamanın ve gelecek nesillere miras bırakmanın sevinci dimdik durmak da var.
Özetlemem şu; bilim ve teknolojide ilerliyor olabiliriz, ama insanlığa dair her konuda benzeri sınavlar veriyoruz ve çok yavaş evrimleşiyoruz.
Modern dünya düzeninde,değerlerimize sahip çıkmalıyız..
Bazen geriye gidiyoruz!
Tarih daima okumaya ve okutulmaya değer.
