Gömleğin İlk Düğmesi Yanlış İliklenirse!

Semih Hocaoğlu
Semih Hocaoğlu
Gömleğin İlk Düğmesi Yanlış İliklenirse!
28-11-2022
Kentin turizm bağlantılı sıkıntılarının azalması beklenirken, daha da artması sonucu tepkiler yoğunluk kazanmakta, rahatsızlık duyanlar duygularını değişik şekilde ifade etmeyi sürdürmekte.
Bazıları meclis toplantılarında, arkadaş grupları arasında bu konuyu dillendirmeye çalışırken, bazıları da değişik yollardan yazdığı yazılarla, yaptığı paylaşım ve yorumlarla ortaya koyuyor.
Konuyu sulandırıp başka yönlere çekme gayreti içinde olanları kenarda bırakırsak, yazılanların çoğu esasta doğru tesbit ve istekler.
Bu konudaki son paylaşımın sahibi eski Belediye Başkanlarından Sevgili Beşir Ayanoğlu.
Kendisinin de yaptığı o tespitleri içeren paylaşımına ve yapılan yorumların çoğuna katılmamak yanlış olur. Birçoğuna daha önceki yazılarımda ben de değinmiştim.
Eski yerleşim alanında bulunan birçok binanın turizm eksenli kafe ve bar şeklinde eğlence merkezi olarak kullanılmasından şikayetçi. Bu uygulama sonucu tarihi özelliğe sahip kentin müzik adı altında rahatsız edici boyutta bir gürültüye mahkum edildiğini, bunun yapılması için satın alınan veya kiralanan binalara astronomik fiyatlar biçildiğini ifade etmekte, "bizim idealimizdeki şehir böyle değildi, şapkamızı önümüze koyup karar vermeliyiz" şeklinde duygularını belirtmekte.
Çok doğru Sevgili Başkan.
Bizim de idealimizdeki Mardin bu değildi. Böyle olmaması için de çok gayret ettik, hâlâ etmekteyiz.
Mardin Kent Konseyi olarak şapkamızı önümüze koyup düşündüğümüzde; bu konu da dahil olmak üzere, tüm sorunların üstesinden kişisel çalışmalarla gelinmeyeceği gerçeğini görüp , dayanışma içinde olunacak bir çatı örgüt etrafında birleşilmesinin şart olduğunu görmüş ve gerekli çağrıyı yapmıştık.
Sorunlara sahiplenmenin bu şekilde olabileceği düşüncesiyle ; başta siz olmak üzere Mardin'de görev yapmış tüm belediye başkanlarına, kentin tüm milletvekillerine, örgütü bulunan tüm siyasi partilere, ciddi potansiyele sahip meslek kuruluşlarına, kuruluş amacının dışına çıkmayıp çalışmalarını sürdüren vakıf ve derneklere, bazı kamu kurum ve kuruluşları ile bazı şahsiyetlere yaptığımız çağrı anlaşılmaz bir nedenle karşılık bulmadı.
Siyasi düşüncelerini ön planda tutmakta ısrarcı olanlar sessiz kalmakla yetinmeyip bizleri de kendileri gibi düşünmeye ve taraf olmaya davet etmenin yanında "taraf olmayanın bertaraf olacağı" uyarısını yaptı.
Biz zaten taraftık.
Mardin'in âli menfaatlerinden yana taraftık. O yönümüzü sürdürdük, sürdürmeye kararlıyız.
Kimselerin yörüngesine girmemek için direndik.
Bu kararlı duruşumuz karşısında "bertaraf" edilme gayreti karşısında direndik.
Çalışmalarımızın engellenmesi düşüncesiyle; kurduğumuz komisyon ve grupların dağıtılmasına bile direndik.
Mevcut sorunların üstesinden bireysel gayretlerle gelinmeyeceği, örgütsel çalışmanın şart olduğu gerçeğinden hareketle , en etkili alanın Kent Konseyi çatısının altı olabileceğine dair iddiamız devam etmektedir.
Çoğu taşlar yerinden oynamış olabilir ama hiçbir şey bitmiş değildir.
Mardin'in sorunlarını kendine dert edinmiş ve bu yolda kararlılıkla çalışmalarını sürdürmekte olan, Kent Konseyi konseptini de destekleyen Vali Mahmut Demirtaş ile ciddi manada yol alma imkanını değerlendirip örnek bir Kent Konseyi oluşturma gayretlerine destek olmanın önü açılmalı.
Konumuz turizm ve tarihi kenti en iyi şekliyle koruyup tarihi değerine yaraşır duruma getirmek olunca; bu güne kadar yapılmamış, ancak yapılması şart olan koşulları satır başlarıyla da olsa anma durumundayız.
Konumu itibariyle ; Mardin turizmi bu şekliyle devam edemez, etmemeli.
