USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

MEHMET AKARCA

01-12-2017

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Mehmet Akarca´yı ilk kez Barolar Birliğinin 9 Kasım günü yapılan resepsiyonunda görmüştüm.

Sahnedeki özgüvenli duruşu, ses tonundaki hâkimiyet ve mesleki uzmanlığı gözüme ilk çarpan yönleriydi.

Anadolu´da tanımadığımız bir insana duyulan sempatiyi anlatan bir deyim vardır.

Kanım kaynadı deriz.

Mehmet Akarca sahnede konuşurken öylesine bir duygu ve düşünce his dünyamda uyandı.

Bu duygularla Mehmet Akarca´nın konuşmasındaki satır aralarını dikkatlice dinledim.

Ülkemizdeki hukuk anlayışının gidişatıyla alakalı önemli sözler söylüyordu.

Ertesi gün hukuk dünyasını iyi bilen, uzun yıllar Yargıtay hâkimliği yapmış iyi bir hukukçu olan hemşerimiz, dostumuz, ağabeyimiz Emin Seçkin Beyle karşılaşmıştım.

Kısa bir sohbetten sonra aklıma gelen ilk soruyu sordum;

Yargıtay Başsavcısı Mehmet Akarcayı tanır mısın ağabey?

Gülümseyerek yüzüme baktı ve ben tanıyorum da sen tanımıyor musun?

Şaşırmıştım. Doğrusu böyle bir soruyu hiç beklemiyordum.

Tanışmıyorum ama dün gece Barolar Birliğindeki bir toplantıdaydım kendisini orada gördüm cevabını verdim.

Emin Seçkin ağabey bu arada konuşmasını sürdürdü.

Nasıl tanımamışsın bugüne kadar.

Mehmet Akarca bizim hemşerimiz.

Şaşkınlığım daha bir arttı. Yıllardır başkent kulislerini takip ettiğim halde bir hemşerimizin Yargıtay Başsavcısı olduğu bilgisini atlamıştım.

Suskunluğumu gören Emin Seçkin konuşmasına devam etti.

Mehmet Akarca sadece hemşerimiz değil hem çok iyi bir hukuk adamı hem de çok iyi bir insan.

Alçak gönüllü, kibirden uzak samimi bir insandır. İstersen sana telefonunu vereyim.

Bu sözler kulağımda çınlarken ben hala kendimin Mehmet Akarca ismini, onun hayat öyküsünü neden okumadığımla alakalı kendime kızmaya devam ediyordum.

Akşam evdeki bilgisayarımın başına ilk geçtiğim anda Mehmet Akarca isminin hayat öyküsünü araştırmaya başladım.

Mehmet Akarca isminin yaşam öyküsünü okuduğum ilk andan itibaren hayret, şaşkınlık duygularının etkisiyle donup kalmıştım.

Mehmet Akarcanın hayat öyküsündeki bazı bilgilerle benim yaşam hikâyem arasında o denli ortak noktalar vardı ki bilgisayar ekranına ne kadar uzun uzun baktığımı anımsamıyorum.

Mehmet Akarca´nın Siirt´in Şirvan İlçesinde dünyaya geldiği yıllarda bizde Şirvan´da oturuyorduk. Merhum Babam Başkâtip olarak Şirvan´da görev yapıyordu.

Tesadüfler bu kadarla sınırlı değildi elbet.

Mehmet Akarca Karşıyaka Havva Özişbakan Lisesinde okurken Bende Bornova Lisesinde Edebiyat öğretmeni olarak görev yapıyor bu arada Karşıyaka´daki bazı liselerde öğretmen olarak sosyal etkinlikleri yönetiyordum.

Mehmet Akarca Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini okurken de biz aile olarak İzmir´deydik.

İzmir´de sınırlı sayıdaki hemşerilerimizin birçoğunu tanıyordum.

Zihin dünyamı ve bilinçaltımdaki hatıraları anımsamaya çalışıyor mutlaka bir yerde Mehmet Akarcayla veya ailesiyle bir irtibatımız olacak sorularını kendime soruyordum.

Buraya kadar yazdığım sözcükler kişisel duygularımdı ama bundan çok daha önemli bir husus vardı.

Güneydoğu´dan, bin kilometre öteden gelip ülke yargısının en tepe noktalarından birinde oturabilmek bir bölge insanı olarak beni inanılmaz mutlu etti.

Bu ülkede etnik kimliğin, kültürün ne kadar farklı olsa olsun azimle, inançla, özveriyle çalışmanın mutlaka bir karşılığı oluyor.

Yıllardır bölge insanın beyin dünyasına işlenmek istenen doğuluysan bu ülkede bir yere gelemezsin olumsuz yargısını yıkan Mehmet Akarca´lar gibi güzel örnekler oldukça güneydoğu bölgesinden nice cevherler bu ülkeye hizmet etme fırsatını mutlaka yakalayacaktır.