Koca bir ülkenin söz konusu olduğu, yönetiminin şekilleneceği seçim dolayısıyla uzun süren çalışmalarda , çok sık kullanılan iki kavram vardı.
Biri ;" ....ama alnı secdeye değiyor ya"
Diğeri ; ".....ama dürüst"
Sanırsın alnın secdeye gitmiş olması ve dürüstlük,sadece iki kişiye münhasır bir kavram.
Her iki kavram da kişilerin tekelinde gibi....
Oysa ; başka başka söylemlerin olmasının , program ve projelerin ortaya dökülmesinin gerektiği bu süreçte değerlendirilecek kavramlar da başka başka olmalıydı.
Demokrasinin de, etik kuralların da, halkın geleceği için de olması gereken bu iken ;
".... ama alnı secdeye gidiyor ya"
".... ama dürüst" kavramları yarıştı durdu.
# Ülkede güçler ayrılığı kalmadı.
Yargı, yasama, yürütme tek yerde toplandı sanki diyorsunuz ,
# Ekonomi çökmüş durumda ,
# İşsizlik almış başını gidiyor diye sızlamalar tavan yapmış ,
# Halkın büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum ,
# Enflasyon canavarı her geçen gün büyüyor ,
# Dış politikada büyük zaafiyet yaşanıyor ,
# Komşularla sıfır sorun derken, dost komşumuz kalmadı ,
# Eğitimin durumu içler acısı ,
# Sağlık sorunu devasa boyutlara ulaştı ,
# İthalat almış başını gidiyor, saman bile ithal eder duruma gelindi ,
# Dış ticaret açığı rekor düzeyde ,
# Kurumlarda liyakatsizlik ve kadrolaşma had safhada ,
# Vakıf ve cemaat hakimiyeti tüm kurumlarda mevcut ,
# Yolsuzluk iddialarının yazılıp konuşulmadığı gün yok ,
# Ülke tarımı bitme noktasında ,
# Önlenemez boyutta lüks ve aşırı israf var ,
# Mülteci sorunu rahatsızlık yaratmış durumda ,
# Yabancıya yedi il büyüklüğünde toprak satışı gerçekleşmiş ,
# Vatandaşlık para karşılığı verilir duruma gelinmiş....vs. vs...soru ve tespitlere ; aynı koronun elemanlarından solo yanıt :
" Olsun....alnı secdeye gidiyor ya "
XXX
Bir diğer cenahta da durum pek farklı değil.
Söz konusu olan ülke yönetimi ve bu yönetime talip olan siyasi partinin vizyonu ve misyonu değil de ; fazilet timsali bir liderlik arayışı sanki...
" ....ama dürüst" ifadesi burada da hakim kavram.
Fikirlerine ve tespitlerine saygı duyduğum, üslubunu çok beğendiğim Gazeteci Dilek Akerdem Kocabaş'ın affına sığınarak bir yazısından yapacağım alıntının konuyu en iyi anlatan ifade olacağı kanaatindeyim :
" İyi/dürüst/kibar/centilmen filan, bi politikacıyı ölümüne desteklemek için geçerli sebep olamaz. Koynumuza alacak, kızımızı verecek diiliz nihayetinde"
# Arkadaş!. partide eksen kayması yaratılmış ,
# Parti her geçen gün gerçek kimliğinden uzaklaşıyor ,
# Üst ve alt yönetim birimleri çok yetersiz ,
# Parti'nin gerçek tabanını oluşturan ; demokrat, devrimci, yurtsever kişilere karşı anlaşılmaz bir tutum var ,
# İhdas edilen başdanışmanlık kadrosu, beklenen ve arzu edilen nitelikleri taşıyanlardan oluşmuyor ,
# Yelpaze genişletme ve Halil İbrahim Sofrası yaratma girişimi olumsuz bir yaklaşım. Konu mankeni ve vitrin süsü yaratma amaçlı partiye alınan kişilerle kan uyuşmazlığı var, bunlarla bir yere varılmaz.( Son gelişmeler ve özellikle Abdullatif Şener vakası bu tezi doğrulamıştır)
# Yanlış ittifaklar ,
# Özellikle seçim süresince yaşanan hukuksuzluklara karşı yeterli ve etkili tavır sergilenemeyişi , Hak/Hukuk/Adalet kavramlarını sloganlaştırmış Parti'nin ; Anayasa 101. Madde ihlali, diploma sorunu ve YSK'nın uygunsuz kararlarını gerektiği gibi dillendirmeyişi ,
# Seçim süresinde ; helâlleşme , baş örtüsü ve inanç farklılığı ile ilgili gereksiz çıkışların yapılması gibi başlıkların seslendirilmesinde , o mübarek kavramla kamuflaj hazır :
" .....ama dürüst "
Sonuçta ;
Alının secde görmesi kavramı , dürüst olma erdemininin önüne geçerek güçler dengesinin galibi oldu.
Birileri muzaffer komutan edasıyla yaptığı balkon konuşmasında ; çesitli fonksiyonların desteğiyle ve üç kere "süphan rab-el âlâ, süphan rab-el âlâ, süphan rab-el âlâ" diyerek secdeye giden alnıyla, atın alınıp Ûsküdar'a nasıl gidildiğini gösterirken , baş parmağını kapatıp açık kalan dört parmakla selam vererek , duyanların da duymayanlara duyurması talimatını verdi.
"....ama dürüst" argumanının zayıf kaldığı cenahta ; İbrahim Tatlıses gibi "çeppik- çeppik" yaparak çıktığı platformlarda kendini anlatmakla (pardon anlatamamakla) yetinen bir başka lider , 23 Nisan çocukları gibi iki elin parmaklarını birleştirip yaptığı kalp figürü selamıyla, güle-oynaya günlerini geçirdiği platformdan ayrılma durumunda kaldı.
Kaynamakta olan kazanın sadece fokurdama sesleri var şu anda.
