USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

24 Haziran Seçimlerinde Ne Söyleyecekler?

26-04-2018

24 Haziran seçimlerinde siyasi partiler ve adaylar seçmene ne söyleyecek, hangi sloganlar öne çıkacak.

Aslında liderlerin, partilerin seçmene ne söyleyeceğinden çok seçmen nasıl ikna edilecek ve inandırılacak önemli soru budur.

Klasik, duygusal ve hamaset kokan söylemlerin seçmeni çok ikna edeceğine pek inanmıyorum.

Özellikle yeni sistemle alakalı seçmenin kafası hayli karışıktır. Seçiminde çok kısa bir süre içinde yapılması bu kafa bulanıklığını daha çok arttıracağa benziyor.

Siyasi partilerin olası söylem ve tezlerine bakalım.

İlk mitingi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İzmir´den başlatırken öncelikli olarak şu başlıkları öne çıkaracak;

İzmir, CHP in kalesi konumunda bir kenttir. Burada Cumhurbaşkanın İYİ partinin grup kurması için 15 CHP Milletvekili olayına özel bir başlık ayıracaktır.

CHP seçmenine, sizin verdiğiniz vekâleti CHP liderinin siyasi ayak oyunlarına alet ettiğine ve bu konuda bir yerlerden talimatla bu organizasyonu yaptığına atıfta bulunacaktır.

Ak Parti ve Cumhurbaşkanı cumhur ittifakı bağlamında MHP ile birlikte yeni sisteminin ülkemizin geleceği için çok önemli bir aşama olduğuna vurguyu ön plana çıkarken yürütmenin daha hızlı, daha kolay, daha hızlı hareket etme yeteneğine kavuşacağını belirtirken devlet yönetimindeki istikrara gönderme yapacaktır.

Cumhur ittifakının işleyeceği diğer konuları ise şu başlıklar altında toplamak mümkün

Türkiye´nin beka sorunundan bahsedecek.

Türkiye üzerine çeşitli oyunların oynandığını iddia edecek.

Dış güçlerden söz edecek.

Döviz üzerinden ekonomiyi vurma çabalarını dillendirecek.

***

Muhalefet ise demokrasiden bahsederek İYİ Partiye karşı Ak Parti´nin kurduğu tuzağı bozmak için 15 milletvekilinin bu partiye transferini savunacaktır.

100 bin imza olayının YSK sistemine girişteki açmazın açılması için İYİ Parti´nin ve Meral Akşener´in demokratik hakkını kullanabilmesine olanak sağlandığını anlatmaya çalışacak.

Bu noktada şunu söylemek mümkündür.

Türk seçmeni saf değil. Bu oyunun ardındaki stratejinin temel gayesinin Erdoğan´ın ilk turda 50+1 oyu almasını önlemek için bir siyasal mühendisliğin yapıldığını anlamakta, hissetmektedir.

Başkent kulislerinde ise Meral Akşener´e ve İYİ Parti´ye bu yardımın yapılmasının perde arkasında ise Abdullah Gül´ün adaylığı için Meral Akşener´i ikna etmek adına böyle bir planlama yaptığı söylenmekte.

Kilit soru ise şu; CHP Abdullah Gül´ü aday gösterecek mi? Böylesi bir durumda CHP seçmeni Gül´e oy verir mi? CHP´den gelen açıklamalar bunun mümkün olmadığı yönünde.

İlkeler ittifakı üzerinde anlaştığını ilan eden CHP-İYİ Parti ve Saadet Partisi ortak bir aday çıkarabilir mi?

Söz konusu bu üç partideki hızlı ve baş döndürücü görüşme trafiğine bakılırsa ortada önemli bir uzlaşma sorunu yaşanıyor.

Çarşamba günü Bülent Arınç´ın Erdoğan´la görüşmesi ve Arınç´ın açıklamaları kafaları karıştırıyor. MHP lideri Bahçeli´nin de Abdullah Gül´e yüklenir türdeki açıklaması Başkentteki siyasi havayı daha bir bulandırıyor.

Kılıçdaroğlu aday olursa genel başkanlıktan istifa edecek. Milletvekili de olamayacak. Kılıçdaroğlu´nun tekrar bir seçim mağlubiyetinde CHP´ye tekrar genel başkan olma olasılığın çok zor. Bu nedenle Kılıçdaroğlu aday olmassa bir başkasını aday yapacak. Bu aday parti içinden biri olmassa sürpriz bir isim ortaya çıkacak Ekmeleddin İhsanoğlu olayından dili yanan CHP seçmeni böylesi bir durumda partiye küsebilir. Çok ince çizgi üzerinde bir denklemin ortada olması Kılıçdaroğlunu siyaseten çok sıkıntıya sürükleyecek. Özelikle şöyle bir strateji CHP seçmeninin önüne konabilir. Biz Abdullah Gül´ü aday göstereceğiz ve bu seçimi kazanırsak Gül tekrar parlamenter sisteme dönüşün yolunu açar ve Türkiye eski yönetim sistemine döner.

Abdullah Gül aday olursa da slogan belli

TÜRKİYE GÜL´LE GÜLECEK

Bunları anlatmamın temelinde ise oluşacak bu senaryolara göre muhalefet söylem geliştirecek

Muhalefetin işleyeceği diğer konuların başlıkları da şöyle;

Kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığını iddia edecek. Türkiye´yi beş yıl boyunca tek bir kişinin yöneteceğini dillendirecek. Yeni rejimin hayırlara vesile olmayacağını söyleyecek.

Bu arada başta ekonomi olmak üzere Man Adası, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, FETÖ mağduriyetleri gibi spesfik konuları muhalefetin işleyeceğini söylemek kehanet olmaz.