USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Rüyalar Şehri MARDİN

23-06-2021

Güneşin doğduğu Kent, diğer deyişle Rüyalar Şehri MARDİN’ diye anılır bu coğrafya.

Üzerinde nefes alanların, karnı doyanların ve öldükten sonra koynuna girilen toprakların adıdır Mardin.

Diyarbakır-Batman üçgeninin gerisinden başlar, kuzey-güney-batı-doğu yönlerinde çepeçevre kuşatır Güneydoğu Anadolu’yu.

Çocukluğumuzdan beri bize bu coğrafyayı Rüya Şehri diye tanıttılar.

Güneydoğu Anadolu Coğrafyası ile bir bütündür Mardin.

Haçlı seferleri, Kurtuluş savaşı ve daha nice ele geçirme çabasıyla karşılaşmış Mardin

Mardin tüm bu işgallere direnmiş, asla teslim olmamış.

Kendi öz değerlerine yabancılaştırılmış sözüm ona bazı Aydınlar yıllarca önce Mardin’i yok saymış, görmezden gelmiş, bu güzel coğrafyaya tepeden bakmaya başlamış.

Mardin adının konmasında birçok efsane rivayet edilir.

Mardin tarihini doğru anlamadıkça ve anlatmadıkça kimlik ve kişilik bunalımlarımızı aşamayacağız.

Ulusal ve Manevi kurtuluş reçetemiz, Mardin ruhunun derinliklerinde yatıyor.

Yüce Yaradan insanı topraktan yaratmış.

Vade bitince de toprağa düşeceğiz.

İnsan biyolojisinin tümü toprağın içinde barındırdığı minerallerden oluşur.

Bu coğrafyada ana rahmine düşen her cenin bir süre sonra can alıyor,  Mardin toprağının ruhuyla bezeniyor.

Mardin’in mayası sağlamdır.

Bugün Mardin’de yaşayanlar, yaşayanlardan önce yaşamış olanlar ve sonra gelecek nesillerin, bu coğrafyaya yapacağı hizmetler, dolayısıyla görev ve sorumlulukları var.

Mardin, Mardinli çok acılar çekti

Milyonlarca yıllık tarihinde bu topraklar doğa ile savaş ve barışı yaşadı.

Bu topraklarda bitmek bilmeyen savaşlar, ölümler ve barışla geçen onca zamanın yıpratmasına rağmen Mardin, bu olumsuzluklara,  asilce, onurluca direndi.

Bu coğrafya, insanlığın ortaya çıktığı ilk uygarlıkların başladığı bilim ve kültürlerin geliştiği birkaç alandan biridir.

Mardin, coğrafi tanımının dışında başka bir anlatım gücü taşır.

Sosyal yaşam tarihinde birçok evliyaya, bilgine ev sahipliği yaptı bu topraklar…

Mardin İlinin derinlikleri büyük bir kitap gibi ayaklarımızın altında, kıymetini bilmiyoruz.

Mardin’in mimarisi bir başka

Damak tadı anlatılacak gibi değil.

Mardin, atasözleriyle, türküleriyle, ninnileri ile ağıtlarıyla, sözlü ve yazılı edebiyatımıza renk, koku katar.

El sanatları, Dokumacılıkta üretilmiş nadide el, göz nuru ürünleri hala Avrupa insanını hayret ve şaşkınlığa düşürüyor.

Yedi iklimi aynı anda yaşar Mardin toprakları.

Şairin dediği gibi yeryüzündeki cennettir Mardin.

Kültürel değerlere sahip çıkmak denildiği zaman öncelikle bu topraklar üzerinde yaşamış onlarca kavmin ürettiği kültürün unutulmaması gerek.

Mardin ilinde yaşamış ve yaşamakta olan gelenek ve görenekler, insanlığın keşif duygularına sesleniyor.

Ya kadın!

Mardin’de kadın algısı bir başkadır.

Mardin denen bu coğrafya, kadına inanılmaz değer vermiş, onu kutsamış.

Dicle ve Fırat adına türküler ağıtlar yazılı iki devasa nehir.

Bu özellikleri ile tarih boyunca bu topraklara hükmetme arzusu birçok kavmin bu topraklarda savaşmasına neden olmuş

Tarih boyunca Mardin İline hükmetme sevdası hiç ama hiç azalmadı.

Mardin insanı dindardır. Bu coğrafyada yaşayan "Mardinliler dini, doğal vazife olarak görür ve yaparlar.

Düşüncesinde Doğru’yu değil yalan, yanlış, hatta saçma bile olsa faydalıyı esas alan, misafirperverliği bedevilik âdeti kabul edip medenî insanların ondan kurtulmasını salık veren, karma evliliği bir Avrupaî adap-i muaşeret ilkesi olarak savunan, ömrü boyunca Avrupa anlayışını kendine rehber edinen zavallılar Mardin’i ve bu coğrafyada yaşayanları bir türlü anlayamamışlardır.

Mardin Fikriyatı, Türk toplumundaki pek çok sorunu çözmeye aday bir felsefî-fikrî sistemdir.

Osmanlı münevveri ile Cumhuriyet aydını nazarında Mardin ve halkı hiçbir zaman önemli ve güvenilir bir güç değildir.

 O zavallılara göre Mardin Halkı hiçbir değer taşımaz; Mardin halkı yalnızca seçkinlerin sürekli denetlemesi gereken manipülatif bir araçtır.

 Mardin Halkının hissiyatı, vicdani’ yatı ve fikriyatından bu kadar uzak olan, uzak duran münevver ve aydın için’ Mardin ve oradaki asli unsur halk tanımı’ içi doldurulması gereken boş bir kavramdır.

Mardin gelecek milenyumda tekrar dünya medeniyetindeki önemli bir kent olarak başat rolünü oynayacaktır.

Bugün Mardin değerleri ile Bölge İnsanlarımızın ihtiyacı olan manevi beklentilere ulaşmak barış, huzur ve mutluluğa kavuşmak için her alanda yürütülecek bir’ Mardin’in Geleceğine Doğru Bir Yürüyüşe’ ihtiyaç vardır.

 

Not:

(Bu makale Kadim Dostum, Dünya Ahiret yoldaşım Sn. Mehmet ÇELİK Kardeşime ithaf en yazıldı)