USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Metin Feyzioğlu- TÜRK-AV

15-11-2017

9 Kasım gecesi Türkiye Barolar Birliğinin düzenlediği Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliği´nin (TÜRK-AV) resepsiyonuna davet edilmiştim.

Başkentte Yaşamak zor ve yorucudur. Yoğun işlerime rağmen Metin Feyzioğlu´nu çok önemsediğim için, daha önce telefonda konuştuğum kendisiyle yüz yüze tanışmak istememden dolayı bu toplantıya katıldım.

Bu toplantıda edindiğim izlenimleri, toplantının içeriği ile ilgili görüş ve düşüncelerimi iki gün sürecek yazı dizisinde sizlerle paylaşacağım.

Son sözü ilk başta söylemek gibi bir huyum var.

Bu toplantıdaki izlenimlerimi okuyacaksınız ama öncelikle eksikten başlayıp sonra pozitif olan noktaları dikkatinize sunayım.

Toplantı sürecinde her şey güzeldi ama toplantının ev sahibi Metin Feyzioğlu´nun hoşgörüsüne dayanarak dostane bazı gözlemlediğim eksiklikleri öncelikle paylaşmak isterim.

1--Uluslar arası nitelik taşıyan bu tür organizasyonlarda, ülkemizin gelişmesi adına düzenlenecek çok önemli aktivitelerde başarının temel parametresi güçlü bir organizasyon ve profesyonel bir kadroya duyulan ihtiyaç  söz konusudur. Tüm toplantı boyunca gözlemlediğim en temel eksiklik Barolar Başkanı Sn Metin FEYZİOĞLUNUN adeta tek tabanca gibi çalıştığını gözlemlemem oldu. Güçlü bir planlama kadrosunun olmadığını hissettim. Barolar Başkanı Metin Feyzioğlu´nun adeta her şeye koşturma gayreti, çabası ve uğraşısına üzüldüm. Bu yargımın nedeni ise şöyle bir olaya dayandı. Etrafını saran onunla fotoğraf çektirmek isteyen, merhaba demeye çalışan onlarca insandan fırsat bulup ?Sayın Başkanım Batman Söz gazetesi için bu toplantıyı anlatacak bir röportaj-için fotoğraf çekelim önerime çok sıcak, sevecen ve sempatik yaklaştı. Fotoğraf çekildikten sonra Sayın Metin Feyzioğlu´ndan ne zaman bu röportaj yapalım cevabını beklerken, kendisine yanaşan başka insanların fotoğraf çekme istemelerini kıramadığını hissettim ve benim bu röportaj önerimi duymadığını, anlamadığını fark ettim. Bu farketmemenin en temel nedeni son derece dikkatli ve duyarlı olduğuna inandığım Sayın Feyzioğlu´nun yorgunluktan ve dalgınlıktan bu sözlerimi duymadığını sanıyorum. Bu bağlamda Sayın Başkanın yükünü azaltacak ve toplantının hak ettiği başarıyı yükseğe çıkaracak bir kadro eksikliği bu kadar iyi ve güzel hazırlığı eksik bıraktı. Ülkeye, Devlete ve Millete hizmet adına ortaya çıkan tüm kurumsal oluşumların liderlerini destekleyecek, onların zihin ve gönül dünyalarındaki zenginlikleri topluma aktaracak, ülkenin geleceği adına yapmak istediklerini pratiğe aktaracak işin ehli kadrolara her dönemde ihtiyaç vardır.

Bu kadrolar Liderin direktifleri doğrultusunda işin mutfağını dizayn ederken liderin enerjisinin boşa akmasını da önlemek gibi bir misyona da sahiptirler. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu´nun güçlü liderlik yönünü ve çalışkan yapısını elbette biliyorum.

Sayın başkanın tek çalışmak gibi bir yanlış stratejiyi benimsediğine inanmıyorum. Kısaca şu görüşümü tekraren belirteyim: Güçlü bir kadroya sahip olamayan liderliklerin tüm çabaları, iyi niyetli yaklaşımları pratiğe aktarmak istedikleri önemli tüm projeler, fikirler, çalışmalar sıradanlıktan asla kurtulamaz.

2-Toplantı ülkemizin hukuk sisteminin gelişmesi açısından önemli olduğu kadar onlarca ülke temsilcilerinin katılımı coğrafyamızın hem tanıtımına katkı sağlayacak hem de dış politikadaki gücümüze önemli katma değer sağlayacak nitelikte bir organizasyondu. Bu organizasyonda hükümet temsilcisinin olmaması, Ak Partinin önemli vekillerininim bu etkinliğe katılmaması ve MHP ?nin de temsilci göndermemesine üzüldüm. Söz konusu kurum ve kuruluşlara davetiye gönderilmemişse önemli bir eksiklik söz konusudur. Yok, bu kurumlara davet gönderilip de kendileri ulusal ölçekte böylesi bir toplantıya katılma zahmeti göstermemişlerse önemli bu sorunun nedeni mutlaka açıklanmalıdır.

