Ya bi çıkın artık milletin yatak odasından.
Hayatın gerçeklerini, yaşamın koşullarını oralarda aramayı bırakın artık bulamazsınız.
Salonun penceresinden bir dışarıya bakın.
Balkona çıkıp oradan izleyin etrafı.
Bir mutfağa girin ; orada yapın tespitlerinizi.
Kimyası bozulmuş insanlara yatak odalarından seslenip ; bir an önce evlenmeleri, en az 3-5 çocuk yapmaları yönünde baskı yapmaktan vazgeçin , birden fazla evliliğin faziletlerini sıralayıp durmayın. Bedevi zihniyetiyle milletin kafasını karıştırmayın. Yetti artık. Çıkın terk edin yatak odalarını. Çıkarken yanınızdaki beyaz cübbeli sarıklı adamların sapıkça yaptıkları açıklamalar nedeniyle ağızlarına terlikle vurmayı ihmal etmeyin. 9 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesinin dinen caiz olabileceğini , babanın üvey kızına ilgi duyabileceğini söyleyen, türlü türlü sapıklığı meşru kılan bu din bezirgânlarının sesini kısmayı sağlayın bize.
Bu safsatalar değildir vatandaşın derdi.
Bunalmış , umudunu yitirmek üzere olan, sıkıntısı tavan yapmış bu insanların yaşam şartlarındaki güçlükleri aşabilmektir düşünceleri . Yatak odalarından yaptığınız çağrılar umurunda bile değil.
Salondaki pencereden bir göz atın dışarıya mesela.... Gülmeyi unutmuş, asık suratlı, bozulmuş psikolojisiyle kendi kendine konuşarak yürümekte olan insanları göreceksiniz. İşinden kovulmuş , işsiz kalmış, çocuğunun istediği defteri-kitabi alamamış , hanımının isteğine cevap verememiş çaresiz bir insandır gördüğünüz . Biraz da ona çevirin yüzünüzü .....
Balkona bir çıkın . Karşıda gördüğünüz kapalı dükkanlar ; vergi yükü altında ezilen, kira ve elektrik ücretini ödeyemediği için kepengine kilit vurmak zorunda kalan esnafın işyerleridir.
Çimler üzerinde sere serpe uzanmış nargile tüttürmekte olan 25-30 yaşlarında onlarca genci göreceksiniz . Gençlerimizin savaşıp şehit olduğu Suriye´den kaçıp gelen , vatandaşımızın yararlanamadığı birçok haktan yararlanan ve yan gelip yatan Suriyeli gençleri.
Köşe başındaki kahvehanede " al kızı ver papazı " sabah akşam kağıt oynarken gördüğünüz de; aldığı 1800 liralık maaşla temel ihtiyaçlarını karşılayamayan emekli vatandaşlar . Hani bir bakanın birçok ülkeden daha yüksek maaş aldığını iddia ettiği, bir başka bakanın cay-simit hesabı yaparak maaşından tasarruf bile edebileceğini söylediği emekli. Çay parasını bile veresiye ödeyen emekli....
Balkonda biraz daha fazla kalırsanız göreceğiniz çok şey var ama üşürsünüz..
Bir de mutfağa girin diyorum. Tam takır Diyarbakır....
Hafta başında alınmış yarım kilo kıyma bitmiş, ikinci yarım kilonun ne zaman alınabileceği meçhul. Pazardan taneyle alınmış sebzeler de bitmiş. Ayçiçeğinden bir tencere fasulye yapıp birkaç öğün yemek isteyen de havasını alıyor. Hem yağ şişesi boş, hem yılların AYŞE KADIN FASULYESİ AYŞE HANİMEFENDİ OLMUŞ . Kilosu 30 lira.....
Hayatın gerçeklerini ve yaşamın koşullarını nerede arayalım dersiniz ?.
