Sporla-futbolla ilgilenen ilgilenmeyen herkesin ; bir daha bir daha okuması gereken bir yazıyı paylaşıyorum sizlerle.
Senelerce futbola emek vermiş; yöneticilik , kulüp başkanlığı yapmış bir gazeteci olarak bu ibretlik yazıyı okuduğumda mahcup oldum.
Yöneticilik yapmış biri olarak mahcup oldum.
Futbolla hemhal olduğum için boncuk boncuk terledim.
Bir gazeteci olarak utandım.
Benzer olayı yaşamış biri olarak ; takımın otelde rehin kaldığı günleri, deplasmana futbolcunun gizliden verdiği parayla gidildiği günleri hatırlayınca bir kez daha o günlere gittim ve Türk futbolunun yaşamakta olduğu dramı bir kez daha hissettim ve bir kez daha üzüldüm.
Yazıma ekleyerek paylaştığım aşağıdaki dramatik hikâyede; Türk futboluna Talatları, Tarıkları, Kaleci Yaşarları, Ayhan Akmanları, Cenk Tosunları ve onlar gibi onlarca futbolcuyu kazandırmış yılların takımı Gaziantepspor'un içinde bulunduğu durumu ve maddi olanaksızlık nedeniyle kimselerin sahiplenmediği dönemde görev kabul eden bir teknik direktörün düştüğü utanç verici hali bulacaksınız.
Bu yazıyı bugüne kadar okumamışsanız , her gün televizyonlara çıkıp kayıkçı kavgası yaparcasına birbirlerine sataşan, boş boş konuşup ahkâm kesen, bunları yaparken de milyonları cebe indiren sözüm ona ey futbol otoriteleri sizler de okuyun ve Türk futbolunun durumunun sizlerin attığı palavralar gibi olmadığını görün. Hicap duyarsanız eğer; belki o zaman gerçekleri konuşma cesaretiniz olur.
Kendi ticari ikbâliniz için Futbol Federasyon Başkanlığı ve yöneticiliği yapanlar sizler de okuyun ve yarattığınız eseri görün. Yönetmekte olduğunuz kurumun iflas ettiğini görün. Hâlâ yabancı futbolcu sayısında doğru olanı bulamamış bir kurumun başkanı olarak , daha fazla yurt dışında oynamakta olan futbolculardan oluşturulan Milli Takım' ın yerlerde süründüğü gerçeğini görün.
Ticarî ikbâllerine ilaveten siyasi gelecek peşinde olup kulüp başkanlığı yapanlar ; sizler de bu trajedik oyunun bir parçasısınız . Sizler de okuyun. Araştırıp soruşturmadan ve bir hedef belirlemeden milyonlar dağıtıp aldığınız teknik direktör ve futbolcu zafiyetinin sorumlusu sizlersiniz. Günü geldiğinde kulübün elektrik borcunu ödemeden bırakıp gittiğinizde ; günahsız-çaresiz bir teknik direktörün annesinin mezarında ağladıktan sonra kelepçelenip cezaevine gönderilebileceğini göreceksiniz.
Siz burnu bir karış havada, küçük dağları ben yarattım havasındaki, kibir abidesi teknik direktörler; kulübün elektrik borcuna kefil olup ödeyemediği için kollarına bilezik takılıp Silivrilere gönderilen Gaziantepspor Teknik Direktörünün yerinde olabilirdiniz . Biraz empati yapın ve biraz da uzaklara bakmayı öğrenin.
Türk lirasına bile itibar etmeyerek milyon euro ve milyon dolarlarla pazarlık masasına oturduğunuz menajerlerinizle alt liglerde oynamakta olan futbolcu arkadaşlarınızın hangi durumda mücadele verdiklerini görmeniz için sizler de bu yazıyı okumadan geçmeyin.
Gaziantepspor'un elektrik borcuna kefil olan teknik direktör yeniden hapse girecek
2019'da kulübün kesik olan elektriklerinin geri gelmesi ve başkan Hasan Şahin'in hapse girmemesi için 486 bin liralık borcun 73 bin lirasına kefil olan teknik direktör Burak Şar, borç ödenmediği için 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Silivri Cezaevi'nden korona gerekçesiyle çıkarılıp 36 gün izin verilen Şar, 30 Temmuz'da hapse girecek. Şar, şimdi kendisini hapisten kurtaracak bir mucize arıyor.
