Bir güne bir gün, meclis kürsüsüne çıkıp konuşma yapmadı diye suçlanan sayın vekillerimizden biri bu suçlamayı kırarcasına; TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmayı, ilk kez milli olmuş bir sporcu sevinciyle sosyal medyada paylaştı.
Bu unutulmaz gelişme "haber değeri taşıyor" düşüncesiyle haklı olarak yerel basının da dikkatini çekince, tamamı paylaşılmış konuşma metni haberleştirilerek sayfadaki yerini aldı, hem de habere cazibe getirecek bir başlıkla :
" MILLETVEKILİ DARA ANTİK KENTİNİ
MECLİSE TAŞIDI "
TBMM Kürsüsünde görmeye pek alışık olmadığımız sayın vekillerimizden birinin, belki de ilk kez mikrofonun arkasına geçip Dara'yı konuşuyor olmasını haber değeri taşıyor diye haber yapan gazeteci kadar ben de önemsedim.
Bu konuda büyük beklentilerim vardı.
Yıllar boyu dillendirdiğim, bıkmadan-usanmadan kaleme aldığım Dara ile ilgili beklentilerim bir milletvekili tarafından meclise taşınıyordu.
Konuşmanın tam metninin yer aldığı haberi bir solukta okudum.
Bir daha okudum.
Okudukça bozuldum.
Bütçe görüşmelerinde; Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Bütçesi ile ilgili, partisi adına konuşan vekilimiz; Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu'nun çalışmalarından bahsediyor, her birini sitayişle anıyor.
Hangi tarikat ve cemaatin referansıyla, kimlere verildiği herkesçe tahmin edilen burslar konusunda; TDK'nun 2022 yılında 675 öğrenciye burs verdiği, 2023 yılında 1328 öğrenciye verileceği, keza TTK'nun 2022'de 701 öğrenciye verildiği, 2023'te bu sayının 751 olacağı bilgisini veriyor.
Habere cazibe katar düşüncesiyle "büyük bir bölümü Dara Antik Kentinin tanıtımına ayrılmış konuşma" şeklinde tanımladığı konuşmasında ; ayıp olmasın diye Dara'nın hangi yüzyılda kimlerin egemenliğinde olduğu, hangi krallıklar arasında el değiştirdiği bilgilerini içeren tarih dersi vermeyi tercih ediyor.
Büyük bir tarihi zenginliğe sahip Boncuklu Tarla hakkında "Göbeklitepe kazılarına bağlı olarak çalışmalar sürdürülüyor" şeklinde yaralayıcı bir ifade kullanmayı da ihmal etmiyor Sayın Vekilimiz.
Oysa beklentimiz büyüktü.
Kültür Turizm Bakanlığı'na bağlı bazı birimlerin bütçelerinin görüşüldüğü oturumda ; bu bakanlık ve bu birimlerle bağlantılı konuşulması gereken çok sıkıntısı vardı Mardin'in.
* Tarih dersi vermek yerine; Dara'nın dünyaya mal olmuş tarihi bir zenginlik olduğunun, bugüne kadar bu zenginliğin sadece %30'una ulaşılabildiğinin, gerçek değerine kavuşabilmesinin önemli ödeneklerle mümkün olabileceğinin hatırlatılması ve sağlanması gerektiği konuşulmalıydı örneğin.
* Kalıntılara ait taşların yıllarca inşaatlarda kullanıldığı hatırlatılarak; uygulanacak Alan Yönetim Planıyla kentin koruma altına alınmasının, Oğuz Mahallesi'nin tahliye edilerek başka yere taşınmasının kaçınılmaz olduğu belirtilmeliydi.
* Dara'nın Efes kadar, Boncuklu Tarla'nın Göbeklitepe'den fazla tarihi değere sahip olduğu vurgulanmalıydı.
* Boncuklu Tarla'da traktörlerle kalıntı arandığı, oradaki büyük tarihi zenginliğin; Göbeklitepe'ye bağlı kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılamayacağı anlatılmalıydı.
* Şanlıurfa'dan ayrılıp Mardin'de ihdas edilen, kadrosu verilen ve buna rağmen çalışmaz durumda olan Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü'nün bir an önce çalışmalarının başlatılması istenmeliydi.
* Bu kurumun aktif duruma dönüşmesiyle, çözüm beklemekte olan medrese, kilise, cami gibi yerlerdeki sorunların gerçek manada giderilmesinin sağlanabilmesi gerektiği ifade edilmeliydi.
* Kişisel tasarruflarla denetimsiz bir biçimde, amacından uzak kullanılmakta olan vakıflara ait gayrı menkullerin ; doğru, uygun ve şaibesiz bir şekilde revize edilmesi gerekliliği vurgulanmalıydı.
İlk kez milli olma sevincini bu doğrultuda yaşayıp, bize de yaşatsaydıniz keşke.
Ne diyelim!..
Belki bir daha milli olabilirsek...