3- Toplantıya katılan kişilerin gruplaşarak, kümeleşerek kendi aralarında yaptıkları konuşmaların yarattığı gürültü Başta Metin Feyzioğlu olmak üzere Yargıtay Başkanı, Hakimler Kurulu Başkan Yardımcısı ve Yargıtay Başsavcısının yaptığı önemli konuşmalar ve mesajların tam anlaşılmasını engelledi. Üzülerek belirteyim ki bazı tiplerin sadece yapılacak ikramları beklediği, konuşmanın ruhunu ve özünü anlamak yerine ikramlardan gözünü ayırmamaları işin diğer bir hüzünlü tarafıydı. Kültürlü ve entelektüel bu hazirunun içindeki bazı tiplerin böylesi bir davranışını çok yadırgadım.

Şimdi burada şu akla gelebilir. Barolar Başkanı bu tiplere karşı ne yapsın?. Cevabı vereyim. İkramlar ile resmi toplantı ayrı ayrı düzenlenmeliydi. Barolar Birliği Konukevi ihtişamlı ve güzel yapısıyla buna müsaitti.

4-Toplantı başlamadan önce toplantı salonunun önünde dururken temiz giyimli ve güven veren yüzüyle birinin biraz çekingen biraz mahcup bir edayla bana yaklaşıp elindeki davetiyeyi göstererek Pardon bu toplantı burada mı olacak sorusu beni hayli şaşırttı. Böylesine güçlü ve önemli bir toplantıya katılacak kişilere yol gösterecek, onları yönlendirecek kimsenin olup olmadığına baktıktan sonra evet burası dedim.

5-Uluslar arası niteliğe sahip bu toplantı içeriğini önemini toplumun tüm katmanlarına yeteri düzeyde anlatacak ulusal Medya Planlamasının eksikliğini de ayrıca dile getireyim. Bu konuda Barolar Birliğinin sayın başkanı Metin Feyzioğlu´na şöyle bir seslenmede bulunmak isterim. Ulusal medya Barolar Birliğinin önemli bu çalışmalarına yeteri ilgiyi göstermezse bizler Güneydoğu Yerel Medyası kendi çapında her türlü duyuruyu ve haberi yaparız.

Sorunların çözümü noktasında akılcı düşündüğüne ve engin bir hoşgörü ve pozitif eleştiriye karşı duyarlılığı olduğuna inandığım Metin Feyzioğlu´nun bundan sonraki organizasyonlarda yukarıda değindiğim eksikliği giderecek önlemleri alacağına inancım tamdır.

Yarınki makalemde ise bu toplantının güzel yönleri ve toplantı konusunun önemli içeriğini paylaşmaya devam edeceğim.

***

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu´nun liderliğinde 9 Kasım günü saat 19.00 da Barolar Birliğinin Konukevinde düzenlenen Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliği´nin (TÜRK-AV) toplantısında beni en çok etkileyen olayların başında Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu´nun hoş bir sürprizi oldu.

Telafer´den Ankara´ya getirilmiş, Barolar birliği konukevinde aylarca misafir edilmiş, yaz okulu programı ile eğitimleri sağlanmış otuzun üzerindeki çocuğun salona Türk Bayraklarıyla girmeleri ve hep bir ağızdan İzmir Marşını söylemeleri inanılmaz bir duygu atmosferi meydana getirdi.

Ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu Önder Gazi Mustafa Kemal´in 79.ölüm yıldönümünden bir gün önce ortaya konan bu sahne hayli anlamlıydı.

Başkentin gündemini takip etmeme rağmen Türkiye Barolar Birliği tarafından böyle bir organizasyonundan haberim olmamıştı.

Belli ki Sayın Başkan Metin Feyzioğlu böylesine insani bir iyilik hareketini reklam etmek istememişti.

Başkanının bu projesini takdir duygularımı ifade edecek söz bulamıyor sadece kendisine şahsım adına teşekkür etmek istiyorum.