Gaziantepspor'un borç yüzünden kesilmiş olan elektrikleri açılsın ve kulüp başkanı Hasin Şahin hapse girmesin diye kefil olan Burak Şar, yaşadığı dramı bir mektupla Hürriyet'e anlattı.
Şar'ın mektubunda şu ifadeler yer alıyor:
'Tesislerde elektrik yoktu'
"Gaziantepspor'da 2019'da teknik direktör olarak göreve başladım. Tesislerde elektrik yoktu ve kötü durumdaydı. Antrenmanlara zor şartlarda başladık. Sezon başladı, hep FiFA'dan, UEFA'dan cezalar geldi, para cezası, puan silme vs. Gene de yılmadan antrenmanlara, maçlara devam ettik. Bir gün kulüp müdürü tesise geldi, 'Hocam, başkanımız Hasan Şahin elektrik borcundan dolayı cezaevine girecek' dedi. Ben de 'Neden?' dedim, olayı anlattı. 'Celal Doğan Tesisleri'nin borcu' dedi.
Avukatlar telefonumuzu açmadı'
486 bin lira büyük para' dedim. Sonra beraber elektrik idaresine gittik, 'Borcun 73 bin lirasına kefil olunursa başkanınız cezaevine girmez ve elektrikler de hemen açılır' dediler. Ben de 'Tamam' dedim, imzayı attım ve başkan cezaevine girmedi. Fakat birkaç ay elektrik gelmedi. Ben ve futbolcular çok zor günler geçirdik. Avukatları aradık, 'Elektrik neden gelmedi?' diye sormak istedik. Telefonlarımızı açmadılar. Ondan sonra devre arası takım ligden çekildi, herkes evine gitti.
"Annemin mezarına gidip ağladım"
Benim evime tebligat geldi Gaziantep'ten, 'Elektrik borcunu ödeyin' diye. Ben de avukatı aradım, 'Ben bilmem' dedi ve kapattı telefonu. Sonra beni karakoldan arayıp ifade vermeye çağırdılar. Avukatı aradım, 'Gidersen cezaevine girersin' dedi. Dondum kaldım! O arada annemi kaybettik, karakolu aradım, 'Annemin 7'sini, duasını yapalım, gelip teslim olacağım' dedim. 'Tamam' dediler. Ve rahmetlinin mezarına gittim, ağlayarak mezarı başında dertleştim.
"Kelepçe takmayın"
Polisler beni Çağlayan Adliyesi'ne götürdü. Orada hemen bana kelepçe takıp cezaevi arabasına bindirdiler. O anı anlatmak çok zor. Sonra bir haber geldi, 'Evraklarını bekliyoruz' dediler arabadan indirdiler. Ellerimde kelepçeyle adliyeye imza atmaya götürdüler. Ben, 'Ne olur, kelepçe takmadan içeri gireyim' dedim. 'Yok' dediler ve iki polisle adliyeye girdik. Onca insan bana bakıyor, sanki 10 kişiyi öldürme suçlusu gibiydim, rezil oldum herkese ve aileme.
36 gün izinli mahkumsunuz"
Oradan Silivri Cezaevi'ne götürdüler. 6 saat bir şey yemeden içmeden bekledik. Sonra parmak izleri alındı, resim çektiler. Ve biri geldi dedi ki; 'Covid olduğu için 36 gün izinli mahkumsunuz. 30 Temmuz 2021'de teslim olacaksınız.' Yaşadıklarımı Allah kimsenin başına vermesin. Suçsuz yere 3 ay cezaevinde yatacağım."
"Futbol camiasından kimse aramadı"
Burak Şar, durumunu bilmelerine rağmen; üyesi olduğu Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği, Profesyonel Futbolcular Derneği ve Futbol Federasyonu'ndan kimsenin kendisini aramadığını söyledi. Şar, "Eski başkan Hasan Şahin neden borcu ödemiyor?" sorumuz üzerine, "Başkanın parası olsa öderdi" cevabını verdi. Cezaevine girmesi durumunda teknik adamlık kariyerinin biteceğini belirten Şar, "Hapse girmiş bir antrenörle kim çalışmak
Yazı (Halk TV'den alıntı)
