85 Milyondan Alıp, 21 Şirkete Dağıt

Semih Hocaoğlu
Semih Hocaoğlu
85 Milyondan Alıp, 21 Şirkete Dağıt
19-01-2022
Ardı arkası kesilmeyen son devasa zamlar ve beraberinde getirdiği pahalılık ve geçim sıkıntısı, insanları öylesine acıtmış olacak ki;
Yetmez ama Evetçi Sezen serçesinin 5 yıl önceki şarkısını hatırlayıp linç girişimi başlatmaları bile gündem değiştirmeye yetmedi.
Oysa ; daha önceleri olumsuzlukların konuşulmasını önlemek için yaratılan yapay gündemlerle vatandaşın dikkati başka yöne çekilip , her taraf süt-limana dönüşebiliyordu.
Birkaç geveze, birkaç sorumsuzun dışında,
herkes " bana ne Sezen'in 5 yıl önce okuduğu parçadan " anlayışıyla, karşı karşıya bırakıldığı sorunlar yumağı ile yatıp kalkmaya devam ediyor.
- Her akşam aksatmadan yapılan akaryakıt zamları,
- Pazar yerinden bir tere bir rokayla dönmek,
- Limiti dolmuş kredi kartı,
- Yapamadığı alışveriş ,
- Çocuklarının karşılayamadığı okul giderleri bir yana ; esas kâbus elektrik ve doğalgaz faturaları ile eline geçen aylık ücret...
Son zamanlarda gelişen ekonomik koşulların yarattığı travma, vatandaşın hem kimyasını, hem fiziğini, hem psikolojisini iyice bozarken;
matematiğin bile yetersiz kaldığı en büyük sorun elektrik ve doğalgaz faturaları.
Rakamları konuşturduğumuzda, yapılanın zam olmaktan çıktığını, adetâ gaspa dönüştüğünü
görüyoruz.
Elektrik faturaları mesela.
EÜAŞ'ın 1.1.2023'ten sonra geçerli olmak üzere, Elektrik Dağıtım Şirketlerine vermiş olduğu %34'lük zamla ; 23.76 olan toptan satış fiyatı 31.86 olarak belirlenmiş oluyor.
Ancak faturalara bakıldığında, yaratılan ucube bir uygulamayla, kilovatsaatın 7-8 misli bir fiyatla fatura edildiğini görüyoruz.
- Birinci aşama meskenlerde; zamlanmış haliyle 31.86 olması gereken rakam 137.33,
- İkinci aşama meskenlerde 206.00,
- Ticarethanelerde 273.95,
- Sanayide 228.20,
- Tarımsal sulamada 206.00 şeklinde işlem görüyor.
İşin en ilginç yönü ise; %34'lük artış dışında devlete giden bir paranın olmayışı.
7-8 misli fazlayla alınan, daha doğrusu kullanılmayan enerjinin karşılığı gasp edilen bu ücret doğrudan Dağıtım Şirketlerinin kasasına girmiş oluyor.
- Yatmadığı hastaneye,
- Kullanmadığı köprü ve otoyola,
- Uçuş yapmadığı hava meydanına ücret ödeyen vatandaş, böylelikle kullanmadığı enerjinin de ücretini ödemiş oluyor.
Yetmedi.
Dağıtım Şirketlerine yapılan kıyak devam ederek başka yöntemler de devreye girdi.
EPDK, Lisansız Güneş Enerjisi Santrallerinin
( GES ) Dağıtım Şirketlerine ödeyecekleri dağıtım bedelini de %398 oranında arttırdı.
Aynı zamanda Elektrik Dağıtım Şirketi sahibi olan Dalton Kardeşlerden Limak ve Cengiz gibi lisanslı elektrik üreticileri, kilovatsaate 3.8 ödeyecekken ; yaklaşık 7 milyar $ yatırım yapan 5 bine yakın GES 28.2 ödemek zorunda bırakılarak gelirlerinin büyük bir kısmı 21 Elektrik Dağıtım Şirketine aktarma durumunda kalmış olacak.
Peki...Bütün bunlar ne amaçla yapılıyor ?
İşin can alıcı noktası da burda.
Elektrik Dağıtım Şirketi Sahipleri, yurt içi ve yurt dışı bankalardan kullandıkları kredilerle dolar bazında satın aldıkları şirketlerinin borcunu artan dolar kuru karşısında ödeyemez duruma geldikleri için, 85 milyondan gasp edilecek parayla 21 şirketin zarar görmesi engellenmiş olacak.
Dicle Elektriği konuşacak olursak ; doların 2 lira olduğu 2013 yılında 376 milyon $ karşılığı satın alınan şirketin borcu 13-14 liraya ulaşan dolarla başka ne şekilde kapanabilirdi ki ?..
Birkaç kişinin borcunu kapatmak için; kullanmadığı enerjinin bedelini, hem de fahiş bir fiyatla 85 milyonun sırtına yüklemek ;
- Hangi anlayışla,
- Hangi düşünceyle,
- Hangi vicdan ve insafla,
- Hangi dini kuralla izah edilebilir ?...
ÖNCEKİ YAZILARI