Konu ; günümüz Türkiye'sinde siyasetin dizayn ettiği sistemin egemen kıldığı yaşam biçimine adapte olmak isteyen, bunu isterken de kişinin kendinden uzaklaşıp bir köşe kapma uğruna baş vurduğu yöntemler.
Konuyu açmak için konuk ettiğimiz konuklar ise birden fazla.
Bu konuklar, tutum ve davranışlarıyla toplumun cok yakından tanıma fırsatı bulduğu kişiler. Ben de konuya konuk olmuş bu konukları ismen açıklamak istemezken ; kendini tariflere uygun bulan kişi konuğun ta kendisidir.
İnsanoğlunun yaradılışında ; toplumun iyi yerinde yer alma, saygınlık kazanma, kendinden bahsedilme egosu daima vardır. Bunun kanıksanacak bir tarafı yok. Gayet normal. Ancak bunu arzu edip beklentisine ulaşmak isteyen kişi ; bulunduğu yeri,yaptığı işi, mevcut konumunu ve ilgi alanındaki donanımını kullanarak hareket etme zorunluğunda. O çerçevedeki maharetini, üstünlüğünü, yeteneğini sahip olduğu özgüvenle birleştirip ,
topluma kendini kabul ettirerek temayüz etmeyi düşünmeli.
Kişi çok iyi bir sporcu,
Mükemmel bir terzi,
Şahane sesi ve müzik bilgisi olan sanatçı,
Kusursuz bir öğretmen,
Iyi eğitim almış bir mühendis olabilir.Ancak kendi alanındaki üstünlüğünü ön plana çıkararak elde edeceği başarılar karşılık bulacak ve beklentisini toplum karşılayacak. Mesleki ve ilgi alanındaki başarısı kendisini hakettiği konuma getirmeye yeterli olacak.
Egoların bastırılmasının ve kişinin toplumda saygınlık kazanmasının koşulu bu iken ; bu meziyetlere sahip olmayanların, kendi yetenek ve başarısına güvenmeyerek, özgüvenden uzak bir şekilde türlü türlü yöntemlere başvurmak suretiyle beklenti içinde olmaları beyhude bir çabadır.
İlgi alanında veya mesleğinde sahip olduğuna inandığı meziyetler ve bu meziyetleri hayata geçirecek başarıları göstermemiş kişilerin , donanım ve yeteneklerini adetâ hiç sayarak isimlerinin başına bazı sıfatlar eklemesi, beklentisini karşılamadığı gibi olumsuz görüntü bile vermekte.
İyi bir futbolcu ise Murat; oynayacağı güzel futbolla toplumda karşılık bulur, itibar görür. İsminin önüne Lefter, hatta Pele gibi bazı sıfatlar koyması kendisinin daha iyi futbolcu olduğu anlamına gelmez. Haddini aşma hakkını da tanımaz.
Türk Sanat Müziği sanatçısı Soner için de durum aynıdır. Sahnedeki performansı ve üstün musiki yeteneğiyle seyircilerinin takdirini kazanabilmesi, albümleri satış rekorları kırabilmesidir aslolan. İsminin önüne Yesari Asım'ları, Selahattin Pınar'ları getirmiş ayni Soner bu nedenle daha müstesna bir sanatçı olmaz. Bu tutum, ona da haddini aşma hakkını vermez.
Her ne kadar ; yaratılmış olan düzende itibar ve saygınlık, yeterlilik, donanım, bilgi-birikim, liyakat çok fazla makbul olmasa bile; eğilip bükülme, sirnaşma, yıkama-yağlama , yalakalık daha bir geçerli akçe olsa da ; toplumun bazı kesımlerinde hatırı sayılır bir kitle hâlâ vardır ve karne notlarını hakkıyla vermektedir.
Sevgili konuklar.
Yıllardan beri kendi kulvarınızda çaba gösterip ciddi anlamda bir başarınız olamamışsa ; durak durak dolaşıp , şansınızı zorlayarak kendinize uygun bulduğunuz sıfatlarla toplum nezdinde bir yer bulmanız oldukça zor...
