Günahıyla sevabıyla bir seçimi daha geride bıraktık.
Sonrasında sevinenler de oldu, üzülenler de.
" Başarı izah istemez, yenilgi mazeret kabul etmez" gerçeğini unutup veya görmezden gelenlerin bir tarafında; kazanmış olmanın gururunu başarıyı sahiplenme egosu içinde yaşayarak kendine paye biçme hevesinde olanlar,
diğer tarafında;
aldığı yenilginin nedenini başka başka yerlerde arayıp kendini sıyırmak için mazeretlerin ardına gizlenmeye çalışanlar.
Her iki kesimin de bu şekildeki uğraşları, belli bir süre içinde havası alınmış balon misali kaybolur gider.
31 Mart seçim sonuçlarının analizini yapabilmenin yolu ; objektiflikten kaçmadan, süreci doğru okumaktan geçer. Subjektif bir yaklaşım ve duygusallık içinde yapılacak değerlendirmeler doğru bir noktaya götürmez, yanıltıcı olur.
Karşımıza çıkan tablo ;
kimilerine göre "sürpriz", kimilerine göre "beklenen" şeklinde değerlendirilirken ; gelişmeler doğru okunduğunda bunun bir "dip dalga" olduğu gerçeği çıkar karşımıza.
Daha açık ifade etmek gerekirse ;
her geçen gün biraz daha bozulan yaşam koşulları karşısında, çok öncelerden gösterilmesi gereken sarı kartın gecikmeli de olsa gösterilmiş olmasının sonucu bir tablodur bu seçim sonucu.
Başta eğitim ve ekonomi olmak üzere ;
adalette, sağlıkta, tarımda, ulaşımda, teknolojide, dış ilişkilerde, temel hak ve özgürlükler konusunda yıllardır yaşanan olumsuzluklar ve bu olumsuzlukların vatandaşta yarattığı travmatik hal nedeniyle sarı kart çok önceleri gösterilmiş olsaydı, bugün çift sarı karttan kırmızı kart devreye girmiş olurdu.
Bu seçim sonuçları karşısında hiçbir parti ;
ilerde telafisi mümkün olmayacak handikapları yaşamamak adına, duygusallığa kapılıp olmamış bir zaferin sarhoşluğuna kapılma lüksüne sahip değil.
Zira ;
bu sonuçların arkasında, başta "emekliler" ve "emekçiler" olmak üzere büyük bir kitleden oluşan bir dip dalga gerçeği bulunuyor.
İlla ki, kazanandan ve kaybedenden bahsetme gerekliliği varsa ;
* MAĞDUR kazandı,
* MAĞRUR kaybetti.
* ÖZGÜRLÜKÇÜ kazandı,
* DESPOT kaybetti,
* DOĞRULUK kazandı,
* YALAN ve İFTİRA kaybetti,
* SAĞDUYU kazandı,
* KÜFÜR ve HAKARET kaybetti,
* EMEKLİ ve EMEKÇİ kazandı,
* YANDAŞ-PAYDAŞ kaybetti.
* ALIN TERİ kazandı,
* HAKSIZ KAZANÇ kaybetti.
* DÜRÜST kazandı,
* SAHTEKÂR kaybetti.
Ülke genelindeki panorama sonrası,
31 Mart seçiminin Mardin özelindeki değerlendirmesini rakamların diliyle yapmak, daha doğru olacak diye düşünüyorum.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı DEM Parti Adayı Ahmet Türk 3. kez kazandı.
Partinin sahip olduğu kemik oylar ve şu anda siyasi arenanın en eski siyasetçisi olma özelliği taşıyan, partisi dışında da sayılıp teveccüh gören Ahmet Türk faktörüne karşı AKP Adayı olan Abdullah Erin'in seçmende karşılık görmesinin yanısıra olağanüstü bir performansla çalışması sonuca yansımadı.
İki günde bir, sözde kendisine destek ve "ihsanda" bulunmak için gelen Bakan, Bakan Yardımcıları, Eski Bakan ile eski ve yeni milletvekilleri, sadece "gölge" yaparak sürece katıldılar.
İnanıyor ve iddia ediyorum ki ;
Abdullah Erin, çalışma sürecini tek başına yürütmüş olsaydı ; kazanması mümkün olmayan bu seçimde %28 değil, %35 gibi bir sonuç alırdı.
Gölge, partinin 7-8 puanını götürdü.
Büyükşehir Belediyesi seçiminde ; %73'lük bir katılımla, 555.072 seçmenin 405.695'i oy kullandı. 168.011 seçmen sandığa gitmedi, 26.291 seçmen sandığa gittiği halde geçersiz oy kullandı.
Oylama sonucu ; DEM Adayı Ahmet Türk %57.4 oranla 218.042 oy alırken, AKP Adayı Abdullah Erin, %27.8'lik bir oranla 105.528 oy aldı.
DEM Parti ;
Kızıltepe,
Nusaybin,
Derik,
Mazıdağı,
Dargeçit ve
Artuklu ilçe belediyelerinin,
AKP ;
Midyat,
Savur,
Ömerli ve
Yeşilli ilçe belediyelerinin başkanlıklarını kazanmış oldu.
Katılım azlığı ve geçersiz oy kullanma durumu, en çok Artuklu ilçesini etkiledi.
119.934 seçmeni olan Artuklu'da ;
%73.2 oranında 87.578 kişi oy kullandı
6.200 seçmen geçersiz oy kullanmayı tercih etti.
Buna göre ;
DEM %48, 35.072 oy,
AKP %33.49, 27.312 oy,
YRP %8.9, 6597 oy,
CHP %5.4, 4404 oy alırken,
Artuklu Belediye Başkanlığı'nı M.Ali Amak kazanmış oldu.
Bu seçim sonuçlarıyla ;
seneler sonra bir ilki başaran seçmen, tüm partilere seçim sonucunu doğru okuyup gereğini yapma görevini verdi.
555 bin seçmenin 197 bininin katılım sağlamayıp geçersiz oy kullanması düşündürücü bir rakamdır.
Verilmiş ödevi yerine getirmeme sonucu çift sarı karttan kırmızı kart olacağı gibi, direkt kırmızı kartla oyun dışı kalma olasılığı da doğmuştur.
"Kendim ettim, kendim buldum" türküsüne düçar olmama temennisiyle...
