USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

84 YIL ÖNCE 84 YIL SONRA. (10)

23-10-2023
Dizi yazı serisi, bir süreden beri her ne kadar yukardaki başlıkla yayınlanıyor olsa da; hem geçen 1-2 yıl, hem kaynak arşiv bilgilerin 1932-1933 yıllarına kadar uzanmış olması, 90 yıllık bir zaman tüneli oluşturdu.
Yine de eski başlığımıza sadık kalarak ; bu zaman tüneli içinde bazı verilerle ekonomik durum mukayesesi yapmaya çalışalım.
Günümüzdeki gelişmeler konusunda suya sabuna fazla dokunmadan ; "tek ekonomistin" olunmadığı, "kafası basanların" bulunmadığı geçmişteki durum vaziyetlerini zamanın gazete haberlerindeki ifadelere göre değerlendirelim.
Mütevazi bir lokantada ortalama 180-200 lira vererek yemekte olduğumuz bir porsiyon kebabın, kilosu 380 liraya dayanmış etin, su sıkıntısı çekildiğinde 1600 lira ödeyerek aldığımız bir tanker içme suyunun, kilosuna 25-30 lira ödediğimiz yoğurdun, 250 liraya yaklaşmış bir kilo peynirin ve litresi 30 lira olan sütün 90 yıl öncesineki durumlarını anlatan gazete haberinden öğrenelim :
1933 SON POSTA GAZETESİ
Şehrimizde öğle yemeklerinde en fazla yenilen kıymalı şiş kebaptır. Yaz mevsiminde halk bu kebabı bütün yemeklere tercih eder. Kebapçılar son günlerde çok insafsız davranmaya başlamış ve kebapları yarı yarıya küçültmüşlerdir. Kış mevsiminde bir okka et 30-35 kuruş madeni paraya satılırken, kebabı 1 kuruş madeni paraya alıyorduk. Şimdi ise bir okka koyun eti 12 kuruş madeni paraya satıldığı halde bir kebap yine 1 kuruştur.
Şehrimiz Belediyesi'nin dikkat nazarları celbeden bu intikârın önüne geçmesini bekliyoruz.
Bir başka haber :
1933 SON POSTA GAZETESİ
Şehrimizin su ihtiyacını sarnıçlar ve kuyular temin etmektedir.Bu sene fazla yağmur yağmadığından sarnıclar bomboştur.Nisan ayında kâfi miktarda yağmazsa su buhranı başlayacaktır. Şehrin kenardaki menbalardan hayvan sırtında getirilen ve SEBLE ismi verilen suların fiyatı şimdiden yükselmistir.
Şu buhranına mukabil süt, yoğurt ve peynir bolluğu vardır. Yoğurdun okkası 6, peynirin okkası 20, semiz tavuğun 15-20, 8 adet yumurta 5 kuruşa satılmaktadır.
XXX
Ülke ekonomisinin adetâ can damarı halini almış , başta dolar ve Euro olmak üzere döviz kurlarındaki dengesiz yükselişlerin önü bir türlü kesilemezken ; yabancı paraların Türk lirası karşısındaki değerinin ne olduğunu, Türk parasının Türk parası karşısında değer kaybını gelin yine aynı yılların gazete haberlerinden öğrenelim :
1933 CUMHURİYET GAZETESİ
Merkez Bankasının neşrettiği 1933 Nisan-Haziran bülteninde Türkiye'nin iktisadi vaziyeti ile Türk lirasının kıymeti istatistiklerle tespit edilmiş, muhtelif senelerde Türk lirasının Frank, Sterlin, Dolar ve Liret fiyatlarıyla mukayesesi yapılmıştır. Bu mukayeselerle Türk parasının her sene biraz daha kıymetlendiği gözlemlenmektedir.
Türk lirası 1922'de 7.467 Fransız Frankı iken 1932'de 12.047 olmuş,
1922'de 728.25 olan İngiliz Sterlini her sene yükselerek 1,032 olmuş 1932'de 715 kuruşa düşmüştür.
