USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sebep Sonuç " İlişkileri İle Elektrik enerjisinde Kayıp-kaçak"

19-03-2018

          Bir süre önce; başta bölgemiz olmak üzere tüm Türkiye´yi meşgul eden elektrik enerjisindeki kayıp-kacak konusunda bir paylaşımda bulunmuş, konunun insanımız üzerinde yarattığı maddi-manevi etkileşimi anlatmaya çalışmıştım.

        Konunun özellikle bölgede yaşamakta olan vatandaşları çok mustarip ettiğini aldığım teşekkür ifadeleri taşıyan yorumlardan öğrendim. İnsanlar başkalarından kaynaklı kayıp-kacak elektriğin bedelini haksız bir uygulamayla ödedikleri yetmiyormuş gibi "potansiyel hırsız" gibi anılmaktan son derece rahatsız.

           Daha önce sadece tespitlerimle yapmış olduğum konu ile ilgili değerlendirmeleri bugün "sebep-sonuç" ilişkileriyle ele alıp başka bir perspektifle pekiştirmeye çalışacağım.

           70´li yıllarda zamanın en büyük projesi olarak başlatılan ve bölgemizin makus kaderini değiştirecek devasa bir yatırım olarak tanıtılan Güneydoğu Anadolu Projesi(GAP) ilgiyle izlenmiş ümitle beklenmeye başlanmıştı. Verilen tarihte bir türlü bitirilemiyordu bu dev yatırım. Gelen giden tüm hükümetlerin kısıtlı ödemelerle sürdürdüğü çalışmalar son 16-17 yılda adete durma noktasına gelmiş, senelerdir bitmesi beklenen proje durma aşamasına gelmişti.

         Aşağıda son 20 yılda GAP´a ayrılan ödenekleri sıraladığımızda, sürekli azaldığını göreceğimiz ödeneklerle hükümetlerin GAP´a olan ilgilerinin nasıl azaldığını göreceğiz ve "sebep-sonuç" ilişkileriyle "kayıp-kacak" olayını değerlendireceğiz.

             1998 yılında GAP´a ayrılan ödenek eski parayla 1 katrilyon 302 trilyon, 1999 yılında 1 katrilyon 065 trilyon, 2000 yılında 1 katrilyon 537 trilyon,2001 yılında 689 trilyon, 2002 yılında 849 trilyon,2003 yılında 815 trilyon, 2004 yılında 818 trilyon, 2005 yılında 20 trilyon, 2006 yılında 25 trilyon ve 2007 yılında 24 trilyon olurken bu projeye karşı olan bakış açısı net bir şekilde gözükmüş oluyor. Oysa başka illere gerekli gereksiz hazırlanan projelere aktarılan ödeneklerle GAP rahatlıkla tamamlanabilir, sulama kanallarıyla sulanacak Mezopotamya ovası bereketini sunmuş olacaktı

             İşte "sebep-sonuç" ilişkileri tam burada başlıyor.

               GAP´a ayrılan ödenekler yeterli düzeyde olsaydı GAP bitmiş olacak, sulama kanallarıyla tarlalar cazibeyle sulanmış olacak, yeraltı sularının ciddi manada azaldığının açıklanmasına rağmen çiftçiler büyük harcamalarla kuyu açmaz, o kuyuları faaliyete sokmak için motopomplar takmaz, pahalı olan elektrik ücretlerinin altında ezilerek kayıp-kacak oluşmaz, böylelikle faturasını zamanında ödeyen, kayıp-kacakla bir ilgisi olmayan aboneler kendilerini ilgilendirmeyen ödemeleri yapmayacağı gibi "potansiyel hırsız" olarak anılmaktan da kurtulmuş olurdu.