USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Nereden Nereye?

30-01-2022
Oldukça kaygan bir zeminde süregelen günlük yaşantımız , ağır yaşam koşullarında her geçen gün biraz daha içinden çıkılamaz hale gelirken ; yok olmaya doğru yol alan maddi yaşam tarzımızla birlikte , büyük önem verdiğimiz manevî değerler de elimizin içinden bir bir kayıp gitmeğe devam ediyor.
Oysa ne kadar da önemsiyorduk bu değerleri.
Çoğu şeye elimiz varmazken , bu değerlerimizle övünür haldeydik. Bir varlıktı
bizim için bu değerler.
Anamızdan babamızdan edindiğimiz , öğretmenlerimizden öğrendiğimiz bu değerler birer kutsal olmuştu bizler için.
Doğruluk,
Dürüstlük,
Çalışkanlık,
Saygı-sevgi,
Dostluk-arkadaşlık,
Yardım ve dayanışma,
Tevazu ve had bilirlikten oluşan ve adetâ hayatımızın bir parçası olan bu hazinemiz ,
bir ahtapotun kolları gibi bizi sarmış yönetim biçiminin ;
YASAK,
GÜNAH,
AYIP kavramlarını rafa kaldırması sonucu, yok olup gidiverdi...
×××
Elde-avuçta kalmamış maddiyatın yanında, manevî değerlerimiz de yok oldu gitti...
Bu gerçeği ;
Kural-nizam tanımadan,
Doğru-yanlış düşünmeden,
Teamüllere uyup uymadığını sorgulamadan,
Vitrin yaratmak uğruna,
Tamamen şov amaçlı yaptıklarımızla sık sık gösterir hale gelmişiz .
Yolda yürümekte olan iki arkadaştan biri, gözü vitrindeki plaketlere takılınca hemen içeri dalıp plaketin birini yazdırıp ambalajını yaptırarak cocuğunun tarih ogretmenine verilmek uzere satın alır. Kaynanasının apandisit ameliyatını hatırlayan diğer arkadaş ta doktora verilmek üzere ikinci plaketi alır.
Kanarya Sevenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olarak ; biri çocuğunun tarih ogretmenine , digeri kaynanasının ameliyatini yapan doktora başarilarından dolayı (!) plaketlerini verirken ; bu tarihi anı tescil etmek için telefonla birer fotoğraf ta çekilir, iki gun sonra sosyal medyada ; " Kanarya Sevenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ebuzeyt Bey Milli Eğitim camiasının çok değerli Tarih Ögretmeni Rıfkı Sağlam'a başarılarindan dolayı plaket verdi " haberi, bir başka yerde " Başarılı Cerrah'a Plaket " haberi...
Her iki fotoğrafa da bakıyorsunuz; ayakta 5-6 kişi ortada bir plaket ve plakete uzanmış bir sürü el.
Veriliş nedenini vazgeçtik. Plaketi veren kim, alan kim belli değil.
Oysa ; ödül ve plaket verilebilmesinin, hakketmiş olabilmenin ve verebileceklerin belli kriterleri vardı önceleri, yani bahsettiğimiz manevî değerler yok olmadan önce..
×××
Bu değerler yok sayılmadan, herşey teamüllere uyarak yapıldığında ; bir yatırımın temelinin atılmasının olsun, açılış töreni yapılmasının olsun belli kriterleri vardı. Belli usullerde , belirli kişilerce yapılırdı temel atma ve açılış törenleri.
Çok önceleri; temeli atılacak yere ilk kazmayı vuran, ilk harcı kürekle atan, hukuki ve tüzel statüsü en yüksek şahsiyet olurdu.
Daha sonraları, kazma-küreğin yerini buton aldı. Yine aynı statüteki şahsiyet hayırlı olsun dilekleriyle basardı butona.
Teamül, usul, kural kalmadı şimdi.
Butonun bulunduğu sehpanın etrafında lâcivertleri giyinmiş onlarca kişi ve butona uzanıyor gibi yapan o kişilere ait onlarca el.
Kamera kadrajına girebilmek için itişip kalkışma ve gözükmek için uzanmış onlarca kafa...
Açılış törenleri de keza...
Açılışı yapılacak yerin kapısında önce kurban kesimi gerçekleşir, ardından iki küçük çocuğa tutturulmuş kırmızı kordela yine belli şahsiyetin hayırlı olsun dilekleriyle kesilirdi önce.
Hem temel atmada, hem açılışta zirve yapan bir coşku hakim olurdu.
Şimdi statü yeterliği, konumu, yaşı-başı, uygunluğu aranmaksızın; kırmızı iken turkuaz rengine dönüşmüş kordelanın arkasında ellerine makas tutuşturulmuş -kendi evinden getirmiş te olabilir- onlarca kişi kurdela kesme şerefine nail kılınıyor.
Şovun bir parçası olan 2-3 çocuğun muziplik
yapıp ellerine verilmiş makasla komut verilmeden kordelayı kesmesi gibi kazalar yaşansa da , yatırımla ilgili birinci şahıslar unutulsa da maksat hasıl olur. Ellerindeki makaslarla etrafa gülücükler dağıtanların da kahramanlıkları tescil edilir.
İzleyenler farkına varmıştır.
Butona el uzatanların da, kurdelaya makas vurup, kestiği parçayı düğün kurdelası gibi cebine indirenlerin de , yazıya konu olan manevi değerlerle ilgili hiçbir kaygı ve tereddütü bile olmuyor.