1922'de 1 Türk lirasına 0.611 dolar alınırken, 1932'de 0.474 , 1933'te 0.578 dolar alınmıştır.
Bunlara karşılık Liretin kıymetlendiği görülmektedir.
Türk parasının kendi içinde yaşadığı değer kaybıyla ilgili bir başka haber :
1932 SON POSTA GAZETESİ
Birkaç günden beri kağıt para birdenbire yükseliş göstermiştir. 50 kuruş madeni para üzerinden tedavül eden 1 kağıt lira 61 kuruşa çıkmıştır. Bu yüzden bütün yiyecek ve içecekler bir misli artmıştır. 10 kuruş madeni paraya aldığımız bir okka et 16 kuruşa, 28 kuruşa aldığımız bir okka sabun 36 kuruşa fırlamıştır. Şehrin en büyük dertlerinden biri olan bu gümüş paranın bilhassa böyle buhranlı bir senede ticarette oynadığı rol ve yaptığı zararlar mühim bir yekün tutmaktadır.
O günkü piyasa üzerinden 5 kuruş kıymetinde olan bir paketi veya bir gazeteyi 3 kuruş madeni paraya satmaya kalkan bir paketçi bir gazete bayi bir saat sonra kağıt paranın gümüş para üzerinde yaptığı değişiklik yüzünden beher paket veya gazetede 1 kuruş zarar etmekte.
XXX
2023 Eylül ayı itibariyle açlık sınırı 13.347 lira, yoksulluk sınırı 43.437 lira mı demiştiniz ?...
Aşağıdaki habere göre ;
5 NÜFUSLU BİR AİLEYE
AYDA 118.5 LİRA LAZIM...
1933 CUMHURİYET GAZETESİ
Ticaret Odasının neşrettiği son geçinme endeksine nazaran orta halli bir aile temmuz ayında 118 lira 48 kuruş sarfederek geçinebilmiştir. Bu aile 1914 senesinde aynı ihtiyaçlarını 11 lira 61 kuruş sarfederek temin edebiliyordu.
Bu endekste ;
yiyecek ve içeceğe 33 lira 89 kuruş,
yakacak-aydınlatma ve temizlik maddelerinin temini için 968 kuruş,
giyecek ve ev eşyası için 2500 kuruş,
şair masraflar için de 21 lira 4 kuruş harcandığı belirtilmiştir.
XXX
Bugünkü son haberimizi "faiz" üzerinden yapalım.
Helâl-haram bir yana ; sebep-sonuç ilişkilerine dayandırarak "faiz sebep, enflasyon sonuçtur" saplantısına kapılıp ekonomik yıkım yarattığımız,
"bu kardeşiniz burada olduğu müddetçe yükselmez" deyip daha sonra yükselmesine seyirci kaldığımız "faiz" üzerine :
1933 SON POSTA GAZETESİ
Ödünç para verme kanununa tevfiken, faizcilerin beyanname vererek izin vesikası aldıklarını kaydetmiştik. Tespit olunan müddet zarfında Ticaret Müdüriyetine 81 kişi müracaat etmiştir ki, bunların işletme sermayesinin yekünü 2 milyon 341 bin liradır. Bu faizcilerin ;
25'i senevi yüzde 12,
24'ü yüzde 15,
19'u yüzde 18,
12'si yüzde 20,
6'sı yüzde 24,
12'si yüzde 25 faiz alacaklardır.
Şayani dikkat olan bu cihet paralarını en yüksek faiz haddi olan yüzde 25 ile işleteceklerini bildirenlerin kâffesi de Valide Hanında oturan tefeci Acemlerdir. Borç vermeye hazır edecekleri sermaye de 5 bin lira kadardır.
Bunların haricinde de İstanbul'da mevcut 24 banka da kanun mucibince beyannamelerini vermişlerdir.
Şehirde bazı cemaat ve müesseselerin kendi mensuplarına faizle para ikraz eden tasarruf ve tevaün sandıkları vardır.
84 YIL ÖNCE 84 YIL SONRA'nın devamında daha çarpıcı konularla birlikte olma ümidiyle....