Somut Kültürel Mirasımız

İlknur Erdem
İlknur Erdem
Somut Kültürel Mirasımız
24-02-2019

EL SANATLARIMIZ

           Bugün sizlere eski çağlardan günümüze kadar  sıklıkla kendinden söz ettiren, özellikle de eski Türk kültürünün özelliklerini taşıyan bir el sanatı olan halı ve kilim dokumacılığından bahsetmek istiyorum.

            Halı ve kilim dokumacılığımız konar-göçer göçebe Türk kültürü özelliğini taşımaktadır. Taşınabilir malzemelerden üretilen, göçebe hayatı yansıtan nadide eserlerdir. Zamanının kültürel ve sosyal özelliklerinin halılara, kilimlere ilmek ilmek dokunup nakış nakış işlendiğini görürüz. Kimi sevgiliye mektup, kimi askerdeki eşe özlem, kimine vatan hasreti, kimine göre ölüm ve hüzün olarak ilmekler atılıp nakış nakış işlenen özel duyguların halıya dökülmesiydiler.

            Her halının ayrı bir rengi, ayrı bir ustası, ayrı bir anısı, ayrı bir hikayesi vardır. Yaşanmışlar, yaşanacaklar, geçmişin geleceğe dökülüşüdür adeta?

             Halıların işlenirken, kullanılacak malzemeleri özenle seçilir, doğallık kokardı. Kendi besledikleri hayvanların doğal rengini hiç bozmadan yünler kırkılarak alınır, çıkrıklarla bir güzel eğirilir ve halılarda kullanılırdı. Saf yünlerle dokuyan kişiyle bütünleşen özel ilmekler atılırdı. Hepsi el emeği göz nuru olan, hayatları, yaşanmışları anlatan, dokuyan kişinin izlerini taşıyan o anlamlılığı, özelliği ve güzelliğiyle ayrı bir tat bırakırdı.

            Ortaya çıkan el emeği göz nuru ile içtenlikle dokunulmuş eserlerde yakarışları ve Mevla´ya yalvarışlarını, göz yaşlarını hissederdik. Anonim türkülerimizdeki hikayelerin türkülere yansımış halini dinlerken içimizdeki sızı veya mutluluğun görsel versiyonuydu adeta halı ve kilim dokumacılığı.

            Eski çağlardan günümüze kadar azalarak devam eden el sanatlarımız çoğu insanımızın da ekmeğiydi aşıydı. Ancak teknolojinin gelişmesi ve fabrikasyon üretime geçilmesiyle el emeğinin yerini fabrikalardaki makineler almış ve el emeği göz nuru olan dokumacılığımız yenik düşmüştü. Saf yünlerimizin yerini sentetik madde, kanserojen boyalar içeren ürünler aldı. Bununla birlikte duygular bitti, sevgi bitti özlem bitti ve o duyguları içeren el sanatlarımızın yerini gösterişli, rengarenk ve yaşanmışlıktan uzak, reklamlarla şişirilmiş ürünler aldı. ?Gelen gideni aratır? sözünden yola çıkarak eski yaşanmışlıkları arar olduk. Aile büyüklerimizden tarih ve yaşanmışlık kokan o eski halıları ister olduk.

           Öz kültürümüzde var olan halıcılık, çinicilik, kakmacılık gibi  ve  daha adını sayamayacağımız kadar çok olan el sanatlarımızı unutur olduk.

            Unutulan, tarih kokan geçmişte var olan sanatlarımızı yaşamak ve yaşatmak milli sorumluluğumuzdur. Halk Eğitimlerin bünyesinde açılan pilates gibi kurslarımızın yanı sıra böyle el sanatları kursları da açabiliriz. Ancak kursları açmak yetmiyor, bunu pazarlama imkanı da sunarak hem geçim kaynağı oluşturmuş hem de el sanatlarımızı yaşatma konusunda destek olmuş oluruz. Toplumsal destek sağlayarak milli bilinç şuuruyla ölmeye yüz tutan, tarih kokan eserlerimizi, el sanatlarımızı yine yapabilir ve yaşatabiliriz. Geleceğe geçmişten gelen değerlerimizi aktarmak bizlerin görevidir buna hepimiz sahip çıkalım. Geleceğimize ışık tutalım, gençlerimize örnek olup yol gösterelim. Milli kültür, milli bütünlük, milli beraberlik konusunda beraberliği geleceğe aktarılan bir millet olarak kültürümüzü unutmayalım ve unutturmayalım.

Yaşamak ve yaşatmak dileğiyle hoşçakalın.

 

 

ÖNCEKİ YAZILARI