USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Seçimlerin Ardından

01-06-2023
Geride bıraktığımız seçimler sonrasında genel manadaki değerlendirmelerin ardından daha detaylı bir analiz yapma gereği var.
Öncelikle ; on yıllardır yaşadığım, zaman zaman bizatihi içinde olduğum onlarca seçimin; bırakın eşit koşullarda yapılmadığına, böylesine usulsüz, seviyesiz ve düşük kalibrede yapıldığına ilk kez tanık oldum.
Bir tarafta ;
halka söyleyecek pek birşeyi kalmayanların yasaları çiğneyerek,etik kuralları yok sayarak, olmaması gereken neler varsa yaparak, belden aşağı söylemler geliştirerek, gerçek dışı iddiaları kurgularla ve montaj görüntülerle ortaya atmak suretiyle vatandaşı etkileme gayreti,
Diğer tarafta ;
geliştirdikleri yanlış stratejiler sonucu, yapacaklarını gerektiği gibi anlatamayan, maruz kaldığı hukuksuzlukların karşılığını veremeyen, yalan ve iftiraların gerçek olmadığını-olamayacağını anlatma basiretini gösteremeyenlerin aciziyeti,
Ve buna karşı ;
sıkıntılara çözüm arayışında olup, yapacaklarını projelere dayalı bir şekilde anlatmaya çalışan, geçmişteki yanlış politikalarla ülkenin içine düşürüldüğü duruma değinerek yolsuzlukları ortaya koyan ve bütün bunların hesabını soracaklarını haykıranlara itibar etmeyen; yalan-dolan-iftira, kurgu-montaj ve algı yaratma gayretinde olanlara inananlardan oluşan üç figürlü bir müsamere yaşadı Türkiye.
Böylesine yorulmuş, yıpranmış bir yönetimin var olduğu bir seçimin kazanılması için bütün koşullar gelişmiş olsa da ; ortaya konan yüksek performansa rağmen her iki seçimin de sonucunun, geliştirilen yanlış stratejiler ve yasaların çiğnenmesine gerektiği düzeyde tepkilerin gösterilmemiş olmasından kaynaklandığını kabul etmek gerek.
# Diploma ,
# Cumhurbaşkanı'nın 3. kez aday olamayacağını belirten Anayasa 101.Madde ihlâli ,
# Başta İçisleri, Adalet ve Ulaştırma olmak üzere, milletvekili adayı olacak bakanların istifa etme zorunluluğu konularına gerektiği düzeyde itirazların yapılmayışı, ulusal ve uluslararası hukuk yollarına baş vurulup bu itirazların zorlanmayışının yanında ; getirisi ve götürüsü düşünülmeden 6'lı Masa adı altında Millet İttifakı garabetinin oluşturulmasıyla beklenen son hazırlanmış oldu aslında.
Çiğnenen yasalara gerektiği gibi itirazların yapılmayıp takipçisi olunmayışı, yetmezmiş gibi "bu işin üstüne gidildiğinde kendisinden çekiniyoruz hissi uyanır" gibi ucuz ve basit bir söylem geliştirmek filelere giden ilk gol oldu.
Ayakları yere sağlam basmayan, arızalı bir masanın etrafında toplanıp yelpazeyi genişleterek sözde birlik beraberlik mesajı vermenin, yetmedi bu masayı Halil İbrahim Sofrasına dönüştürüp bu sofraya davetiyeler çıkarmanın bedeli de ağır oldu.
Uzun süre bu sofrada yiyip-içenlerin üstüne birer soda içip geğirenlerin, zamanı geldiğinde bulaşıkları ev sahibine bırakıp gideceklerini tahmin etmek çok zor olmamalıydı.
İYİ'lerin Meral Ablası'nın "küstüm oynamıyorum" diyerek sofrayı terk etmesi, ertesi gün koşa koşa dönüp kameralara asık suratla poz vermesi ; seçim sonucunu büyük ölçüde etkilerken, hem kendi şahsına hem partisine büyük zarar verdi. İYİ'lerin Meral Ablası kötülüğe vesile olmuştu.
Ali Babacan'ın DEVA'sı kendine yetmezken; başkalarına, hatta ülkenin geleceğine nasıl deva olabileceği konusunda endişeler ortaktı zaten.
GELECEK için umut dağıtan Ahmet Hoca'nın da geleceğe katkı sunacak hiçbir girişimi olmadı, olamazdı. Karnını doyurup kaçacağını herkes biliyordu.
Soyadı kadar uysal bir görüntü içinde olan DP Lideri Gültekin Uysal, aza kanaat getiren isim oldu.
İştah sorunu yaşadığı için fazla yemek yiyemeyen SAADET timsali Karamollaoğlu, yediklerinin karşılığını az da olsa ödeyebilmek için gayreti oldu, bulaşık yıkamaktan bile kaçmadı.
Bu konuyu birkaç paragraflık bir yazıyla geçiştirebilmenin mümkün olamayacağını bir kez daha görüyoruz.
Seçim sonuçlarını ayrıntılı bir şekilde ele alıp analiz etmek için bu ikinci yazıya başlamıştım, yine olmadı. Yazacak çok şey var ama yazının okuru sıkma kaygısı da var.
Bu nedenle devamı daha sonra....