Mardin'i gerçek kimliğiyle tanıtmanın yolu;
* KÜLTÜR TURİZMİ,
* İNANÇ TURİZMI ve
* KONGRE TURİZMI' den geçer.
Gelelim bu gerçeğin bugüne kadar neden görülmeyip uygulanmadığına.
Vali Temel Koçaklar ; Mardin'e yakışacağına inandığı saf ipekten yapılmış bir gömlek hediye etmişti. Ancak bu gömleğin değerini tam olarak algılayamayan Mardin ; gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikleyince,
yamuk-yumuk durdu,
dökülmeye başladı,
bırakın ipek oluşunu,
sıradan pazen bir gömleğe dönüştü.
Turizm denince, akla ilk yatak sayısı geldi.
İnsanların bu olguya hazır olup olmadığına bakılmadı.
Gerekli eğitim hiç düşünülmedi.
Şehrin fiziki durumu görmezden gelindi.
Başlıca sorun olan trafik akışı sağlanamadı.
"Dillerin ve Dinlerin Kardeş Olduğu Şehir"
"Medeniyetin Beşiği"
"Türkiye'nin Misafir Odası" sloganlarıyla turizm ortamının içinde buldu kendini Mardin.
Daha sonra gelen valiler, siyasiler ve sivil toplum yanlış iliklenmiş düğmeleri hep görmezden gelirken, arada bir çıkan bireysel sesler sonuçsuz kaldı.
Turizm dendi. Nasıl bir turizm belli değil.
Turist dendi. Hedef kitle belirlenemedi.
Hedef kitlesi belli olmayan, ne tür bir turizm akımının olacağına karar verilmeden başlayan bir turizm hareketi ancak bu kadar olabilirdi.
Her konuda olduğu gibi; bu konuda da suçlayıcı ifadeler bir kazanç sağlamaz ama bazı gerçekleri de görmek zorundayız.
Bugün eski yerleşim alanında konuşlanmış olup, görüntü ve ses kirliliği yaratan kafe-bar
benzeri yerlerin oluşmasında; başka başka kesimlerin de rolü olmuştur.
Yıldızlarıyla anılan bazı oteller; helal-haram-günah anlayışıyla, gelecek yerli ve yabancı turiste yemeğinin yanında bir bira veya bir kadeh rakıyı vermemişse , bugün açılmış olan mekanların ve oluşan olumsuzluğun birinci ortağı olmuştur.
İddiasında bulunduğumuz kongre turizmi kapsamında; Türkiye'nin bir büyük kuruluşunun illerdeki tüm bayilerini üç gün süreyle konuk ettiği ve ünlü bir ses sanatçısının da davetli olduğu ilk günkü yemekte alkol vermemekte direnen otel yöneticilerinin bu tutumu sonucu, kalabalık grubun ertesi gün Mardin'i terk edip Diyarbakır'a gittikleri hâlâ hafızalardadır.
Sadece turistin değil, kent sakinlerinin de bir misafirini ağarlayabileceği veya ailece müzik eşliğinde yemek yiyebileceği yerin olmayışı bir eksikliktir.
Bu eksiklik nedeniyle ; bir çivinin bile çakılmasının uygun olmadığı tarihi konaklarda aslına uygun olmayacak şekilde tadilâtların yapılmasına göz yumulması sonucu , olmaması gereken yerlerde kafe-bar denen eğlence yerleri kurulmuş, herkesin sikayetci olduğu olumsuzluklara neden olunmuştur.
Görüldüğü gibi bu konu da sebep-sonuç ilişkileri ile bağlantılıdır.
Geç kalınmış olsa bile; bazı yanlışlıkları gidermenin ve bazı eksiklikleri tamamlamanın yolu açıktır.
Yeter ki konunun teşhisini doğru koyalım,
Yeter ki isteyelim,
Yeter ki istemesini bilelim.
Kolaycılığa kaçıp ;
Süslediğimiz atları fotoğraf çekmek için kiraya vererek,
Gelen misafirlerin yolunu kesip şeker-kahve ikram ederek,
Mardin'in kültürüyle uzaktan yakından ilgisi olmamasına rağmen, bayanların başına puşu bağlayarak oluşturacağımız turizm ancak bu kadar olur.
Başta turizm konusundaki bu eksik ve yanlışlıklar olmak üzere; belli başlı tüm sorunların çözümü için Kent Konseyi her zaman vardır. Aynı duygu ve düşüncede olan siyasi parti temsilcilerini, dernek-vakıf ve meslek odaları temsilcilerini, daha önce hizmette bulunmuş milletvekili ve belediye başkanlarını ama özellikle Ankara ve Istanbul MAREV'i birlikte dayanışma göstermek için aynı çatı altına tekrar davet ediyoruz
ÖNCEKİ YAZILARI