USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TO BE , OR NOT TO BE " OLMAK VEYA OLMAMAK "

09-05-2022
Pandemi süresince yapılan kısıtlamalarla bayağı sekteye uğrayan turizm hareketliliği, nisbeten de olsa normale dönmüş koşullar sonrası, araya giren bayram tatili ve uygun hava koşulları ile birlikte , Mardin'in dolu dolu günler geçirdiğini gördük.
Epeydir yüzü gülmeyen esnaf , geleceğe yönelik umutla tebessüm etti.
Söz esnaftan açılmışken; asıl konudan biraz uzaklaşıp birşeylere vurgu yapma durumu doğdu.
Oluşan ziyaretçi kalabalığında bir sürü aksaklığın baş göstermesi ,her ne kadar "hazırsız yakalandik" mazeretiyle geçiştirmek istense de ; işin doğrusu, turizmin önemini tam anlamıyla kavrayamamış bazı esnafın bayram rahatlığından vazgecmeme alışkanlığı kaynaklıdır.
Başta yemek konusu olmak üzere , birçok ihtiyacını gideremeyen ziyaretçilerin şehirden aç ayrıldıklarını belirtip bu parantezi kapatalım.
Esasa dönecek olursak ;
Mardin'in kalkınması her ne kadar sadece turizme bağlı olmasa da ; Sayın Temel Koçaklar Vali'nin yaktığı turizm meşalesini söndürmeme kararlığında olan Sayın Mahmut Demirtaş Valimizin de gayretleriyle Mardin'de hatırı sayılır bir turizm potansiyelinin yarattığı katma değeri yaşamaktayız.
Turizm adına yakalanmış bu ivme , Mardin'i turizm listesine eklemiş olsa da ; sahip olduğu tarihi zenginlikler ile listenin başında yer alması ve dolayısıyle daha büyük kazanımlarla anılması gerektiği gerçeği var.
Kabuğunu kırarak, adımlarını sıkılaştırmak suretiyle değerlerini, zenginliklerini dünyaya anlatıp bu değerlerin karşılığını sağlamalı.
Bu iş te ; sadece il valisinin özel gayretleriyle ve lokal düzeyde çalışmalarla elde edilecek gibi değil.
Konunun önemine binaen oluşturulacak lobi hareketleriyle, etkin ve yetkin kadroların hayata geçirmek için hazırlayacağı projelerin uluslararası platforma taşınıp anlatılmasıyla mümkün olabilir.
İllerin sahip oldukları tarihi zenginlikleri yarıştırma gibi bir niyetim yok.Ancak yapılmış ve halen yapılmakta olan çalışmalar sonucu karşılığını almayı başarmış Şanlıurfa modeli gibi üst düzey çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurgulamak istiyorum.
Yakın geçmişe kadar ; çiğköfte leğeninin arkasında Balıklı Göl ve ciğer kebabı dışında anlatacağı pek bir tarihi zenginliği yokken, bugün UNESCO Dünya Kültür Mirası kalıcı listesinde yerini alan, UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesine girmiş Urfa ve Harran yerleşim bölgelerini de asıl listeye dahil etme çalışmalarını sürdüren, Vietnam'ın bir kentinde yapılan Dünya Tarihi Kentler Birliği Toplantısına davet edilmeyi başarıp orada yapılan ingilizce sunum sonucu Dünya Tarihi Kentler Birliği Üyeliği'ne kabul edilen, benzer tarihi değerdeki anıtları bir araya getiren bir kuruluş olan Avrupa Megalitik Kültür Rotası'na Göbeklitepe ile katılan Şanlıurfa kısa sürede bu mesafeyi katetmişken; UNESCO Dünya Kültür Mirası kalıcı listesinde olması gereken Dara ve Boncuklu Tarla, Çelbira, onlarca tarihi cami, medrese, külliye, kilise ve manastıra rağmen , sadece 9 manastır ve kilisesi UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesinde yer alabilen Mardin; REYHANİ ile, birkaç tabak yemek çeşidiyle ve slogana dönüştürdüğü birkaç tanıtım ifadesiyle turizm pastasının küçük bir dilimiyle yetinme durumunda şu anda.
Yazının başlığını oluşturan konuya gelince ;
Sahip olduğu tarihi zenginlikler nedeniyle; Mardin'in mevcut durumla yetinmeyip, hakettiği konuma gelme uğraşını başlatma zorundadır. Mazeretlerin arkasına gizlenme lüksümüz yok.
Mardin turizmi , şu andaki konumuyla ;
To be or not to be ( OLMAK VEYA OLMAMAK )
parolasıyla Hamlet'i oynamalı diye düşünüyorum.
Vali Mahmut Demirtaş Yönetmenliği ve Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Murat Süzen Yönetmen Yardımcılığında sahne çalışmaları başlatılacak Hamlet'in Mardin versiyonundan kesinlikle To be ( OLMAK ) çıkacağına inanıyorum.
Bu günlerde gündeme gelen Midyat Saklı Şehir kazıları sonucu çıkacak bir başka zenginlikle birlikte Dara, Boncuklu Tarla ile cami, medrese, kilise ve manastırların dünya gündemine girebilmesi Mardin için olduğu kadar, bölge ve Türkiye için de önem taşımakta.
Arzu edilen bu durumun gerçekleşmesi için ilk adım olarak ;
* Koruma Amaçlı Imar Planına bir an önce kavuşup tarihi zenginliklerin envanterinin çıkarılması,
* Dara ve Boncuklu Tarla'nın koruma altına alınması. Mümkünse Dara'nın bulunduğu Oğuz köyünün tahliye edilip başka bir yerleşim alanına nakledilmesi,
* Valilik, Büyükşehir Belediyesi, Üniversite, Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf Odaları Birliği, Mardin ile ilgili büyük vakıfların katılımıyla oluşturulacak; belirli bir bütçesi ile etkin ve yetkin kişilerin görev alacağı bir kuruluşun teşkili.
İstemek, başarmanın yarısıdır.