USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İmamoğlu´nu bekleyen tehlike?1

30-06-2019

Çiçeği burnunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu nihayet makamına oturdu.

31 Mart sürecinde YSK iptal konusu ve 23 Haziran seçim döneminde bir dizi olay, gerilim ve seçimin sayısal sonucuna yönelik bir yığın tartışma mazide kaldı.

Ekrem Başkan mazbatasını alıp makamına oturduktan sonra İstanbul Belediyesi önünde toplanan büyük insan topluluğuna en son kitle konuşmasını yaptı.

Başkan Ekrem´in en son konuşmasındaki iki vurgu dikkatimi çekti.

1-Çok çalışmak

2-Sefer görev emri.

Başkan İmamoğlu İstanbul BB Başkan adaylığına adım attığı ilk günden koltuğa oturuncaya kadar geçen zaman diliminde yüksek bir beklentiyi toplumun zihin dünyasına işledi.

Güçlü bir coşku, seçim zaferinin getirdiği yüksek motivasyon, siyaseten elinin çok güçlü olması avantajlarıyla Ekrem Başkan hızla kafasındaki projeleri uygulamaya başlayacak.

Anadolu´da bir deyim vardır ?Cicim ayları çabuk geçer?

Coşkular, heyecanlar, motivasyonlar sınırsız ve sonsuz bir dönem içinde yaşanmaz.

Yaratılışın ve yaşamın tek düze olmadığı, inişler ve çıkışların insanoğlunun kaçınılmaz bir kaderi olduğunu elbette Ekrem Başkan bilir.

Bu kuralı bilen İmamoğlu´nun 4 yıllık başkanlık döneminde bu hususta nasıl bir tedbir alacağını elbette bilmiyorum.

...

İmamoğlu´nu bekleyen tehlikelerin 6 ay sonra uç vereceği hissini taşıyorum.

2020 yılı İmamoğlu´nun siyaseten ve yönetici olarak nereye evirileceğinin başlangıç yılı olacaktır.

Kehanet değil deneyimlerim ışığında ufuktaki bu tehlikenin çapını, boyutunu, yönünü ve sürecini irdelemeye çalışırken ifade edeceğim tüm görüşlerimin akıl ve tecrübe süzgecimden geçirmeye çalıştığımın bilinmesini isterim.

İlk öngörümle başlayayım;

31 Mart İstanbul BB Başkanlığına adaylığı açıklandıktan sonra Ekrem İmamoğlu´nun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir pazarlık yaptığını duymuştum.

Pazarlığın teması ise tüm seçim sürecinin liderliğini İmamoğlu yapacaktı.

Ekrem İmamoğlu 31 Mart´tan başlayıp 23 Haziran gününe kadarki kampanya sürecini kendi ismi etrafında birleştirdi.

İmamoğlu kendi ismi ile 16 Milyonluk bu kent insanını bir ve bütün temasında kamuoyuna sunarken ?İmamoğlu varsa Umut var´ söylemiyle yorgun, bıkkın, umut sönüklüğü içindeki insanlara kendini adres olarak gösterdi. Bu propaganda 31 Mart seçiminde istenilen ve arzu edilen oy bandını yakalamada yetersiz kaldı.

Kafa kafaya ve 14 bin oy farkı il seçim kazanan İmamoğlu Ak Partinin seçim itirazı olmayıp koltuğa otursaydı asla bugün olduğu gibi toplumsal bir karşılığa kolaylıkla ulaşamazdı.

Ak Parti´nin eylem ve söylemlerindeki tutarsızlıklar, YSK kararı, Ordu Vali´siyle yaşanan hadiseler, Pontus suçlamaları bir yana Ulusal medyadaki bazı tetikçi kalemlerin onun şahsına yönelik her türlü haksız, insafsız, hakaret ve söylemleri geri tepti.

İmamoğlu ve kurmaylarının bu tür tavır ve davranışlar karşısında üzüntü ve öfkeye kapılmayıp, tetikçi yazarlara yönelik söylemler içine girmemeleri son derece dikkat çekicidir.

Böylesi davranışların toplum psikolojisinde nasıl bir gri besleme yaptığının hesaplanması ise ilginç diğer bir yöndür.

(Devam edecek)