Ülkede ekonomi çöktü,
- Emekli, esnaf kan ağlıyor,
- Çiftçi bitme noktasına geldi,
- Yolsuzluk, usulsüzlük had safhada,
- Eğitim sistemi perişan,
- Hukukun üstünlüğü kalmadı,
- Yargı bağımsız değil,
- Dış politikada sınıfta kaldık,
- Konuşma-ifade özgürlüğü yok,
- Basın susturulmuş,
- TBMM dumura uğradı....
Ve de benzer şeylerin her söylendiğinde ;
" Vatanı bölemeyeceksiniz "
" Bayrağı indiremezsiniz "
" Ezanı susturamazsınız " sesleri yükselir.
Vatanın bölünmesi, Bayrağın inmesi ve ezanın susmasıyla ilgili kimsenin takıntısının olmadığı ülkede, sıkıntılara verilecek cevap kalmayınca; başka argümanı kalmamış koro, hep bir ağızdan aynı sloganı tekrarlar durur :
" Vatanı bölemezsiniz "
" Bayrağı indiremezsiniz "
" Ezanı susturamazsınız "
Bunları bozuk plak gibi sürekli kullananlar ; günün birinde ezanın en yakınlarınca susturulacağıni nereden bilsin ?...
Evet...Susturulamaz dedikleri ezanı Mardin'de kendileri susturmayı becerdi .
Elektrik Dağıtım Şirketine birikmiş elektrik borcu olan bazı camilerin elektrikleri kesilince , merkezi sistemden okunmakta olan ezanın da sesi kesildi. Vatandaşın kaç gündür tepki gösterdiği bu durumun ne kadar süreceği ve tekrarlanıp tekrarlanmayacağı merak konusu.
Daha önceleri elektrik ve su giderlerinden muaf olan ibadethaneler , daha sonra bu muafiyetlerinin kaldırılması ile kaderlerine terk edilmiş oldu.
Birçok bakanlığın bütçesinden daha fazla bir bütçeye sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığı, her türlü lüks ve israftan çekinmeźken ; camilerin elektrik ve su gibi zorunlu ihtiyaçlarını genel bütçeden karşılamıyor olması beraberinde bôyle ciddi durumları da getirmiş oluyor.
Mardin'de cami elektriklerinin kesilmesiyle başta ezanın susturulmuş olmasına tepki gösterenlerden biri de Diyanet-Sen Sendikası. Bu konudaki üzüntülerini basın açıklamasıyla dile getiren Sendika Yöneticileri, camilerin zaruri giderlerinin genel bütçeden karşılanmasını istedi.
Camilerde özellikle her cuma namazı sonrası cemaatten para toplama işlemine de karşı olduklarını ifade eden Diyanet-Sen ; bu uygulamanın kaldırılmasının gerektiğini , bunun da Diyanet Işleri Başkanlığının camilere karşı daha duyarlı davranmasiyla mümkün olabileceğini belirtti.
İbadethanelerin onca sıkıntıları arasında; mantık çerçevesinde düşünüldüğünde hicbir karşılığı olmayan ve ihtiyaç duyulmayan
" Kıble Belirleyici " adı altında binlerce kişilik kadronun camilerde gorevlendireleceği haberini vermiş Diyanetin , bu maddi külfeti camilerin su ve elektrik gibi zaruri ihtiyacına ayırmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim.
En azından EZANI SUSTURMAMIŞ olurlar...
