USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ENGELSİZ YAŞAM

14-06-2017

        Merhabalar, bugün yine engelli vatandaşlarımızdan söz edeceğim lakin ailelerin de yaşadıkları bir takım problemler var. Bugün bu problemleri ve baş etme yöntemlerini sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

  Değerli okurlar, engelli bir çocuğa sahip olmanın aile üzerinde yarattığı psikolojik etkiler oldukça yoğun ve ağır yaşanır. Bu etkiler aynı zamanda kişiden kişiye de farklılık gösterir. Ailenin içinde bulunduğu durumla baş etmesinde psikoterapi´nin yeri çok önemlidir. Aile mutlaka bireysel ve sosyal destek alma ihtiyacı duyar.

        Çocuğun bir engele sahip olduğu gerçeğini önce ailenin öğrenmesi, hemen ardından da çevre tarafından duyulması bazı beklenmedik sorunları da beraberinde getirir. Özellikle kültürümüzde kayınvalide ve kayınpederin temel beklentileri olan eli ayağı düzgün sağlıklı bir torun sahibi olamamalarının getirdiği hayal kırıklığını dışa yansıtmamaları, aileye gereken desteği sağlamaları gerekir. Burada çevrenin aileye yaklaşımı da aynı ölçüde önem ve dikkat gerektirir. Aile ziyaretlerinde çocuğa pür dikkat ve acınarak bakılması aileyi üzebilir. Burada sempatiden çok empati kurulması daha uygun olacaktır. Beklenmeyen durumla ilgili üzgünlüklerini dile getirebilir ama bu beklenmedik durumla baş edebileceklerini, bu konuda destek verebileceklerini iletmeleri yerinde bir davranış olacak, aileyi bir nebze de olsa rahatlatacaktır.  

        Bununla birlikte engelli bir çocuğa sahip olmak anne ve baba için bilinen ve umulan hayatın istemedikleri yönde değişmesi ile onları zorda bırakan ve yeniden yapılanmayı zorunlu kılan bir durumdur. Öyle ki o güne kadar kendilerinin belirleyebileceklerini sandıkları geleceği ve gelecek planlarını yeniden planlamak zorundadırlar. Engelin özelliğine göre farklı beklentiler kurgulamalarına rağmen yeniden ve hiç bilmedikleri, bir anlamda sağlam referansları da olmadan bir geleceği kurgulamak durumundadırlar. Her ne kadar anayasada devletin bir ?sosyal devlet? olduğu vurgusu yapılmışsa da ülkemizde ekonomik ve sosyal yapılanma halen olması gereken düzeyin çok altındadır.

        Engelli çocuğa sahip ebeveynler; hiç beklenmeyen bir durumla karşılaşan ve bununla baş etme yolları arayan bireylerdir. Bu süreci her ebeveyn gurubu kendi destek mekanizmalarına göre farklı ağırlıkta yaşarlar. Kendine özgüveni, gerçeği değerlendirme yetileri, kendine ve yaşama dair destek mekanizmaları yüksek olan bireyler bu durumla daha hızlı baş edebilirler.

Bir insanın hayatta yaşayabileceği en güzel duygulardan ve mükemmel olaylardan birisi hiç kuşkusuz çocuk sahibi olmaktır. Ancak çocuğun zihin engelli olduğunun öğrenilmesi yaşanan duyguların yoğunluğunu değiştirir. Önemli olan bu noktada anne-babalar olarak çocuğunuzu kabullenmek ve onu her yönüyle sahiplenmektir.

Değerli okurlar, engelli bir çocuğa anne-baba olmak gerçekten çok zor bir görevdir. Bu zor görevde ilk yapacağınız iş çocuğunuzu kabullenmektir. Sizin çocuğunuz sebebi ne olursa olsun farklı özellikleri olan özel bir çocuktur. Bunu kabullenme noktası anne-baba için ne kadar zor olursa olsun ailenin mutluluğu ve çocuğun sağlıklı yaşaması için oldukça önemlidir.

 Değerli okurlar unutulmamalıdır ki; Engelli bir çocuğa sahip olmak bir ceza ya da bir günah değildir. Çocuğunuzun durumunu ne kadar erken kabullenirseniz onun için ve sizin için en iyisini yapmış olursunuz. Çünkü çocuğunun engelini kabullendikten sonra tıbbi tanımlama ile rahatsızlığın ne olduğunu öğrenecek bu rahtsızlık ile ilgili; kitaplar, dergiler, gazeteler, haberler, internet ve benzeri yerlerden araştırmalar yapmaya başlayacaksınız. Kimi zaman çevrenize soracaksınız neler yapabileceğinizi tekrar tekrar oturup düşünecek en mantıklı kararı vermeye çalışacaksınız. Çocuğunuzu en iyi hastaneler götürmek, en başarılı doktorlara muayene ettirmek isteyeceksiniz. Tıpta yapılabilecekler en aza indiğinde ise hızla çocuğunuzun eğitimine yöneleceksiniz, çocuğunuzun engeli ve seviyesi ne olursa olsun eğitimine ne kadar erken başlarsanız o kadar erken ve başarılı sonuçlar alacaksınız.

Bu uzun yolda siz ve çocuğunuz uzun bir yolculuğa çıkacaksınız. Bazen ayağınıza çakıl taşları takılacak, kimileri bu yolun sonu yok diyecek, kimileri başaramayacağınızı söyleyecek. Bazıları sizi olumsuz yönde eleştirecek. Siz kendiniz olacaksınız başkalarının sözüyle değil doğrularınızla hareket ederek çocuğunuzun önüne engelsiz bir yaşam sunabilmek için çalışacaksınız ve emin olun başaracaksınız.

Sizinle güzel bir kıssadan hisse paylaşmak istiyorum

Bir gün pireler yarış düzenlemişler. Amaç büyük bir kavanozun içinden çıkmakmış. Birçok pirede bu pireleri izlemek için toplanmış. Kimse bu pirelerin kavanozdan zıplayarak çıkabileceklerine inanmıyormuş Seyircilerden alay sesleri ve olumsuz tezahürat yükseliyormuş.

Pireler bir süre daha zıplamaya devam etmişler ama kısa bir zaman sonra seyircilerin alay seslerine ve olumsuz konuşmalarına dayanamamışlar moralleri bozulmuş ve yavaş yavaş zıplamayı bırakmaya başlamışlar. Ama içlerinden biri inatla zıplamaya devam ediyormuş. Sonunda bu pire büyük kavanozdan çıkmayı başarmış. Seyircilerin hayretler içinde bakışları arasında zor olanı başarmış. Birkaç pire koşarak dışarı çıkan pirenin yanına varmışlar nasıl başardın bunu diye sormuşlar. Pire onları hiç duymamış. Çünkü sağırmış. Siz siz olun başkası olmayın? bir sonraki yazımda buluşmak üzere.

ENGELSİZ BİR YAŞAM DİLEĞİYLE