USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SEÇİMLERE ÇEYREK KALA

30-11-2023
31 Martta yapılacak Yerel Yönetim seçimlerine az bir süre kalmasına rağmen, beklenen coşku ve heyecan olmasa da ; tüm taraflar belli bir tempo içinde çalışmalarını sürdürmekte.
Ülke genelinde partiler ;
kendilerine seçim kazandıracak aday arayışlarında,
seçmenler ;
oy verilmesi için önlerine konacak isimleri merakla beklemekte.
AKP ;
ittifakını genişletip geçmiş yerel yönetim seçiminde kaybettiklerini yeniden kazanarak güç gösterisini devam ettirmek isterken,
seçimlere ne şekilde girecekleri henüz netlik kazanmamış CHP, HEDEP, İYİ PARTİ ve diğer partiler de bir arayış içinde.
CHP ;
başta Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere ; "ittifak", "geniş işbirliği" veya başka isimler altında oluşturulacak birliktelik konusunda ısrarlı açıklamalar yapmayı sürdürüyor, yüz yılı aşkın maziye sahip, ülkenin en güçlü siyasi partilerinden biri olduğunu unuturcasına ; tüm illerde kendi adaylarıyla girecekleri blöfünde bulunan İYİ PARTİ'ye gereğinden fazla davetkâr söylemlerde bulunuyor. "Değişim" diye yeni yönetim oluşturan parti ; siyasi literatürde yeri olmayan "abla-abi" edebiyatıyla değişimin ilk işaretini vermekten geri kalmıyor.
Öncelikle ellerinde bulunan 11 Büyükşehir Belediyesini yeniden kazanıp yeni belediyeler ekleme beklentisi olan CHP'nin, bu mantaliteyle hedefine ulaşması oldukça güç. CHP'nin bu seçimden başarıyla çıkabilmesinin yegane yolu ; HEDEP'in içinde bulunduğu ittifak modelidir. Daha önce yapıldığı gizli-kapaklı şekliyle değil.
Karnından konuşmadan,
dolu bir ağız
ve yüksek sesle...
Çok geniş sentezlerin yapılabileceği genel durum hakkında daha fazla detaya girmeksizin Mardin'deki duruma baktığımızda, daha farklı bir tabloyla karşılaşıyoruz.
Bölgenin tümünde olduğu gibi ; Mardin'de de seçimlerin AKP ve HEDEP arasında geçeceği gerçeği var. Her iki parti de aday belirleme çalışmalarını, kendi yöntemlerine uygun şekilde sürdürüyor.
Adaylık müracaatının yeni başladığı HEDEP'deki gelişmelerle ilgili ciddi bilgiler olmamasına karşın, AKP cephesinde bazı rahatsızlıkların var olduğu ortaya çıktı.
Fısıltı gazetesinin aktardığı haber ; Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir ve beraberindeki Orhan Miroğlu'nun açıklamaları ve bu açıklamalara Süleyman Bölünmez'in vermiş olduğu yanıt, aday belirleme konusunda bazı rahatsızlıkların yaşandığının ve yaşanmaya devam edeceğinin göstergesi oldu.
Aday belirleme ve seçilebilme konularında maddiyat ve tarikat-cemat ilişkilerinin AKP'yle başladığı gerçeğini görmezden gelerek ve daha önce yaşanmış parasal ilişki iddiaları henüz unutulmamışken ; birilerini işaret edermiş gibi, aday belirlemede paranın geçerli bir faktör olmayacağına vurgu yapan Miroğlu'nun açıklaması ciddi manada bir gerginlik yarattı.
Süleyman Bölünmez'in "Mardin'de ancak doğru adaylarla seçim kazanabiliriz.Güçlü bir mali bütçe aramıyoruz.Mardin halkının teveccüh edeceği ve arkasında duracağı politik bir aday arıyoruz" açıklaması yapan Miroğlu'na sert cevabı gecikmedi :
"Konuşmasında siyasete başladığımda benim sadece kalemim var diyerek siyaseti çıkarları doğrultusunda kullananlar, ihale takipçiliği yapanlar, seçmenleri arasında 8-10 korumayla gezenler, 14 Mayıs seçimlerinde aday gösterilmedi diye partisine çalışmayanlar benimle ilgili konuşabilecek son kişilerdir. Ben lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Menfaat uğruna Parti'nin belli yerlerini işgal edenlerin sözleri bizleri gönüllerdeki tahttan indiremeyecek"
Üstü kapalı ifadelerle kendine yönelik olduğu algısına neden olan sözlere cevaben yaptığı açıklamanın bir bölümünde ; "olan imkanlarımı memleketimize ve hemşerilerimize hayırlı hizmetlere vesile olarak hastası, öğrencisi, genci, yaşlısı, garibi-gurebasıyla paylaştık.Fakülteyi, camiyi, okulu, yolu, suyu, elektriği, taziye evini unutmadık. Sevdamızı asla maddi bir çıkar ve makamla ölçmedik" değerlendirmesinde keşke bulunmasaydı Süleyman Bölünmez.
Her türlü hayır ve hasenatın, yardım ve desteğin yapılabilmesinin yolunun siyaseten bir yerlere gelmekten geçmediği,
bunları yapabilmek için mutlaka bir yerlerde olmanın gerekmediği gerçeğini hissettirmiş olurdu sessizce...