USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kaybolan Efsaneler

05-06-2021

Birkaç gün önce Mardinspor ile ilgili yazdığım yazıda haddi bilmek/ayağı yorgana göre uzatmak temasından bahsetmişken; eskilere de giderek konuyu genelleştirme gereği duydum.

Beyin jimnastiği yapıp hafızayı tazelediğimizde; futbol zaman tünelinden kimlerin gelip geçtiğini , bıraktıkları izleri ve nerelerde olduklarını göreceğiz.

1960'ların ikinci yarısına kadar , şimdiki adıyla Süper Lig olan 1. Futbol Lig'i üç büyük şehrin takımlarından oluşuyordu.

Kimler yoktu ki...

İstanbul’dan Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe’nin dışında ; Vefa, Karagümrük, Beylerbeyi, Yeşildirek, Feriköy, Taksim, Beykoz, Hasköy, İstanbulspor, Yedikule , Eyüp .Ankara’dan Ankaragücü, Gençlerbirliği, PTT, Hacettepe, Altındağ, Ankara Demirspor. İzmir’den Altay, Göztepe, Altınordu, Karşıyaka, İzmirspor, Alsancak .

Daha sonraları Anadolu Şehir takımlarının siyasi baskılar sonucu birer birer profesyonel statü kazanmasıyla 2. Lig oluşturuldu.

Bir üst lig'e çıkma ve bir alt lige küme düşme uygulamasının başlamasıyla; ilk kez profesyonel lig'de yer almış takımların oluşturduğu 2. Lig'de maçlar kıran kırana oynanırken; 3 büyüklerin hegemonyası altındaki 1. Lig’de diğer takımlar birer ikişer küme düşüp yerlerini 2. Lig'den gelen Anadolu takımlarına bırakıyordu.

Çok geçmeden yeni yeni takımların lige kabul edilmesi ve 1. Ligdeki takımların peş peşe küme düşmesiyle oluşan takım sayısının çoğalmasıyla 2. Lig iki grup halinde oynanmaya başladı.

1. Lig’deki yerlerini Orduspor, Trabzonspor, Bursaspor, Eskişehirspor, Zonguldakspor, Samsunspor, Adanaspor, Antalyaspor gibi takımlara bırakıp küme düşen İstanbul, Ankara ve İzmir takımlarının birçoğu zaman içinde yok olup tarihin tozlu sayfaları arasına girdi.

80'lı yılların başlamasıyla Türkiye’de futbolun rengi tamamen değişmeye başladı.

Siyasi baskılar ve masa başı oyunlarla ; stadı olmayan, futbol sahası diye patates tarlasını kullanan, soyunma odası olmayan, terli ve çamurlu futbolcuları duş almadan evine gitmekte olan il ve ilçe takımları liglere alınırken ; başta İzmir takımları olmak üzere , birçok takım devre dışı bırakılıyordu.

Ama gün geldi ; ayak oyunlarıyla her yıl bir alt lige düşürülüp en son kendini amatör ligde bile gören Göztepe, Altınordu ve Altay gibi takımlar , siyasi baskıları kırıp her yıl bir üst kümeye çıkarak bugün gerçek yerleri olan Süper Lige çıkma başarısını gösterebildi.

Bu gelişmeler yaşanırken ; dayılık görevini iyi yapanların sayesinde ışık hızıyla amatör kümeden Süper Lige çıkma başarısı gösteren takım da olabildi.

İşte bu süreç içinde ; oluşan maddi yükün verdiği ağırlıkla ismini taşıdığı ilin potansiyelini düşünmeden , ekonomik durumunun hesabını yapmadan önüne şampiyonluk hedefi koyan takımlar asansör takım hâline geliyor.

Bazıları inip çıkmayı marifet sayıp aynı uygulamadan vazgeçmezken; bazıları da aheste aheste son mevkiye yerleşiyor.

Ayak ve yorgan hesabını iyi yapmadan zirve hesabı yapan takımların geldikleri noktaya bakalım.

Yılların Zonguldaksporu esamesi okunmuyor.

Samsunspor'u , Bursaspor'u , Adanaspor'u geldikleri yere dönme mücadelesi veriyor.

Süper Lig takımlarından Eskişehirspor, Ankaraspor ve Akhisarspor bu yıl 1. Lig’den 2. Lige düştü. Kardemir Karabük, Elazığspor ve Hacettepe 3. Lig'e düşerken, bir zamanlar Süper Lig’de esen Manisaspor Bölgesel Amatör Lig'e ( BAL ) düştü.

Kentin çok fazla katkısı olmadan belli amaclardaki bazı kişilerın maddi destekleriyle bir ara Süper Lig'de oynama şansı yakalamış Vanspor ve Siirtspor yeni yeni BAL' dan 3. Lige çıkabilmiş.

Toplumsal destek alamadan kişisel desteklerle yönetilip bulunduğu yerden memnun olmadan haddini aşarak hedef büyüten takımların birçoğu da beğenmedikleri eski konuma dönebilme çabasında.

Sağladıkları maddi destek sayesinde kulüp başkanı olmuş, ancak futbolla ilgileri olmayan, futbolu bilmeyen ve kulübü yöneten bölgemizden bazı başkanlar ile ilgili anılarla yazıyı bitirmek isterim.

Bahse konu başkanlardan biri ; devre arasında soyunma odasına iner ve ilk fırçayı kaleciye çeker : " Tüm arkadaşların o kadar koşup mücadele ederken sen neden oraya dikilmiş mücadele etmiyorsun ? "

Bir başka kulüp başkanı takımının maçını şeref tribününde izlerken, yanında oturan bir yöneticiye sorar : " Geçenlerde o kadar top alındı, neden tek topla oynuyor bunlar? Söyle bir-iki top daha versinler "

Takımı şampiyon olup bir üst lige çıkma başarısı gösteren , aynı zamanda Belediye Başkanı olan kulüp başkanı sezon açılışı töreninde bir konuşma yapar : 2. Lig ne ki...

Gelecek yıllarda inşallah 3. Lige, hatta 4'e 5'e çıkarız "

Takımının fikstürdeki yeri pek iyi olmayan bir başka başkan da ; maç sonrası arabasıyla dönerken, yanındaki daha önce futbolcu olan bir yöneticiye sakin sakin sorar : " penaltıyı kaçırmayıp 4-0 kazansaydık 4 puan mı alacaktık ? "Geçmişi yargılamak adına değil, geçmişten ders almak adına paylaşılacak her fikir değerlidir.