Türkiye Barolar Birliğinin düzenlediği Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukat Örgütleri Birliği´nin (TÜRK-AV) toplantısında konuşmacı olan üç ismin ciddi devlet adamlığı takdir ettiğim diğer bir husustu. Yargıtay Başkanı, Sayın İsmail Rüştü Cirit, Hâkimler Yüksek Kurulu Başkan Vekili Sayın Mehmet Yılmaz Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Mehmet Akarcanın konuşma kürsüsündeki güven veren duruşları, topluluğa hitap ettikleri konuşmalarda samimi, sade ve yalın üslupla verdikleri önemli mesajlar toplantıyı anlamlı ve güzel kılan bir diğer ayrıntıydı.

Resepsiyonda konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı ve TÜRK-AV Genel Sekreteri Avukat Prof. Dr. Metin Feyzioğlu´nun "Biz bir hayal kurduk. Spot cümlesi çok etkileyici ve çarpıcıydı.

Konuşmanın devamındaki mesajlar da en az bu spot sözcük kadar değerliydi.

Konuşmasının devamında şöyle diyordu Metin Feyzioğlu ?O hayal; yüz milyonlarca nüfusu temsil eden dost ve kardeş ülkelerimizin avukatlık meslek örgütleriyle her türlü günlük siyasetin ve kişisel menfaatin ötesinde kucaklaşmaktı. O hayal; avukatlık mesleğini geliştirmekti. Ülkelerimizin ve halklarımızın kardeşliğinden doğan enerji ile insan haklarına, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir dünya düzeni kurmaktı. Parlak bir geleceği birlikte inşa edebilmek için iş birliği ve güç birliği yapmaktı. Ne mutlu bize ki hayallerimizi gerçekleştirmek için yola çıktığımızda yalnız olmadığımızı gördük. İki yıl süren hazırlıkların ardından 7 Nisan 2016 tarihinde TÜRK-AV´ı kurduk. Çok kısa süre içinde yeni katılımlarla büyüdük?

Konuşmasında TÜRK-AV üyeleri;  Moğolistan Avukatlar Birliği´ne, Gürcistan Barolar Birliği´ne, Azerbaycan Barolar Birliği´ne, Kazakistan Cumhuriyet Barosu´na, Kırgızistan Barolar Birliği´ne, Arnavutluk Ulusal Avukatlar Odası´na, Kosova Barolar Birliği´ne, Bosna-Hersek Barolar Birliği´ne, Kıbrıs Türk Barolar Birliği´ne, Moldova Cumhuriyeti Avukatlar Birliği´ne, Rusya Federal Avukatlar Odası´na, Dağıstan Cumhuriyeti Avukatlar Odası´na, Tataristan Cumhuriyeti Avukatlar Odası´na, Başkurdistan Cumhuriyeti Avukatlar Odası´na ve Uluslararası Karadeniz-Hazar Ülkeleri Hukukçular Birliği´ne teşekkür ediyordu;  Feyzioğlu,

Son mesajında ise "Bu büyük ailenin üyeleri olarak bizi birbirimize bağlayan, yalnızca tarihten gelen ortak köklerimiz değil aynı zamanda hukuka ve adalete olan inancımızdır" diyordu.

Konuşmasının sonlarında söyledikleri ise yakın tarihimize not düşülecek kadar değerliydi.

 "Tarih; ortak çalışma ve iş birliği olanaklarımızın, sadece toplumlarımızın refah ve huzurunu artırmakla kalmayacağını, aynı zamanda devletlerimizin de gücünü artıracağını ve bölgesel barışa hizmet edeceğini kaydedecektir"

Toplantının nihayetinde ise ikram faslı gelmişti Bu konuda hemen şu düşüncemi aktarayım. Menü son derece zengindi.

Menü, çeşitli soğuk ve sıcak yemeklerden oluşurken meyveden tatlıya kadar bir dizi yiyecek insana perhiz bozduracak düzeyde kaliteliydi. Anadolu´da bir deyim vardır.

Göz doyarsa gönülde doyar denir. Ben benim diyen ve ünü ülke sınırları dışına taşmış beş-altı yıldızlı otellerin mutfaklarına taş çıkartacak kadar güzel bu ikramları hazırlayan Barolar Birliği Konukevinin aşçılarını takdir ve tebrik etmemek mümkün değil.

Ellerine sağlık demek bu emeğe saygının bir mecburiyetidir.

Makalemi sonlandırmadan Türkiye Barolar Birliği Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Özge Şener Hanımefendiden bahsetmek isterim. Çalıştığı kurumu temsil ederken işini ciddiyetle ve severek yapmasının yanı sıra sıcak, samimi yaklaşımı, nazik ve nezaketli üslubuyla şahsıma gösterdiği ilgi ve duyarlılık adına Özge Şener hanıma teşekkür ediyorum.