USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Şu Bizim Mahalle

14-07-2023
Bir varoş değil bizim mahalle.
Megakente bağlı, son derece modern, sosyeteye ev sahipliği yapan bir mahalle de değil.
Kendine yeten, yetince etrafına da faydalı olabilecek insanların yaşadığı, belirli bir aidiyete sahip, saygın bir mahalle iken; kısa sürede kozmopolitleşen, renk ve kalite değişikliğine uğramış, yaşam koşulları erozyona uğramış bir mahalle.
Önceleri;
sahip olduğu özellikleriyle kendi adıyla müsemma, müstesna bir mahalle iken, uğradığı değişimle içinde yaşayan sakinlerle anılmaya başlanan bir mahalle.
Mahalle değil, mahalleli konuşulur oldu kısa süre zarfında.
Mahalle sanki evrimini tamamlamış; bu güzelim mahalleye gölge düşürenler ön plana çıkıverdi bir anda.
Aynaya dargın olanlar akın etti.
Kim olduklarının farkında olmayanlar,
ne yapmak istediklerini bilmeyenler,
omurga sorunları olduğu için dik durmayı beceremeyenler,
görevlerinin bilincine sahip olmayanlar,
tecavüzcü Coşkun ile gazozcu Nuri Alço'nun ancak dublörü olabilecekken;
Ayhan Işık veya Yılmaz Güney rolüne soyunanlar türedi zaman içinde
İsim kompleksi yaşayıp, ezikliği etiket özentisiyle bastırma gereği duyarak kimlik arayışında olanlar bir takım hülyalara girdi bu mahallede.
Renginin ne olduğunu, nerede duracağını bile bilmezken; sürekli terlemek zorunda kaldığı için gömlek değiştirme ihtiyacı hissedenlerin, verdikleri muştularla kendilerini amigolara alkışlatanların mahallesi halini aldı şu bizim mahalle.
Bu tariflere uymayan, mahallenin eski halini korumaya çalışan, az da olsa birkaç kişi de yok değil bizim mahallede.
Herşeyin suç sayılabilecek hale gelinmiş bu mahallede; yere yansımış zahiri görüntülerinin koruması altında göz hapsinde olanların pür dikkat zorunluluğu var.
Bu kişilerin karbiratörlerine toz kaçtığında aksırma, hapşırma gibi bir özgürlükleri yok olmuş bu mahallede.
Vakitsiz aksırdın/öksürdün ha...
Bu suçla ilgili sabahın köründe eve baskın.
Herşey didik didik aranır,
bilgisayar kayıtlarında aksırmanın hapşırmanın ses ve görüntülerine ulaşılmak istenir.
Ardından ters kelepçe,
iki görevli memurun arasında gözaltı,
savcılıkta ifade,
tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk,
beklenen tutuklanma,
ve de dört duvar arasında umutsuz bir bekleyiş.
Olur olmaz şeylerin suç sayılmadığı,
Haber özgürlüğünün hakim olduğu,
Kendini taşıyabilmenin öncelikli koşul olduğu,
Omurgaların deforme olmadığı,
Kalemden akan her bir mürekkep taneciğinin, parmakların dans ettiği klavye tuşlarının saygınlığının unutulmadığı "şu bizim mahallede" bulunmuş olmanın hazını yaşamış olmak nasıl yüce bir duyguysa; adetâ 7/8 şiddetinde depreme maruz kalmış, beline kazma vurulmuş, sakinleri dezoformasyona uğramış aynı mahalledeki gelişmelere tanık olmak ta o derece elem verici.