Güncelde en fazla konuşulan konuların arasında LİYAKAT yer alıyor.
Gerçekten düşünülmediği, dikkate alınmadığı yerlerde büyük sorunları beraberinde getiriyor liyakatsızlık.
Çözümsüzlük,
Tıkanıklık,
Savurganlık,
Yanlışlık,
Zaman kaybı
ve daha nice olumsuzluklar.
Kadrolaşma ve yandaşa sahiplenme adına liyakat aranmadan yapılmakta olan tüm girişimler, belli bir çevreyi memnun ederken hizmet ve yarar anlamında olumsuz ciddi geri dönüşümler yaratmakta.
Bu şekilde ısrarla devam ettirilmekte olan bu uygulama sonucu ; toplumu oluşturan bireyler arasında otomatik olarak bir sınıflandırma, bir katagorileştirme durumu oluşuyor.
Kendine biçilecek elbiseyi giymeyi alışkanlık edinmiş, suya sabuna dokunma gereği duymadan yaşantısını sürdürmeyi tercih eden büyük bir kesimi kenarda bırakırsak ; hareket halinde olanı, köşe başlarını tutma hevesinde olanları üç kategoride değerlendirme durumundayız .
* Doğru olup yanlış yerde duranlar,
* Yanlış ve yetersiz olup doğru yere gelenler/getirilenler,
* Bulunduğu ortama göre renk değiştiren bukelemun misali hergün bir yerlerde kendini gösteren her devrin adamları.
Toplumun her daim bilgi-birikimine ihtiyaç duyduğu nitelikli bazı kişileri ; kendi çıkarları doğrultusunda , toplumsal sorumluluğunu unutarak olmamaları gereken yerde görmekteyiz. Başka kulvarlarda göstermesi gereken hassasiyetleri, hiç ilgisi olmayan çizgide aramayı toplumun refahından üstün tutarak sahip olduğu bilgi-birikim ve yeteneği toplumdan esirgediklerinin belki farkında bile değiller.
Oysa toplumun beklentisi ; fikri ve bedeni zenginlikleriyle bu yapıdaki kişilerin bu zenginliklerini toplumsal mücadelede kullanmasıdır.
XXX
Bu kesimin yanında bu kez ; dost, akraba, yandaş, candaş olmanın ötesinde hiçbir özellik taşımıyan eksik ve yanlış kişilerin ; doğru insanların olması gereken doğru yerlere getirilmekte olduğunu görmekteyiz.
Tepe yerlerin kilit noktalarına belli bir zümrenin dayatması sonucu getirilmiş olanlardan ; kendisini oraya getirenlerin dışındakilere yönelik çalışma ve hizmet beklemek sadece saflık olur.
Hal böyleyken; doğru kişilerin olması gereken doğru yerlerde, yanlış ve eksik kişilerin bulunmuş olmasının kangren olmuş toplumsal bir yara olduğu ortaya çıkıyor.
Yanlış kişilerin doğru yerde bulunması durumunun, doğru kişilerin yanlış yerde yer almış olması durumundan daha fazla olduğu gözlemlenmekte.
Özellikle son dönemlerde ; sadece yönetimsel birimlerde değil, yaşamın değişik alanlarında kendini gösteriyor bu husus.
Siyasette,
Sporda,
Örgütlenme platformlarında,
Aile liderliklerinde.
Yakını bir il müdürlüğünde şube müdürüyken,
Bakanlıkta üst düzey makama getirilenler,
Şöför veya hizmetli kadrosuyla başlayıp şube müdürü, müdür yardımcısı olanlar,
Eğitimi, kıdemi ve kariyeri uygun olmadığı halde yönetici olanlar,
Secimde daha fazla oy alanın yerine atanan rektörler,
Partiyle organik bir bağı olmayan, başka partilerde hizmet vermiş olmasına rağmen belirli yerlere getirilenler,
Ilgisi olmadığı halde spor kulüplerinin ve çeşitli spor dallarındaki federasyonların başına getirilenler.
Büyük ve köklü kuruluşların yönetim kurulu başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliklerine yeterli ve ilgili olmadığı halde atananlar.
XXX
Toplumun yaşam biçimini direkt ve olumsuz etkileyen bu iki yapının dışında bir üçüncü yapı var ki ; toplumun duygularını sömüren, kendi çıkarından başka birşey düşünmeyen ve bunun için renkten renge giren, her türlü etik değerden arınmış , omurgası laçka olmuş her devrin adamları. Her daim güçlünün yanında gözükmeyi hüner edinmiş kişiler.
Öylesine hünerlidir ki bu BUKELAMUNLAR, renkten renge girdiklerinde bile kendilerini belli ettirmezler.
Onlar bu derece hünerliyken bu konuda ; karşıdakiler bir o kadar anlama yetisini kaybetmiş, onları bir türlü çözmesini becerememiş.
.
