Seçimlere çeyrek kala siyasi partilerin kendilerini en iyi temsil edecek, kendilerine en iyi biat edecek adayların peşine düştüğü, aday adaylarının da iktidar partisinin en avantalı köşelerinden bir yer kapma telaşı içine girdiği bir dönemdeyiz.
Bu dönemde aday adayları mutat ziyaretlere başlarlar, önce Gazeteciler Cemiyeti, Gazeteler Sivil Toplum Kuruluşları ve oy potansiyeline katkısı olan kurumlar peş peşe ziyaret edilir. Gazetelerde arz-ı endam edilir; tamamen ücretsiz olan vaatler, projeler, sözler, umutlar ortaya saçılır. Bazen kazara kişiler geçmişle de yüzleşebilir. Ne de olsa geçmişle yüzleşmek bir erdemdir.
Aday adaylarının sunumları medyada yerine alır. Medya önemlidir, ne demişler; "Medya vezir de eder rezil de". Demişler dediğime bakmayın ben uydurdum bu lafı.
Seçimlere çeyrek kala bunlar yaşanırken bir bakarsınız bir "afet-i çarpare" ortalığı çarpar geçer. Afet-i çarpare sözü eskiden çok çarpıcı güzel bayanlara söylenen bir laf olup bugün ancak doğal afetleri kasıtla kullanılmaktadır. Şehirleri ve insanları güç durumlarda bırakan deniz baskınları, seller, depremler için çarpan afet sözü gerçekten tam yerine oturuyor.
Yaşanılan son felaketten akıllı şehirlerimiz de nasiplerini aldılar. Deniz taşması ve seller maddi ve manevi oldukça büyük hasara sebep oldu. Bu durumda belediye başkanını, belediyeyi ya da herhangi bir partiyi nereye kadar suçlayabiliriz. Evet, mutlaka tedbirsizliği kabul etmeliyiz. Deniz kenarları doldurulurken sebep olacağı riskler göz ardı edilmemeliydi. Hatta doğanın affetmeyeceği değişimlere girişilmemeliydi.
Nüfusun %50'sinin şehirlerde yaşadığı bir ülkede şehir yönetimleri A ya da B partisinin adayının kişisel tecrübeleri ve bilgileri ile çözümlenecek boyutta değil. Kurumlar arası, Kent yönetimleri arası dayanışma ve uzmanlarla birlikte çalışma olmadıkça sürdürülebilir bir hayata ulaşmamız çok zor. Üniversitelerde yapılan araştırmaların, Kent Sempozyumları’nın sonuçlarını uygulamaya geçirmeliyiz.
İki ay sonra Kahramanmaraş depreminin yıldönümünü. 6 Şubat depremi sonrası inanılmaz bir başarısızlık olarak tarihe geçmiştir. Bugün hala depremzedelerin konut sorunu, su, çevre sorunu çözümlenememiştir. Medyadan izlediğim kadarıyla durum hala vahimliğini koruyor.
Bu örnekte olduğu gibi geçmişte Mardin'de yapılan mimari katliamın izleri hala önemini koruyor. Çevre problemi bir türlü aşılamıyor. Dev otopark gibi belirli utanç abideleri yerlerinde durmaya devam ediyor. Yeni yönetimlerin bunları nasıl çözeceğini kuşkuyla bakıyorum.
Mardin akıllı şehir olma yolunda mı? Mardin’de akıllı şehirlerin ortak özelliğinden hangileri bulunuyor merak ediyorum. Çeşitli kaynaklara göre 6 ile 12 madde içinde sıralanan bu özelliklerin başında yaşanabilirlik, sürdürülebilirlik kavramı gelmektedir. Nedir yaşanabilirlik özelliği? O şehrin var olan ve doğacak olan problemlerini ve gereksinimlerini yeni teknolojiler ve yenilikçi yaklaşımlar kullanarak uzmanların denetimi altında çözebilmektir.Bunu söylerken zaman kavramının da önemli olduğunu belirtmek lazım. En kısa zamanda en makul şekilde çözebilmek önemlidir.
Teknolojik imkânları kullanarak zamandan, enerjiden, maliyetten tasarruf ederek çözüm getirmek çok önemlidir.
Akıllı şehirlerin ortak paydası şunlardır:
* Barınma, konut projeleri
* Afet ve acil durum yönetimi
* Akıllı altyapı su ve kanalizasyon arıtma tesisleri
* Toplu taşıma ve trafik problemlerini çözüm uygulamaları
* Temiz enerji, aydınlatma
* Akıllı kamusal alanlar, yeşil alanlar
* Paydaşların çocukluk ve ileri yaş bakımını sağlayabilen birimler. Kadın sığınma evleri, kadınları iş sağlama gibi uygulamalar.
Kentin yapısına göre daha birçok madde ekleyebiliriz. Bütün bunları eklerken paydaşların yani o şehirde yaşayanların ortak menfaatlerini düşünmek ve eşitlikçi bir tutum sergilemekte yarar vardır.
Bir önemli konuda iletişim hizmetlerinin vatandaşın kullanabileceği şekilde planlanması ve uygulanmasıdır. Bir tıkla ulaşabileceğimiz hizmetler bazen bir hayatı, bazen bir felaketi, bir orman yangını kurtarabilir. Bu bir bakıma vatandaşın yönetimlerle işbirliği yapması örneğidir.
Dünya nüfusunun %50'sini şehirlerde yaşadığı bir dönemde akıllı şehirlerin, akıllı belediyelerin, akıllı belediye başkanlarının hayatımızdaki rolü büyüktür. Aday adayları seçime hazırlanırken biz seçmen adayları da seçmeye hazırlanalım.
Kaynakça.
* Semih Hocaoğlu, Mardin 1.Kent Sempozyumu,
MardinSöz gazetesi,31.10.2023
*Semih Hocaoğlu, Seçimlere Çeyrek Kala,
MardinSöz Gazetesi,30.11.2023