Gerek üst düzey yönetimlerde ve gerekse yerel yönetimlerdeki ciddi sıkıntıları bir türlü aşma basiretini gösteremeyen CHP ; ittifak adı altında gerçekleştirdiği tiyatro sonrası yaşadığı seçim hüsranı da eklenince yangın yerine dönmüş durumda.
Fasulye gibi nimetten sayıp, ulufe dağıtırcasına milletvekillikleri hediye ettiği partilerin seçim sonrası takındıkları tavırdan, yaptıkları talihsiz bir o kadar da siyasi ahlaka sığmayacak açıklamalardan tutun, gizli pazarlıkların yapıldığı anlaşmaların itiraf edilmiş olması, parti içi ihanetlerin gün yüzüne çıkması ve ardından "değişim" adı altında bir harekâtın başlatılması ; hem yaklaşan yerel seçimler hem de kongreler sürecini olumsuz etkiliyor.
Kendileri için her zaman umut olmuş CHP''de esen bu sert rüzgarlar ; partinin gerçek sahiplerini ciddi manada düşündürüyor.
Bütün bu olumsuzluklara ; son günlerde açığa çıkan "danışman" rezaleti de eklendi.
Tam da ;
danışmanlık kadrolarının kaldırılacağı iddiasının ardından ; önce Ümit Özdağ"ın Vatan Partisinden birinin, ardından AKP'de görev almış, aynı partiden belediye başkan aday adayı olmuş, yetmedi ; Atatürk ve Kılıçdaroğlu ile ilgili hakaret teewitleri atmış bir hatunun Aile ve Kadın Hakları Sorunları ile ilgili Genel Başkan Danışmanlığına atanmış olduğu traji-komik bir haber yankılandı.
Derler ya "özürü kabahatinden büyük" diye...
Önce ;
"Seçim döneminde çok yoğun olduğum, oradan buraya koşturmak zorunda kaldığım için araştıramadım"
Ardından ;
"Hakaret ettiğini bilseydim atamazdım" gibi acayip bir savunma gelince ;
benim aklıma Kemal Kılıçdaroğlu'nun ; kendisine kimlerin danışman olabileceğini danışacağı bir danışmana ihtiyacı var.
Başka önerisi olan var mı ?..
